Anlaşılan o ki, İstanbul seçimlerinin iptal edilmiş olması Ekrem İmamoğlu’nun önceden var olan tartışmalı başkan olma sıfatını tartışmasız başkan olma durumuna çevirmek için bir yöntem. Dolayısıyla bu karar CHP ye yaramıştır.
Bakmayın siz öyle feveran ettiklerine sevinçlerinden havalara uçuyorlar. Mağdur edebiyatına başladılar ya yolun sonu belli oldu zaten.
Ak Parti bilerek mi bilmeyerek mi bu itirazı yaptı, nasıl yaptı bunu bilmek zor. Ama bu itirazın Ak Parti açısından çok yanlış olduğu tartışma getirmez bir gerçektir.
Her ne kadar ileri sürülen hukuki gerekçeler Anayasa ve yasalara uygun olsa da işin bir de kamuoyu boyutu vardır. Bunun göz ardı edilmiş olması çok büyük bir hatadır. Bir siyasetçi bunu hemen görebilmelidir.
Yargıya anlatılabilen bazı gerçekleri kamuoyuna da anlatabilmeniz şarttır. Aksi takdirde işiniz zordur. Nihayet oy silahı vatandaşın elinde yargının elinde hiçbir şey yok.
Menfaatine aşırı düşkün kişi ve gurupların dalkavukluk mesleğini çok iyi ifa ederek Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın etrafından kümelenmiş olması, onun kimi gerçekleri görmesine mani olduğu aşikârdır.
Ak Partinin itirazi üzerine YSK bir karar verdi. Bu karar neyi değiştirecek? Ben söyleyeyim hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Bu şimdiden ayan beyan ortada. İmamoğlu yeniden seçilince tartışmalı başkan olma sıfatı kalkmış olacak. Yani İmamoğlu bir nevi aklanacak. Bunun Ak Partiye bir yararı olur mu? Asla olmaz çok büyük zararı olur.
Kılıçtaroğlu çıktı YSK hakimlerine demediği kalmadı. Olmadık hakaretler etti ve tehditler savurdu. Sanırsınız ki iktidarda olan Ak Parti değil de CHP dir. Nereye güveniyor anlamak zor. Halka güveniyor desem halk kendisini desteklemiyor. Hükümet de Ak Partinin elinde olduğuna göre güvendiği dışarılardan birileri var demektir.
YSK hakimleri kendilerine yapılan bu tehdit ve hakaretleri yer mi yemez mi bilemiyorum ama bunun toplumda bir ayrışma ve gerginlik yarattığı açık ortada.
Bütün bunlara gerek var mı? Hiç gerek yok.
Devletin bütün zinde güçleri Ak Partinin elinde iken ve üstelik 17 yıllık iktidari sonucunda İstanul gibi bir büyük metropol şehrin seçimini böyle bir duruma düşürmüş olması hiçbir mazeret ileri sürülerek açıklanamaz.
Besbelli ki sayın Erdoğan’ın etrafı 15 Temmuz öncesi gibi düşman bir çember ile kuşatılmıştır. İşin daha da kötüsü sayın Erdoğan’ın bunu halen farkına varamamış olmasıdır.
Üzülerek söylemek gerekir ki, sayın Erdoğan tüm bürokratik atamalarında daima liyakatı öne çıkarması gerekirken bunu yapmayarak ideolojik yakınlıkları öne almıştır.
Bu durum Erdoğan’ın başarısını daima olumsuz etkilemiştir. Çöküşünü de bu atadığı ve güvendiği liyakatsızlar ordusu hazırlamaktadır.
Oysa sıkı sıkıya bağlı olduğuna inandığım İslam dini kendisine “Görevi liyakatlı olana verin” diyor ve kendisini bu yönde uyarıyor.
Neyse ki bütün olanlar oldu. Bu güne gelindi lakin son olarak şunu da söylemeliyim ki, Ak Parti İstanbul’da yaılacak olan 23 Haziran seçimlerinden sonra geri saymaya başlayacaktır. Gidiş onu göstermektedir.
12.05.2019 M.Sadullah SAĞLAM