Trabzon Haber ve Trabzonspor Haber
2018-09-01 16:33:20

DİN HİZMETLERİ PARA İLE OLMAZ

NİZAMETTİN BEKAR

nizamettinbekar@hotmail.com 01 Eylül 2018, 16:33

Kuranda bir süre var. Bu süre Kuranın kalbi olarak geçmektedir hadislerde. Bu süre Yasin süresidir. Yasin süresi mekki sürelerdendir. Yasin süresinin ikinci sahifesinin alt tarafında Ve cae min eksal Medineti ( Şehrin dışından koşarak gelen bir adam…)diye başlayan kısımda Rabbimiz bir Allah dostundan bahsetmektedir. Bu kişi tefsir kitaplarında Hatay’da yaşayan Habibi Neccar adında bir marangoz olduğu rivayet edilmektedir. Bu kişi MS 30’lu yıllarda yaşamış çok dindar bir Hıristiyandır. Habibi Neccar Hz. İsa’nın havarilerinden Pavlos ve Yuhanna Hatay’a Hıristiyanlığı anlatmak için geldiklerinde Hataylı putperestler tarafından öldürülmek istenirler. Habibi Neccar onlara sahip çıkarak şu veciz cümleyle onlardan taraf olur. “ Sizlerden bir karşılık beklemeyen bu kişilere uyun…” Ama ne kadar onlara sahip çıksa da putperestler Habibi Neccar ve havarileri katlederler.

Detayları bu sürenin bu ayetlerin tefsirinde bulunmaktadır. İlgilenenler bu ayetlerin tefsirine bakarak bilgi sahibi olabilirler.

Tarih boyunca dava erleri davalarını tebliğ ederken yani insanlara anlatırlarken kesinlikle bir karşılık beklememişlerdir. İşte Peygamberimiz, İşte Sahabeler ve biz Türklerin İslamlaşmasında etkili olan insanlardan Hoca Ahmet Yesevi , Yunus Emre gibi kimseler insanlardan bu dini anlatırlarken kesinlikle bir karşılık beklememişler ve bir hırka ile çıktıkları bu kutlu yolculuklarında bir hırka ile vefat ederek bu dünyadan ayrılmışlar ve Rablerine kavuşmuşlardır.

İşte bu kurtlu dava erleri sayesinde milyonlarca Türk ve diğer kavimleri Araplar ve Kürtler gibi kavimler islamla şereflenerek yedi kıtaya hükmetmişlerdir.

İslam’ın şeref ve izzet bulduğu yıllarda dava erleri tebliğ ederken bir karşılık beklemediklerinden sözlerinde bir tesir yaratılırdı Rabbimiz tarafından. Bu insanlar İslam’ı tebliğ ederken büyük rağbet görür ve din kabullenilerek yaşanmaya başlanılırdı. O yüzden İslam yedi kıtaya ulaşmıştı. İslam’ın ilk yıllarında İslam kılıç kalkan ile yayılmamıştı. İslam’ın hoş görü ve sevgi dini olduğu anlatılarak yayılması sağlanmıştı. İslam’ın hoş görü ve sevgi dini oluşu ve dava erlerinin bir karşılık beklememesi insanların bölük bölük İslam’a girmesine imkan sağlamıştı. Uzak Doğuda Japonya gibi Rusya’da , Avrupa ‘da Afrika’da ve Amerika ‘da İslam’ın yayılması bu şartlarda olmuştu.

Fakat gel zaman git zaman zaman ilerledikçe günümüzde şartlar ve imkanlar arttıkça dava erlerine bir haller oldu ve dünyevileşmeye başladılar. Ağızlarından bir karşılık beklemeden bir harf çıkmaz oldu. Bir harf edecekler olsa mutlaka bir maddi karşılık bekler oldular. Ondan dolayı olsa gerek Allah’ta bu kişilerin sözlerinin bereketlerini kaldırdı ve zaman içerisinde kimlik İslam’ı denilen günler yaşamaya başladık. Bugün insanlar Müslümandırlar ama ne acıdır ki İslam’ı hayatlarında bulamazsınız.

Bırakalım öyle diğer İslam ülkelerini ülkemde bile son derece kimlik İslam’ı yaygınlaşmış durumdadır. Ülkem geneli yüzlerce cemaat yüzlerce tarikat yüzlerce vakıf yüzlerce dernek ve yüzlerce cami vardır ama ne acıdır ki insanlarımız bir türlü arzu edilen İslam’ı bir yaşantıya sahip değildirler. Bakınız birkaç yıl önce Büyük Şeytan İsrail Başbakanı Şimon Perez’e gazeteciler bir soru sorarlar. Müslümanların Peygamberi sizlerin sonunuzun yakın olduğunu ve hatta sizlerin sığındığınız ağaçların bile dile gelip sizi ele vereceğini ve Müslümanların sizleri öldürecekleri yazılırdır. Şimdi ne kadar acı bir cevap verdiğini yazacağım. “ Hadiste geçen O Müslümanlar olsun da ondan sonra görüşürüz” der.

Ülkemde din hizmetleriyle uğraşan her kesimin yatları limanları vardır. Davalarını sırf Allah için yapan kardeşlerimi istisna ederim. Benim sözüm davalarını maddi karşılık elde ederek yapan insanlaradır. Ama ne acıdır ki bir aş evi açmazlar. Bu inşaların sohbetlerinde mal mülk vardır ama ne acıdır ki bir hem çocuk hem de bir kadın sığınma evleri açmazlar. İhtiyaçlı bir kızımıza oğlumuza burs

vermezler. Sıfır araba binerler sıfır dairelerde yatıp kalkarlar ama ne acıdır ki bir camimizin altında dükkanlar vardır ama caminin altına bir aş evi yapmazlar…

Dava erleri bir karşılık beklememelidir…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.