Kiminle konuşursanız konuşun ilk olarak size adaletten söze başlar. Normal olarak sıradan insanların sözünü ettiği adalet, yargı mercilerinde tecelli etmesini bekledikleri adalettir.
Ne var ki, yürütme ve yasama organları da adil olmak zorundadırlar. Bu organlarda görev yapan her kim varsa (milletvekilinden bakanlara ve onların alt birimlerine kadar) bu kişiler adil olmayınca yargı mercileri de adil olamaz.
İktidarı veya muhalefeti hepsi içinde değerlendirirsek, gelir düzeyi yüksek olanlar genel olarak güç kullananlardır. Güç kullananları eleştirecek olanlar da yüksek gelir düzeylerine sahip olunca garip guraba diyebileceğimiz emeği ile geçinmek zorunda olanların hakkını kamil manada savunacak hiç kimse kalmıyor.
Ne var ki, gelir düzeyi yüksek olan muhalefet milletvekilleri de hiçbir ciddi proje ortaya koymadan bu garip guraba zümrenin hakkını savunduğunu iddia ederek bulunduğu makam ve mevkiini korumanın peşinde koşmaktadırlar.
Hiçbir iş yapmayan üst düzey bürokrat ve sözüm onlara milletten kopuk milletvekilleri en yüksek ücretleri alsınlar sonra da işçi memurun haklarını müdafaa ettiklerine onları inandırsınlar yeter.
Her yıl başında olduğu gibi bu yıl başında da memur ve emeklilere güya bir zam verildi. Güya diyorum zira üst düzey gelir gruplarında bulunanlara yapılan yüzde beş zam ile düşük gelir gruplarındakine yapılan yüzde beşlik zam ne yazık ki yüzde olarak aynı gibi görünse de rakam olarak çok farklıdır.
Türkçesini isterseniz yüksek gelirli aynı orandaki zam ile düşük gelirlinin mevcut maaşından daha çok zam alıyor. Şimdi bunun neresinde adalet var biri anlatsın da bizler de anlayalım.
Emekli olan devlet memurlarına aile yardımı yapılmıyor. Neden bir türlü anlamış değilim. Aile yardımının manası nedir? Bu yardım memurların eşleri için ise eşi yaşayan adamın eşi de çalışmıyorsa ölü olarak mı değerlendiriliyor. Bunu da anlamak mümkün değil.
Bütün bu adaletsizliklerin tümü giderilse toplumsal barış kendiliğinden sağlanır. Ama bugünkü hali ile kimi yer kimi bakar ise güvenlik kuvvetleri ile dahi zor sağlarsınız toplumsal barışı.
Bütün bunları bizi yönetenler bilmiyor mu, pek ala ki biliyorlar. Biliyorlar da kendi konforlarından asla taviz vermiyorlar. Unutulmamalıdır ki, bunun adı da bir tür zulümdür. Zulmün baki olmadığını bugünkü yöneticilerimiz çok iyi biliyor olmalıdırlar.
Mevcut iktidar, ülkemiz adına çok olumlu icraatlar gerçekleştirmiştir. Onları burada saymam gerekmez. Zira, bu millet kendilerine iş yapsınlar diye oyları ile destek vermektedir.
Türkiye acilen bir gelir dağılımı reformu gerçekleştirmesi gerekir. Aksi halde yukarıda anlattığım çarpıklıklar bu iktidarın sonunu getirmeye yeter de artar bile söylemesi benden.
17.01.2020 M.Sadullah SAĞLAM