“Eğri oturup, doğru konuşmak” diye bir deyimimiz vardır bizim eskilerimizin. Son zamanlarda ne eğri oturan doğru konuşuyor. Ne de doğru oturan gerçekleri söylüyor. Daha doğrusu söyleyemiyor.
Evet, mesele tabii ki Sayın Cumhurbaşkan’ımızın açacak olduğu şu an bir proje aşamasında olan”bin” yeni marketle ilgili.
Bi defa bir vatandaş olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu yöntemle hiçbir şey ucuzlamaz. Aksine halk nerede ucuz bir şey var onu araştırmaktan helak olur. Yani mutfağına ucuz malzeme teleşına düşecek o market, senin, bu market benim dolaşıp duracak. Bu sefer de astarı yüzünden pahalı olacak. Patates, soğan pahalılığında yapılan neydi aynı şeydi insanlar rencide olma adına dahi kuyruklarda saatlerce beklediler.
Efendim, böyle diyorsunuz da çözüm ne?
Benim önerim herhangibir öneri değil denenmiş, sistematik çalışan bir öneridir.
Bidefa bizleri yönetenler şunu beceremedi, biz bir sanayii toplumu mu olacağız yoksa bir tarım toplumu mu olacağız. Sürekli ikisinin arasında bocalayıp durduk. Maalesef ikisinden de sınıfta kaldırk.
Bundan bilmem kaç yıl önce bizim “Et ve Balık Kurumumuz” vardı. (Bu ve Bunun gibi Kurumlar)
Tamam, işletilemedi diyelim zarar etti. Bunu kara geçirmek çok mu zordu. Bugün bu ülkede et fiyatları 50-60 Tl ye ulaşmış durumda.
Bunun sebebi nedir. Ovalarımız bomboş duruyor, çiftçi ot’u yem’i dışarıdan alıyor. İnsanımız boş boş oturyor. Nasılsa herhangi bir şekide çay, sigara parası çıkıyor.
Boş tarlalara destek veriliyor, ürün bazlı destekler veriliyor. Bunların hepsi tarım’ı bitirmiş durumdadır. Hiç bahçesine ayak basmadan bilmem ne kadar para alanlar var.
Devleti yönetenler bu arızayı gördüğü anda hemen müdahale etmeli, vatandaşın yapmadığı yerde, ovayı, tarlayı kendi imkânlarıyla beraber organize bir şekilde işlemeli elde ettiği ürünü de halkına ucuz bir şekilde satmalıdır. Et Balık Kurumları tekrar hayata geçirilmelidir. Tarımla ilgi yeni politikalar üretilmeli.
Daha dün’e kadar devletin elinde işletme olarak ne varsa satıldı. Şimdi de market açılışına gidiliyor. Bu ne kadar tutar bilemiyorum. Ama tabii ki temennim tutmasından yanadır.
Bu pahalılığı hortlatan eğer üç beş firmaysa bununla baş etmekde elinde güç olan devleti yönetenlere aittir.
Geçekleri konuşalım. Yüksek maaş alanlar, emekli olup da yüksek maaş alanlar, tabii ki bu durumdan fazla etkilenmez. Ama bu ülkede çok düşük maaş alanların hali nice ola.
Artık şahsım bir emekli olarak söylüyorum birçok şey bana lüks gelmeye başladı. Bugün beş kğ. lık Ayçiçek yağı 75TL oldu benim maaşım 42 adet Ayçiçek yağı alıyor. Hesap ortada.
Yaylacıyız ama tereyağı yiyemiyoruz. Bu sene yayladaki bahçemdeki otu 5kğ tereyağına verdim.
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının birçok çalışmaları var. Çiftçiye faizssiz kredi verme, on hayvan alana, bi o kadarını da hibe etme, buzağıya pirim verme gibi destekleri var.
Ama insanımızı maalesef tembelliğe alıştırdık. Belki de irdelenmesi gereken mesele esas burasıdır. Kars ilimiz de, 1500-2000 büyükbaş hayvanı olan işletmeler var bunu şahıslar yapıyorsa Devleti yönetenler de piyasa dengesini ayakta tutma adına buna benzer işletmeleri hayata geçirmeniz lazım.
Şimdi şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bu hükümet döneminde ilk zamanlar iyi idi de şimdi kötümü oldu. Yani destekten vazmı geçelim. Şahsım destekten yanadır. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı’mızın samimi gayretlerini görüyorum. Allah’ın izni ile başaracak.
Diğer partilerin çözümlerine bakıyorum. 3600 ek gösterge çıkacak, emekli maaşları artacak, desteklenen ürünlere daha fazla destek verilecek, öğrencilere şu kadar burs verilecek. Heryer yurt yapılacak, vs.vs… Yani 2023 seçimlerinde Millet ittifakı iktidar olursa heryer güllük gülistanlık olacak.
Yapabileceklerine ah bi inansam, inanabilsem