Ülkemizin enerji açığı ile yapılan bu açıklamayı herkes dikkate alıp takip etmeli. Noktasına dahil el değmeden paylaşıyorum.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal, Türkiye'nin enerji açığını kapatacak büyük potansiyele sahip olduğumuz Güneş Enerjisi'nden faydalanmamızın nasıl engellendiğine ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
'Kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz'
Aydal konu ile ilgili şunları kaydetti:
"Ülkemizi, dış enerji kaynaklarına bağımlılıktan kurtaracak en önemli yurtiçi kaynaklarımızdan biri, Güneş enerjisine dayalı santrallerin yapılmasıdır. Bu konuda “Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü” kurulmuş olması da büyük bir avantajdır. Ancak Güneş Enerji Santralleri kurulumu ile ilgili gelişmeler beklenen sonuca ulaşmayı çok geciktirmektedir. EPDK’da bu konuda alınan bütün kararlar kendi ayaklarımıza sıktığımız kurşuna dönmüştür. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü (YEGM), 2 Kasım 2011 tarihinde 662 sayılı Kanun hükmünde kararname ile kuruldu. Hükümet kurulduğundan itibaren geçen 20 yıl içinde Güneş enerjisi ve Santralleri üzerine doktora-master yapmış yüzlerce kişi yetiştirilebilirdi."
Malum müteahhitler yine işbaşında!
Yeterli personel yetiştirilmediğinden, Güneş Enerjisi Santralleri ile ilgili işlemler, her sene, “Geçici Yetki” ile Devletin bir başka kurumu olan TEDAŞ’a devredilmektedir. Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ), Özelleştirme yüksek kurulunun 2 Nisan 2004 tarih ve 2004/22 sayılı kararıyla özelleştirme programına alındı. TEDAŞ ise bu görevi özelleştirme adı altında son dört harfi “…EDAŞ” ile biten 20 dağıtım şirketi olarak yeniden yapılandırdı. Yetkiler ve mal varlığı dahil bütün imkanlar, kasalardaki paralar da dahil olmak üzere bu özel kurumlara devredildi. Bu 20 bölgenin ekonomik olarak, güneş enerjisi olarak ve tüketim olarak en canlı beş bölgesi MEDAŞ (Cengiz İnşaat), ÇAMLIBEL EDAŞ (Cengiz-Limak-Kolin), BOĞAZİÇİ EDAŞ (Cengiz-Limak-Kolin), AKDENİZ EDAŞ (Cengiz-Limak-Kolin), ve ULUDAĞ EDAŞ (Cengiz-Limak-Kolin), gibi firmaların hepimizce bilinen meşhur inşaat firmaları olması da ayrıca manidardır.
Bu kurumlar Güneş enerjisi santrallerini gelişmesini hiç istemediler
'Bu"..EDAŞ”ların temel görevlerinden biri, elektrik hatlarının yenilenmesi ve alt yapısının yapılmasıydı. Ancak bu kurumlar, Güneş Santrallerinin gelişmesini hiç istemediler.' diyen Aydal, "Daha doğrusu, rekabete açık bir şekilde farklı firmalar tarafından yapılmasını hiç istemediler. Ya bu şirketlerin işlerini zorlaştırdılar veya kendileri yeni bir firma kurarak ihaleleri kendi firmalarının alacağı bir düzen kurdular. Sebep çok basittir. Başka firmalarca kurulan her Güneş Santralinden üretilen elektrik, kendi satacakları elektriğin azalması anlamı taşımaktadır. Bu usul ve şekilde rekabet engellenmiş ve ihaleleri “..EDAŞ”ların kurduğu firmalar kazanmaya başlamıştır. Diğer firmalarca, bir MW’a kadar bir Güneş santralinin kurulumu 1-1,5 ay arasında değişirken, aynı santralin kurulum öncesi alınması gereken izinlerin bürokratik işleri en az dört ay sürmektedir." ifadelerini kullandı.
Diğer bir usulsüzlük masrafları özel şirketlere yüklüyorlar
Aydal, "Bir başka usulsüz işlem de şudur; Özelleştirme İdaresinde yaptıkları sözleşmeye göre '..EDAŞ'ların elektrik hatları, trafolar, dağıtım merkezleri gibi işleri kendileri yapmaya mecburdur. Ancak bu masraflar da, bir şekilde Güneş Santral yapım ihalesini kazanan “diğer özel firmalara”, ..EDAŞ’lar tarafından bedelsiz olarak şart koşularak yaptırtılmaktadır." dedi.
Yatırımcıda güvensizlik oluşturuldu
Yenilenebilir Enerji Kanunu'nun çok sık değiştirilmesinin yatırımcıda güvensizlik oluşturduğunu söyleyen Aydal, "İlgili kanun 2012’den beri 8 büyük değişikliğe uğramıştır. Bunun en güzel örneği Araziye güneş santrali kurulumu işlerinin hala askıda bırakılmış olmasıdır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), 2019 yılında Arazilere Güneş santralleri kurulumunu kapattı. Ocak 2021’de arazide GES için tekrar izin verilmiş olmasına rağmen, bugüne tek bir çağrı mektubu yayınlanmamıştır. Dokuz Mayıs 2021’de değiştirilen (5-1-h) kanun maddesine göre, GES kuran Firma tarafından enerji üretilen yer ile enerjinin tüketildiği yer farklı ise ne tür mahsuplaşma yapılacağı maalesef hala belli değildir. Sonuç olarak, Güneş Santrallerinin Çatılara kurulumu ile ilgili YAP-İŞLET-DEVRET veya “ÇATI KİRALANMASI “ modeli yasal hale getirilmedikçe ve EDAŞ’ların, aynı zamanda GES kurulumu yapan kendi yan Firmalarıyla organik bağları engellenmedikçe, Güneş Santrallerinin gelişmesi maalesef sınırlı ölçüde kalacaktır. Diğer firmaların rekabetini engelleyen bu usul mutlaka kanun ile yasaklanmalıdır. " şeklinde konuştu.