Sadece bu sezon oynadığı 9 maçta değil; tam 21 maçtan beri yenilmeyen, bileği bükülmeyen bir takımın başarısı, tesadüf olamaz! Sistemli çalışmanın, mücadelenin, özverinin, bilgi ve becerinin ürünü bu şüphesiz.. Bunu inkar etmek; emeğe ve bu başarıya saygısızlık olur! Başarının ardında asıl aktörlerin yanında, sisteme dahil olan tüm unsurların emeğinin olduğu ve toplam kalitenin bu şekilde elde edildiği de açık ve net olarak görülüyor. Umarız sezon sonu, 10 yıldır hasret kalınan şampiyonluk nişanıyla bu emek taçlandırılır, bu müthiş taraftarda özlediği ve beklediği şampiyonluk ateşini 10 yıl aradan sonra tekrar yakar ve etrafından toplanıp, o güzelim Karadeniz şarkılarını, türkülerini söylerler....
Evet, bugün maç sonucuna baktığımızda 3-1'lik net bir skorla liderliği aldı Trabzonspor. Kolay geçmesini beklediğimiz maç bir tık daha zor geçse de, sonuçta aldı (3) puanı ve cebine koydu takım! Nasıl mı? Sabırla, inançla, beceriyle, taktikle, teknikle ve akıllıca tabi.
Sabırla aldı.. Çünkü daha 2. dakikada 1-0 öne geçebileceği maçın 3. dakikasında 5'e 2 karambol pozisyonda kalesinde golü görmesine rağmen, 25. dakikada beraberliği sağlayıp, sonrasında 10 kişi kalan ve 8 kişi ile defans yapan rakibine galibiyet golünü atmak için taaa 87. dakikaya kadar sabırla bildiği oyunu oynadı ve bunun haklı karşılığını da almış oldu.
İnançla aldı.. Çünkü öncelikle inanıyor bu takım başaracağına. Ve bu inanç sadece bu maç özelinde olmayan, bu sezon bir çok maçı örnek gösterebileceğimiz bir inanç! Tüm zorluk ve aksiliklere rağmen inanç! Takımın hem askeri ve aynı zamanda generali Grande Hamsik kadroda olmasa da, bay beyin sakatlanıp erkenden çıksa da, sağ kanadın lokomotifi Perez keza sakatlanıp kenara alınsa da, takımdaki inanç kaybolmuyor hiçbir zaman! Kolay değil, saydıklarımız oturmuş kadronun en az %30'u. Fakat eksikliklere rağmen bir sistemi var takımın; olmayanların yerine sonradan girenlerin fazla sırıtmadan inançla mücadele edip görevlerini yapmaları, bu sistem üzerine verilmiş yeterli taktiklerin; aklın eseridir; kesinlikle tesadüf değil; olamaz!
Biz bunları söyler ve yazarken, tabi ki birileri hakem diyecek!! Söylenişi ve telafuzu bile kulağa komik gelecek olan ve hiçbir kimsenin de aslında alışık olmadığı "Trabzonspor kollandı" gibi laflar edecek! Efendiler; bu takım Trabzonspor'dur! Bugünkü maçta KİM'in DJANINI'nin sırtına aldığı destek haricinde, hiç bir kimsenin örtülü desteğini almamıştır arkasına! Onun içindir ki bir şehir takımı olmasına rağmen Türkiye geneline yayılmış bir taraftar grubuna sahiptir.. Dürüsttür, temizdir sonuna kadar. Bugün de hiç kimsenin desteğini almamıştır arkasına; az önce söylediğimiz gibi: KİM'in DJANINI'ye arkadan orantısız desteği hariç! Ve Cornelius-Szalai penaltı pozisyonu? Futbol oynuyoruz Atilla kardeşim; güreş yapmıyoruz değil mi? Bir stoper rakibi böyle mi marke eder acaba? Ahtapot misali açılmış ellerinle kavramak ve rakibi durdurmak var mıdır futbolun içinde? Yoktur kardeşim yoktur! Bunlar varsa karşılığı haklı bir penaltıdır ve o penaltıyı da Bakasetas kolay kolay kaçırmaz!
Bakasetas!! Sırılsıklam topçu, futbolcu; söylenecek söz yok! Edgar; defansın bence patronu o; Hugo iyi bir yardımcı! Djanini.. Olmazsa olmaz! Trondsen.. bir orta saha oyuncusundan ancak bu kadar iyi bir sol bek yapabilirsiniz! Dorukhan.. çok çok daha iyi olacak eminim! Ömür, siopis.. özveri ve çalışkanlıklarından şüphemiz yok! Ve değerli Hocam ve ekibi.. İnanıyoruz sizlere!
Son söz; muhteşem taraftara.. Ufak hatalarda bile motive edip ayakta tutan alkış ve destekleriniz eksik olmuyor ya; gerçekten Harikasınız!! Kalın sağlıcakla..