Bugün de
Plan yapmadan
Çıktığım,
Gezime devam ediyorum…
Amasya’da kalmış,
Orayı sizlere anlatmaya çalışmıştım…
Halamın oğlu
Ömer Keşap Ağabeyimle buluşup,
Şöyle bir gezmeye çıktık…
Ancak
Cuma namazı için
İlk önce tarihi
Fakat
Çok küçük bir camiye gittik…
Sadrazam
Atik Ali Paşa Cami’nde kıldığımız
Cuma namazından sonra,
Aslında
Türbe olan burayı
Niçin cami yaptıklarını merak ettiğim için
İlgililere burayı sordum?
Çünkü
Küçük bu Caminin
Tam ortasında
Sadrazam Atik Ali Paşa’nın
Mezarı durmakta…
Sağında, solunda,
Önünde arkasında, insanlar namaz kılmakta…
Fakat
Sorduğum kişilerde
Cevap veremedi, bana…
Neyse
Namazdan sonra
Amasya Müzesini gezerek,
Çağlar öncesine geri gittim…
Özellikle
Amasya’yı yöneten
Osmanlı’dan önceki yöneticilerden bazılarının
Ve
Ailelerinin mumyaları,
Çok ilgimi çekti…
Bu mumyaların bazı yerleri çürümüş
Ancak
Çürümeyen yerleri,
Sanki canlı gibi durmakta…
Amasya Müzesini dolaştıktan sonra
Müzenin bir elemanı
Müzeyi hatırlatan
Hediyelik eşya satmaktaydı…
“Çocuklara
Hatıra olarak bir şeyler alayım” dedim…
Piyasada
5-10 TL’ye satılan magnetin
Oradaki fiyatı 60 TL idi…
“Sen ne diyorsun” diye,
Müzedeki bu eşyaları satan bayana
Şaşkınlığımı belirttim…
Bayan bana,
“İşine gelirse” diye cevap verince,
Bir anda düşündüm…
Ülkede;
Bir vurdumduymazlık,
Lakaytlık,
İnsanları aşağılama oluşmuş…
Kimse,
Diğerini anlamıyor…
Kimse, kimseyi sallamıyor,
Amir memuru,
Memur amiri tınlamıyor…
Herkes
“Ben haklıyım” diyerek,
İddiasından yanlamıyor…
Yine
İlk Türkçe Cerrahi kitabı yazan
Sabuncuoğlu Şerafettin Bey,
Müzesine gittim…
Fatih zamanında
Sarayda 14 sene doktorluk yapan
Ve
Daha sonra
Amasya’ya gelen
Sabuncuoğlu Şerafettin Bey,
Burada
Hasta tedavi etmeye başlar…
Çok güzel bir
Darüşşifa olan bu binada
Akıldan noksan insanları
Müzik ve
Su sesiyle tedavi ederlerdi…
Ayrıca
Burada ameliyatlar
Ve
Diğer tıbbi müdahaleler olurdu…
Neyse
Küçük olan
Amasya’da yapacak bir şey
Bulamadığımdan,
Akşamüzeri Eskişehir’e
Otobüs bileti alarak,
Sabah Eskişehir’de oldum…
Ancak
Karayolları Genel Müdür Yardımcısı
Sayın Selahattin Bayramçavuş’u
Sık sık aradığım için
Kalacak yer için,
Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin
Özel Kalem Müdürünü aradım…
Fakat
“Depremzedelere,
Bütün misafirhaneleri tahsis ettiklerinden
Yer olmadığını” bana söyledi…
Tabi
Bu bir bahane idi…
Misafirhaneleri
Depremzedelere tahsis ettikleri
Ve
Hükümete kızdıkları için
Onun hıncını
Benden çıkarıyordu…
Yoksa
Bırakın bir büyükşehir belediyesini
Bir belde belediyesi bile
Ne kadar zor olsa da
3-5 kişiyi rahat ağırlayabilir…
Burada
Özel Kalem Müdürlüğü kadrosu için
Bir şeyler söyleyeyim…
Özel Kalem Müdürlüğü
Çok ayrıcalıklı bir kadrodur…
Havadan memur olan bu kadroya atananların,
Bir anda önü açılıyor…
Özel Kalem Müdürlüğüne atananların,
AK Parti,
CHP, MHP, İYİ Parti
Veya
Herhangi bir partiden olması önemli değil,
Genellikle
Egosu çok yüksek,
Gururlu,
Kibirli insanlardan oluşuyor…
Bazen
Belediye başkanının yetkisini
Ona sormadan açıkça kullanabiliyor…
Trabzon’da
Bir TRABEL işçisi,
Bir yere özel kalem müdürü atanınca,
Bir anda önü açılmıştı…
Trabzon
Ve
Ankara’ya İl Kültür Müdürü
Olarak atanmıştı…
Kimse ona,
“Bir siyasetçi ile akrabalık
İlişkinden başka
Ne meziyetin var?” dememişti…
Pardon
Ben sormuştum da,
Bana,
“Üniversite mezunuyum” diye cevap vermişti…
Ona,
“Şu Uzunsokak’ a çıkalım
50 kişinin
En az 30’u üniversite mezunudur
Ama
Aylak aylak dolaşıyorlar” dediğimde
Bana,
Biraz bozulmuştu…
Neyse
Gezimi anlatırken,
Sinirlendiğim zamanlarda,
Başka konulara değinmeden edemiyorum…
Eskişehir’de
Konaklamaya yer bulamadığım için
Tren garına geldim…
Hafta sonu olduğu için
Ankara ve
İstanbul’a hiçbir seansta bilet yoktu…
Görevliye,
“Nereye bilet var?” dediğimde,
“İzmit’e
Sadece bir bilet kaldığını” söyledi…
Ve
Hemen o bileti alarak,
İzmit’e geldim…
İzmit maceramı yarına anlatırım,
Tabi
Bu makalemiz
Benim gezimin iki gün gerisinden geliyor…
Şu anda
Bursa’dan devam ediyorum,
Belki
Yemek ısmarlayacak biri çıkabilir,
Bursa’daki
Okurlarıma duyururum…
Bu duygularla
Hoş kalın, hoşça kalın…
12.06.2023
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar