Bak şu dünyaya, etrafımıza bak, çevremize bak ne görüyoruz. Gördüklerimiz ile yaşadıklarımız aynı şeyler mi? Hayat yaşadıklarımız ile yaşattıklarımızdır herhalde.
Sadece ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz. Aslında bilir gibi yapıp ama maalesef bildiklerimiz bir hiç uğruna yok olup gitmektedir. Amaç para olmuş. Amaç para olunca geçmişten geleceğe değerli olan her şey değersiz hale getirdik.
Para para Napolyonun dediği gibi. Para dedik ahlaki değerlerimiz sattık. Para para dedik huzurumuzu, gülen kalpleri, seven yürekleri küstürdük, Para dedik kardeşliği, insanlığı, insan olmayı bıraktık. Para dedik, parayı amaç edindik sahip olduğumuz ahlaki değerleri, dinimizi, kültürümüzü, geleneklerimiz kaybettik. Her şeyi para uğruna yapar olduk.
Hatta öyle aç gözlü, doyumsuz hale geldik ki para uğruna vatanımızı, dinimizi, asaletimiz satar hale geldik. Parayı amaç haline getirdiğimiz için yaptığımız savaşlar bile para için, çıkar için oluverdi. Para amaç olunca ölen çocukların, olen mazlumların, ölen günahsızların bir anlamı kalmadı. Para amaç olunca liyakatin de bir önemi kalmadı. Çünkü parayı veren düdüğü çalar oldu. Parası sayesinde çevresini kullanarak istediği şeyi yabıp istediği şeyleri yaptırabilir olduk. Ben yiyeim komşum hiç yemesine geldik.
Ancak bizim atalarımız komşusu açken tok yatmayı sevmeyen bir anlayışla, kültürle yetişmiş ve devletleri bu üslupla kurmuşlardır. Parayı amaç değil araç olarak kullanmıştır. Bizim atalarımız sefere çıktığın da gittiği yerler düşman toprakları da olsa, farklı dine de mensup olsa verdiği zararı, yediği yiyeceğini hakkı verir geçerlerdi.
Ancak şimdiler de neler görüyoruz bırak yiyeceği, insanlar ölüyor, öldürülüyor ancak kimsenin sesi çokmıyor. Neden çıkarlar uğruna kimsenin sesi çıkmıyor. Neden ? Çünkü amaç para. Ülkelerin, Müslümanların sesi çıkmıyor. Neden? Çünkü onlarında amacı para. Nerde Kanuni Sultan SÜLEYMAN, Nerde Yavuz Sultan Selim nerde diğer atalarımız. Dünyanın bir uçunda bir ıstırap olduğunda bir mesaj yeterli oluyordu.