Geçenlerde size
Filistin’in,
İsrail olma hikâyesini anlatmıştım…
Osmanlı toprakları içinde olan
Filistin’den,
Toprak alma eğiliminde olup
Büyük İsrail’i
Kurmak isteyen Yahudilerin planı,
Osmanlının
Yahudilere toprak satmayı yasaklaması ile
Sekteye uğramıştı…
Fakat
Filistinli Araplar,
1 kuruşluk yerlerini
3 kuruşa Yahudilere sattıklarından,
Paranın cazibesine kapılmış
Ve
Hülle yoluyla,
Yahudilere topraklarını satmaya
Açıkça devam etmişlerdi…
Sattıkları bu toprakların
Paralarını,
Güzel Yahudi kadınlarla
Ve
Yahudilere ait
Meyhanelerde yiyip, içiyorlardı…
İçip içip
Sarhoş oluyor,
Aldıkları paralar ise
Çok geçmeden bitiyordu…
Az zaman sonra
Beş kuruşsuz kalıyor,
Fakat
Toprakları da Yahudilere geçiyordu…
Bakmayın
Öyle cırladıklarına
Ve
Mağdur havalarına yatmış olmalarına,
İşte
Filistin’in
İsrail olma hikâyesi budur…
Dedelerinin,
İsrailli güzeller karşısında
Uçkuru çözmelerinin ceremesini
Şimdi
Torunları çekmekte…
Yahudilere
Şirin gözükmek için
Dindaşları olan Türk askerlerini
Nasıl katlettiklerini
Ve
İşkence ettiklerini
Hiç yazmıyorum bile…
…
Birde
Bu toprakların bize
Nasıl yurt olduğunu görelim istedim…
Çanakkale'de
Cephede Ramazan ayı
Bir asker cepheden
Kızına mektup yazıyor ve diyor ki;
“Benim güzel kızım,
Bugün Temmuz ayının 14’ü
Ve
Ramazan ayının ikinci günü...
Şeyhülislam
Cephedeki askerler için
“Oruç tutmayabilirsiniz” diye fetva yayınlamış...
Ama
Benim içim rahat etmedi ve
Oruca niyetlendim…
Sahur vakti çalıların arasında iki kök çiriş
(pırasadan daha küçük bir ot) buldum,
Onlarla sahur ettim…
Gündüz vakti yeni siperler kazdık
Ve
Düşmanın kirli ayakları
Bu topraklara basmasın diye
Onlarla savaşmaya devam ettik…
Taarruza devam ederek,
Kafamızı
Dışarıya çıkaramadık…
Akşama kadar
Nasıl geçtiğini anlayamadan hava kararmış,
Akşam olmuştu…
Ama
Ben o sıcak altında
Hiç acıkmamış, susamamıştım…
Akşam olunca
Bir asker ezan okudu…
Siperin içinde
Matara elden ele dolaşınca
Herkes orucunu su ile açmış oldu...
Ben zannettim ki
Sadece ben oruçluyum…
Meğer
Bölüğün hepsi oruçluymuş.
Matara
En son bana geldi…
Geldi ama
Ben kendimden utandım…
Arkadaşlarım hepsi
Sahura kalkmadan oruç tutmuşlar,
Ben ise
İki çirişi yediğim için,
Arkadaşlarıma karşı kendimi mahcup hissettim…
O gün oruçlu olarak
Şehit olan
Erzurumlu, Darendeli
Ve
Yeniceli’nin hakkını
Nasıl öderim…
…
Evet
Bu toprakların her karışında
Kan ve
Can vardır…
Bu vatan için
Şehit olup genç yaşında
Toprağa düşen
Gazi olup,
Bacağını, elini,
Gözünü verenlerin hakkı ödenir mi?
…
Ülkesinde savaş olup
Kan akarken,
Kadınlara tecavüz edilirken,
Çocuklar
Bombalarla ölürken,
Bizim plajlarda keyif çatanlar,
Zevk,
Sefa içinde yaşayanlar,
Vatan,
Bayrak sevgisi nedir bilmeyenler,
Ne demek istediğimizi
Kavrayamaz
Ve
Sittinsene millet olamaz…
Bu
Böyle biline…
31.07.2022
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar