Biliyorsunuz,
Yüzyılın felaketi olan,
10 kent
Ve
13,5 Milyon insanı etkileyen
Depremde,
Çok sayıda vatandaşımız
Ölmüş,
Yaralanmış
Ve
Büyük ölçüde maddi kayba uğramıştı…
Depremden sonra
Bütün ülke
Bir yumruk gibi bir olmuş,
Ülkenin her yerinden
Gönüllüler aracılığı ile
Bölgeye yardım yağmaya devam ediyordu…
Hatta
Yurt dışından gelen
Arama kurtarma
Ve
Yardım araçları bölgeye ulaşmıştı…
Basın Yayın Enformasyon
Bakan Yardımcısı olarak
Mensubu olduğum,
Göyçe Zengezur
Azeri
Türk Cumhuriyeti’ de ilk günden beri
Afet bölgesindeydi…
Cumhurbaşkanı
Sayın Rizvan Talibov’ un emriyle
Afet bölgesinde yardım dağıtılıyor,
Görev yapılıyordu…
Azerbaycan’dan gönderilen tırlar,
Afet bölgesine ulaşıyordu…
Sayın Cumhurbaşkanı Rizvan Talibov’ un
Yazılı emriyle,
Bölgede görev alacak
Kabine üyeleri belirleniyordu…
…
İşte
Bizzat giderek,
Kendi gözümle gözlemlediğim
Afet bölgesinde,
İçişleri Bakanımız
Sayın Süleyman Soylu’ nun talimatıyla
Bölgedeki
Vurgun, soygun,
Yağmalama olaylarına
Artık
Güvenlik güçleri çok sert cevap veriyor…
Devlet,
Şefkatini olduğu gibi
Gerektiğinde,
Yumruğunu da hissettirmeye başladı…
Başıbozukluk,
Eşkıyalık yapanlara,
Anında müdahale ediliyor…
Milletimizin
Bir yumruk gibi bir
Ve
Bütün Türkiye’yi
Yekvücut olarak gördüm…
Bölgeye yardım gönderilmesi
Elbette
İnsanımızın,
Yardımseverlik duygularını
Ortaya çıkarmış oldu…
Fakat
Devletin birimlerinin her tarafta olduğu
Burada,
Giysi gibi fazlalık olanlar
Çöplerde dolaşmaya başladı…
Kuru gıda
Ve
Bakliyat gönderenler var…
Fakat
Bölgede su ve
Ateş sorunu olduğu için
Bunları pişirme şansları yok…
Onun yerine,
Sıcak yemek yapılıp dağıtılması,
Çok daha
Uygun olacağını düşünüyorum…
En önemli olan
Soğuktan korunmak için
Battaniye, çadır gereksinimi var…
Bölgede elektrik sıkıntısı olduğu için
Cep telefonu şarj cihazları
Ve
Odun yakılabilecek
Sobalara ihtiyaç olmakta…
Salgın hastalık
Olma tehlikesi baş gösteren bölgede
İshal ve
Uyuz görülmeye başlamış…
Tuvalet akarları
Çekmediği için bölgenin üzerinde
Bir koku var…
Ayrıca
Yıkıntılar arasında kalmış
Ve
Daha çıkarılmayan cesetler,
Havalar ısınınca,
Kokmaya başlayacak,
Salgın hastalığa davet çıkaracak…
Artçı depremlerin
Sürekli olduğu bölgede,
Binaların yanında durmak ta
Çok tehlikeli…
Market,
Büfe, bakkal ve
Süpermarketlerin kapalı olması,
Para olayını da
Sıradanlaştırmakta…
Çok paranız olsa bile
Hiç olmayan kişiyle aynı seviyedesiniz…
Pandemi süresince
Çin’de görmüştük…
Kapıları çivilenip dışarı çıkması
Yasaklananlar,
Hiçbir işe yaramayan paraları
Pencerelerden dışarı atıyorlardı…
Demek ki
Böyle büyük afet olduğunda,
Çin,
Türkiye fark etmiyor…
Her millet,
Aynı kategoride oluyor…
KTÜ
Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü
Ve
Kimya Bölümünden öğrencilerimiz olan
Ancak
Bu bölgede yaşayan,
Seçil Taşçı
Ve
Metin Bahçeci adlı eski öğrencilerimizden
İyi haber alınca,
Çok sevinmiş oldum…
Her iki öğrencimizle konuşup,
Hal, hatır sordum…
Seçil’in evi yıkılmış ama
Eşi,
Çocukları ve kendine
Herhangi bir zarar gelmemiş…
…
Peki
Afet bölgesine
Bu zorunlu ziyarette,
Gözyaşı olmayan bir şey var mıydı?
Elbette vardı,
Kahramanmaraş tünellerinden
Geçerken,
İsimleri çok hoşuma gitti…
“Sezai Karakoç”,
“Nuri Pakdil”,
“Erdem Beyazıt”,
“Rasim Özdenören”,
“Alaattin Özdenören”,
“Cahit Zarifoğlu”,
“Abdürrahim Karakoç”,
“Bahattin Karakoç”
Ve
“Âşık Mahsuni Şerif” isimlerini görünce,
Şair, yazar,
Sanat ve
Sanatçılara verilen değer,
Gelecekle ilgili
Gönlümdeki tohumları yeşertti…
…
Dilimden hiç düşürmediğim
Bireyi olmakla
Gurur duyduğum KTÜ’de,
200 depremzedeye
Kapılarını açtı…
Bu yıl
Bütün Türkiye’de
Üniversiteler tatil edilince
Kampüsler sessizleşmişti…
KTÜ,
Kanuni kampüsünde
Belirsiz bir süre boyunca barınacak olan
Depremzedeler,
3 öğün sıcak yemek yiyip,
Sıcak odalarda misafir edilecek…
Haklının
Hakkı verilmesi ilkesince,
Bunu gerçekleştirenlere
Sonsuz teşekkürlerimi sunarım…
Bu duygularla,
Hoş kalın, hoşça kalın…
14.02.2023
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar