"Vurulup temiz alnından 
Uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna ya Râb,
Ne güneşler batıyor" diye devam eden, 
Şiirde,
Şairin anlattığı bir savaştı o…
Bu,
Bir milletin 
Varoluş savaşıydı…
Bir tarafta dünyanın, 
En gelişmiş, 
Güçlü silahları ile kuşanmış, 
Modern ve 
Güçlü orduları vardı…
Gemileri,
Dönemin en ileri düzeydeki
Yüzen kale olarak bilinmekteydi…
Diğer tarafta ise
Giyecek giysi bile bulamayan, 
Yemek listesinde 
Ekmek ve hoşaftan 
Başka bir şey olmayan, 
Ama 
Dünyanın 
En inançlı ordusu…
Çocuk yaştaki lise öğrencileri, 
Çanakkale’ye gitmek için 
Okudukları okulun müdürüne
Müracaat ettiklerinde, 
Müdürlerinden,
“Evlatlarım, 
Siz daha çocuksunuz, 
Askere 
Biz gideceğiz siz okuyun “ diye,
Cevap almışlardı… 
Öğrenciler ise
Hep bir ağızdan, 
“Hocam, 
Ülkemiz bölündükten, 
Yıkıldıktan sonra, 
Bizim okumamızın ne önemi var, 
Ölürsek şehit, 
Kalırsak gazi oluruz” diyerek, 
Bu Aziz milletin çocuklarının bile 
Kahraman olduğunu 
Bütün 
Dünyaya kanıtlamışlardı…
İşte
Varoluş mücadelesi yapan 
Bu aziz milletin,
Çanakkale savaşı dönüm noktasıydı…

Çanakkale’de 
Birliğini teftiş eden komutan, 
Bir askerin kafasının, 
Kınalı olduğunu görerek sorar,
“Evladım, 
Kafan niçin kınalı?” 
Asker, 
“Bilmiyorum komutanım, 
Annem kınaladı” der. 
Komutan 
“Evladım, bunun bir sebebi olmalı, 
Annene mektup yaz, 
Ne için olduğunu bana bildir” der.
Asker 
Annesine mektup yazarak,
Hal hatırdan sonra sorar, 
“Anacığım, 
Komutanım niçin beni kınaladığını sorar, 
Ben cevap veremedim, 
Bunun sebebini bana yazar mısın?” der… 
Annesinin cevabı,
“Yavrucuğum, 
Bizde, 
Kurbanlık koyuna kına yakarlar, 
Bende seni 
Vatana kurban seçtim, 
Onun için kınaladım” diye cevap verir… 
Mektubu okuyan komutan 
Gözyaşlarını tutamaz…

Yine 
Savaşın en sıcak zamanında, 
Bütün arkadaşları 
Şehitlik makamına ulaşmış 
Seyit Onbaşı, 
Düşman gemilerinin 
Boğazdan geçmekte olduğunu görerek 
Ne yapacağını şaşırır… 
Gemilerin geçmekte olduğunu 
Görünce, 
Aklı başından gitmişti…
Mermiyi kaldıran 
Vinçte, 
İsabet almış parçalanmıştı…
Mermiler,
256 kiloluk devasa mermilerdi… 
Mermilerin başına gidip 
“Allah(cc)” diyerek 
Mermiyi kucaklamıştı… 
Bir mucize olmuş, 
Mermiyi kaldırdığı gibi 
Topa koyarak, ateş etmişti… 
Tabyayı yok eden düşman gemileri, 
Şaşkınlık içinde hayret etmiş, 
“Bu mermi 
Nerden gelmişti” diye merak etmişlerdi… 
Biraz sonra bir mermi daha, 
Düşman gemileri 
Gerisin geriye çekilmeye başlamıştı… 
Düşman Amiral gemisi 
“Ocean” vurulmuş, 
Bir mucize olarak, 
Düşman gemileri geri dönmüşlerdi…
Savaştan sonra, 
Nasıl yaptığını görmek için, 
Seyit Onbaşı’ya 
“Tekrar yap” dediklerinde, 
Mermiye sarılan Seyit Onbaşı, 
Mermiyi 
Kaldırmayı bırak, 
Yerinden bile oynatamamıştı… 
Orada bulunan bir yetkili, 
“Anladım bırak evladım, savaştaki 
O ruh, 
O heyecan, 
O aşk yokta 
Ondan olmadı” demişti…

Bir hücum gününde 
Sedyeciler,
Hiç durmadan yaralı taşıyor, 
Doktorlar sadece 
Yaraları sarabiliyorlardı… 
Hayatlarından umut 
Kesilenlerle, 
Fazla ilgilenmiyorlardı... 
Tam işin en yoğun olduğu sırada 
Cerrahın önüne 
Gencecik bir çocuk yatırırlar, 
Bir ayağı kopmak üzere 
Parça parça ve 
Bağırsaklar dışarıda 
Artık 
Ondan ümit yoktur…
Doktor, 
Kopmak üzere olan ayakla 
Fazla ilgilenmeyerek, 
Sadece bağlar, 
Bağırsakları toplar. 
Sağlıkçılara “Kaldırın”; derken 
Genç çocuk “Baba” ; diye seslenir… 
Bakar kendi oğludur,
Sarılır, 
Öper oğlunu, 
Masanın üzerine bir başka yaralı 
Mehmetçik yatırılmıştır bile…
Doktor, 
Onunla meşgul olmaya başlar…
Sırada 
Daha çok 
Mehmetçik beklemektedir... 
Doktor ancak ertesi gün 
Oğlu ile ilgilenecek zamanı bularak,
Onu aramaya koyulur,
Fakat 
Oğlu çoktan gömülmüştür…

Çanakkale savaşından sonra bu millet, 
Kurtuluş savaşında 
Kadın, 
Çocuk, 
Yaşlı ve 
Genci ile beraber savaşmış, 
“Ya İstiklal, 
Ya Ölüm” 
Parolasını şiar edinmişti…
Bu Aziz millet, 
15 Temmuz gecesinde, 
Aynı kahramanlığı yaparak, 
Tonlarca ağırlıktaki 
Tankların altına yatmıştı… 
Çatılara çıkarak, 
Uçakların üzerine atlamaya çalışmıştı… 
Atlayabilse, 
Uçağın kapısını açarak 
Pilotu yumruklayıp, 
Aşağıya atacak 
Pilot koltuğuna kendisi oturacaktı…
Uçaklar kalkmasın diye, 
Bir yıllık mahsulünü yakıp, 
Uçakları uçurtmayan kahraman, 
Zararının karşılanmasını söylediklerinde, 
Bunu kesinlikle kabul etmeyeceğini, 
Şehit olamadığını, 
“Bu çorbada benimde tuzum olmasını
İstediğini” söylemiştir…
İşte kısaca tanıtmaya çalıştığımız 
Bu Aziz milleti 
Yok etmeye çalışan gafiller var…
Bu millet, 
Allah(cc)’ın izni ile 
Kıyamete kadar devam edecektir…

Türk milletinin 
“Var” 
Olma savaşı olan,
Çanakkale savaşının 
109. yıldönümü kutlu olsun…

18.03.2024
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber