Dua ve Boykot
Her hafta çarşamba günü İkindi namazı sonrası İskenderpaşa Camiinden Kahramanmaraş Caddesi Ziraat Bankası önüne kadar yapılan Gazze’ye destek yürüyüşleri devam ediyor.
Trabzon Sivil İnisiyatif grubunun üstlenmiş olduğu programa
Katılımın az olması üzücü bir durum olsa bile yürüyüşün Gazze ye barış gelinceye kadar devam edeceği sorumlular tarafından ifade ediliyor.
Yürüyüşe gelmeyenler
İsrail mallarını almamaya davet ediliyor.
Her bir saat da dört çocuğun katledildiği Gazze de analar evlatlarına evlatlar anlarına hasret bir şekilde yaşamlarını ordan oraya sürülmekle devam ettirmeye çalışılıyor.
Gazze halkı bizden ne bekliyor. Elbette silahları elimize alıp Gazze'de savaşmamızı değil.
Sadece DUA VE BOYKOT
Maalesef hala daha sofralarımızda, giyim ve kuşamlarımızda, temizlik maddelerimizde İsrail malı kullanılmaktadır.
Bu üzücü bir durum olmakla beraber Trabzon da Gazze'ye destek mitinglerine gereken ilgi gösterilmiyor.
Nerede Siyasi Partiler, Nerede siyasi Partilerin Kadın Kolları Başkanları, bunlar anne değil mi? Bunlar Baba değil mi? Bu katliamı görmemezlik ne kadar daha sürecek.
Yaklaşık bir yıla yakın bir zamandır Gazze de Siyonist İsrail tarafından başlayan soykırım hiç ara vermeden devam etmektedir.
İşin en üzücü tarafı da tüm dünya ülkeleri bunun katliam olduğunu söylemekle beraber bu katliamı önleyecek hiç bir tedbir almamakta ve halen seyirci olarak kalmayı tercih etmektedir.
İnsanlık bu konu da üzerine düşeni yapmak zorundadır.
Çünkü aynı soykırım aynı katliam yarın bir başka ülkenin başına gelebilir bu noktada duyarlı olmak elimizden geleni yapmak gerekir.
Bu konuda başından beri hiç taviz vermeden hukuki çerçeve içerisinde mücadele eden Trabzon Sivil İnisiyatif Grubu her hafta Çarşamba günleri İkindi namazı sonrası İskenderpaşa camiinden Ziraat bankası önüne kadar yapılan protesto yürüyüşünü devam ettirmektedir.
Bu yürüyüşe destek vermek insani bir durumdur.
Anne ve Babaların görevidir.
Bizden beklenen.
Özellikle gıda, giyim ve temizlikle ilgili tüketilen maddelerin menşeine dikkat edilmesini İsrail menşeli malların alınmaması. Hatta satılan yerlerden alış veriş yapılmaması.
Bu konu gerçektende önemli bu konuyu anlatırken Peygamberimizin döneminde yaşanan bir olayı da anlattı.
Peygamberimiz Taif saldırısı sırasında Hurma ağaçlarının kesilmesini ve yakılmasını bahçelerin yok edilmesini emretmiş.
Bir Peygamber ağacın kesilmesine müsaade eder mi?
Hayır ama burada ki özel durum şu anda da zuhur etmiş durumdadır. Savaş anında bu tüm argümanların da kullanılabileceğine bir işarettir.
Nitekim bu konuda inen şu ayet çok önem arz etmektedir.
“Hurma ağaçlarını kesmeniz de dikili halde bırakmanız da Allah'ın izniyle idi ve yoldan çıkanları perişan etmek içindi.” (Haşir, 59/5)
Şimdi bizler hurma ağaçlarına ulaşamıyor olabiliriz.
Ama İsrail malları bizlere ulaşıyor. Onları almayabilir onlarla olan alış verişimizi kesebiliriz.
Bu konuda duyarlı olmak hepimizin görevidir. Çocuklarımıza bu konuyu iyi bir şekilde anlatmalı onların da duyarlı olmasına vesile olmalıyız.
Mağdur,mazlum her kimse ona yardım etmek insani bir görevdir.
Bu soykırıma bizlerde bu şekilde katkı sağlayabiliriz.
Dilerim her saate bir dört çocuğun öldürüldüğü Gazze de bir an evvel barış olsun insani bir yaşantıya kavuşulsun. Bu zulüm bitsin.
Her akşam haberleri izlerken kahroluyoruz.
İşin farklı ve siyasi boyutuna girmiyorum. Siyonist İsrail' in gayesi bellidir.
BU konuda da vatandaşlarımız bilinçlendirilmelidir.