Dün,
Dünya şirketi iddiasındaki
THY’ ın,
Aslında öyle olmadığını
Ve
Dünya şirketi
Olmaları için
Çok daha fırın ekmek yemeleri
Gerektiğini yazmıştım…
Bugün
Başka bir alanda
Büyük olduğu iddia edilen
Trabzon’dan
Dünyaya açılan bir firmaya
Köşemde yer vereceğim…
Uçağa binemeyince,
Otobüsle
Trabzon’a gitmek için
İstanbul Havalimanından
Metroya binerek,
Alibeyköy
Cep otogarına geldim…
Orada
Ali Osman Ulusoy adlı
Otobüs firmasından
En arka dörtlünün sağ cam kenarından
Bilet almıştım…
Aslında
Otobüs yolculuğu
Bana çok zor geliyordu…
Ama
Mecbur kalmıştım…
“Başka çarem yok” diye düşünüp,
Hazırlık yapmıştım…
En az
15-18 saat arası
Yolculuk yapacaktım…
Fakat
Saatim geldiğinde
Otobüse çıktığımda yerime
60-65 yaşları arasında
Bir adamın oturduğunu gördüm…
“Orası
Benim yerimin olduğunu” söylediğimde,
“Ne fark eder,
Otur yan tarafta” diye,
Bir tavırla karşılaştım…
“Ağabey,
Herkes kendi yerinde oturacak,
Benim yerim orası
Lütfen
Kendi yerinize
Geçer misiniz?” dediğimde,
“Geçmiyorum” dedi…
Benim şansımda böyle
Nerde bir psikopat,
Nerde bir inat,
Hep gelip, beni buluveriyordu…
Yazıhane görevlisi,
“Dayı,
Senin koltuğun yan taraf,
Orada oturacaksın” dediği halde,
Elini koynuna koyan adam,
Konuşmadan
Somurtmaya devam etti…
Onunla
Baş edemeyeceğini anlayan yetkili
Bana dönüp,
“Sende
Otur öbür koltukta” der gibi,
“Dudullu’da inecek,
Şöyle idare et” dedi, bana…
Neyse
1,5 saat sonra
Dudullu’ya geldiğimizde
Adamın uyuduğunu gördüm…
Muavine
“Bu adam burada inecekti,
Uyuyor” dediğimde,
“Yok ağabey,
O adam Görele’ye kadar gidecek” dedi…
“O zaman
Beni yerime oturtun kardeşim”
2 şoför,
1 muavin adamı
İkna etmek için 10 dakika çene çaldılar…
Sonunda adam yerine geçip
Oturmaya karar vermişti…
Fakat
Ortam çok gerilmiş,
Yanımda oturan psikopat,
Ufak bir hareketimde
Öyle ters bakıyor ki,
Belinden silahı çıkardı, çıkaracak diye
Büyük strese girdim…
Çakımı
Açık şekilde,
Avucumun içinde
Yolculuğun sonuna kadar beklettim…
İkimizden birinin
Niyazi olma ihtimali çok yüksekti…
Beline davrandığı gibi
Beş, on tane bıçak darbesi
Vurmak için hazır vaziyette bekledim…
Adam inene kadar,
Gözümü bile kırpmadım…
Adamın elleri koynunda,
Kaşları
Çatık vaziyette yolculuğu bitirdi…
Molalarda bile
Bana yer vermiyor,
Çıkmama müsaade etmiyordu…
5-10 dakika bekliyor,
Keyfi olarak bana müsaade ediyordu…
Tam bir
Mazhar Osman’ lık durumdu…
Şoför ve muavine
Durumu belirterek,
Çözüm bulmalarını istedim…
Ancak
Hiçbir çözüm bulunmadı…
Neyse
Görele’de inince
Öyle rahatladım ki, anlatamam…
Trabzon
Çömlekçi mevkiinde
Benden başka bütün yolcular inmişti…
Fakat
O arada Araştırmacı Yazarlığın
Vermiş olduğu ilgiyle
Şoför ve
Muavinlerin durumunu sordum…
2 şoför olduğu için dinlenip,
Uykusuz kalmıyorlarmış…
Fakat muavin
Öyle uykusuz ki, durumu feci görünüyor…
Neyse
Eski terminalin önündeki
Durakta indiğimde,
Bagaja verdiğim bavulun olmadığını gördüm…
Çamaşırlarım,
Bilgisayarım
Ve
Bir sürü elektronik eşyalarım içindeydi…
Hepsinden daha önemli
50 yıldır çektiğim video
Ve
Fotoğrafların olduğu,
Harici hard diskimin kaybolması
Beni öyle telaşlandırdı ki…
Uykusuzluktan
Sarhoş şekildeki muavin,
İşin içinden çıkamayınca
“Niye
Bavulları verirken
Beni kollamıyordun” deyip,
Suçu bana atmaya çalışıyordu…
Onlarla beraber
Son durakları olan,
Trabzon Havaalanı mevkiinde
Ali Osman Ulusoy otobüslerinin
Toplanma yerine kadar geldik…
Bu arada
Ali Osman Ulusoy firmasını arayan
Çömlekçi’ de inen bayan yolcu,
“Çömlekçi mevkiinde
Bir bavulun unutulduğunu” söylüyordu…
Şoför,
“Dolmuşa bin,
Çömlekçi’ den gidip,
Bavulunu al” diye bana söyledi…
“Nasıl yani,
Burada bir aracınız yok mu?
Ben mi gidip, alacağım…”
“Sen şükret ki,
Bavulun bulundu,
Ya bulunmasaydı” diye, bana fırça attı…
…
Neyse
Dolmuşa atlayıp
Bayanın telefonunu alarak,
Yola çıktım…
Bayanla beraber sürekli konuşuyor,
Bavulu bırakmamasını
Devamlı rica ediyordum…
Çömlekçi’ ye gidip,
Bavuluma kavuşmuştum…
Genç kıza
Teşekkür üzerine teşekkür ediyordum…
“Nasıl olduğunu” sorunca,
Uykusuz muavin,
En son kalan bavulu da,
İnen yolcuyla beraber
Durağın kenarına bırakıyordu…
Verilmiş sadakam vardı ki,
Bu bayan bavula sahiplik etti…
İlk defa
Trabzon’a gelip,
Of’a gideceğini söyleyen bayan,
“Burada indiğini
Of’a gidecek
Parasının olmadığını” bana söyledi…
Bavulumu bekleyen kadına
Harçlığını,
Yol parasını ve
Yemek parasını vermiş oldum…
Bir geziye çıkalım dedik,
Neler
Başımıza gelmiş oldu…
Gezinin başında
Dünya şirketi olduğunu iddia eden
THY,
İnsanları
Öyle mağdur ediyor ki,
Kendisinin geleceğini sorgulatıyor…
Gezimin sonunda ise
Türkiye’nin önemli şirketlerinden
Biri olan,
Ali Osman Ulusoy,
Kaybettiği bavulu arayıp, sorgulamayarak,
“Sen git al” diyor…
İşte
Dünya şirketi olmak
O kadar
Kolay bir şey değildir…
Bir Mercedes,
Bir Microsoft
Veya
Dünyaca meşhur bir şirket olmak,
O kadar kolay değil…
Bu duygularla,
Hoş kalın, hoşça kalın…
13.11.2023
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar