Kendi içimize bakarak o acıların nedenini bulabiliriz. En önemli nedenlerden biride insanın aşk acıları çekmesidir. Bunun nedeni ise bencilce sevmektir. Kişi ne zaman bencillikten kurtulup, koşulsuzca kalbini herkese açarsa o zaman acılardan kurtulur. Acılardan kurtulmanın başka bir yolu da beklentisiz olmaktır. Hayatınızdaki kişiden hiç birşey beklemeden, sadece sevgisini paylaştığı için teşekkür etmekte acılardan, kurtulmanın en önemi anahtarıdır. Bu konuda Dünya Değişim Akademisi’ndeki Değişim Uzmanları bize ayrıntılı bilgi veriyor.
“Sevgi kordonu göğüs enerji merkezi düzeyinde oluşur. O yüzden sevgi alış verişi kalp düzeyinde hissedilir. Sevgililer birbirlerini terk edince sevgi kordonu hasar görür, sevgi alış verişi sekteye uğrar ve kişi kalp düzeyinde acı hisseder ve “kalbim acıyor ”der.
Aslında bu, sevgi açlığının acısıdır. Birey artık sevgilisinden sevgiyle beslenemiyor ve sevgi açlığı çekiyordur. Bu sevgi açlığı acılara neden oluyor. Bu acıları dindirmek için birey başka birini aramaya başlar ama bulunca da kalp acısı bitmez çünkü kişi aynı sevgi frekansıyla beslenemez ve eski sevgi kaynağını özler.
Herkesin faklı sevgi frekansı vardır. Bu frekanslar uyumlu olunca kişiler birbirlerine âşık olur ve birbirlerinin sevgisiyle beslenmeye başlar. Bu beslenme içgüdüsel olur. Kişi sevgilisini bir besin olarak kullandığının farkında bile değildir.
Sevgililerden birisinin sevgisi her zaman ötekinden daha fazla olur. Daha az sevgisi olan daha fazla olandan doğal olarak daha fazla sevgi enerjisiyle besleniyor ama karşılığında daha az veriyordur.
Sonuç olarak daha fazla veren daha çabuk tükenir ve sevdiği kişiyi terk eder çünkü artık tükenmişliğe dayanamaz. Tek edilense klasik olarak şunu söyler: “Ona her şeyimi vermiştim ama beni terk etti”
Aslında bu ifade gerçeği yansıtmamaktadır. Bir insana her şey verilirse, neden vereni terk etsin? Asla terk etmez. Tabi deli değilse eğer! Gerçek şu ki, kişi her şeyini vermemiş, tam tersi sevgilisinin bütün enerjisini emmiş ve tüketmiştir.”
Çok güzel