Türk’ü, Kürt’ü
Laz’ı, Arap’ı, Çerkez’i ile
Türk Milleti,
Dünyanın en şerefli milleti olduğunu,
Herkese kanıtlamıştı…
Müslüman,
Hıristiyan, Şaman olması
Veya
Sünni, Alevi olması
Hiçbir şeyi değiştirmeden,
Bu dünyada
Gururla yaşamıştır…
Hak, hukuk,
Adaleti sağlamak için,
Dünyanın dört bir tarafına giderek,
Mazluma kol kanat germiş,
Zalimin ise
Korkulu rüyası olmuştu…
Türk Milleti
Ortaya çıktığından beri,
Hiç
Putlara tapmamış,
Müslüman olmadan
Veya
Diğer dinlere geçmeden önce,
“Gök Tengri” diyerek,
Tek Tanrıya
Tapmaya devam etmişti…
Avrupa’da
Kadınları Cadı diye yakarken,
Arap toplumunda
Kız çocuklarını,
Canlı olarak toprağa gömerken,
Ortaya çıktığından beri
Kadınları,
2. sınıf vatandaş görmemiş,
Erkeğin yanında,
Bazı zamanlarda ise
En önde kadınlara yer vermiştir…
Türk Milletinin
Sevinçli
Ve
Acı olayları olmuş,
Dünya ona gıpta ile bakarken,
O,
Acısını içine gömmüştü…
Çanakkale Savaşında
Dünyanın zalim emperyalist
Ve
Güçlü ülkeleri karşısında
250 Bin evladını şehit vererek,
Zalime
Geçit vermemiş,
Acısını
Kalbine gömmüştü…
Daha çocuk denilecek yaşta olan
Öğrenciler bile,
Vatan topraklarına
Zalimlerin ayağı basmasın diye,
Canını vermişti…
Hatta
Trabzon Lisesi öğrencileri
Çanakkale’de
Şehit düştüğünden,
3 yıl boyunca mezun vermemiştir…
Türk’ü, Kürt’ü
Laz’ı, Arap’ı, Çerkez’i,
Alevi, Sünni’si ile Türk Milleti,
Koyun, koyuna toprağa girmiştir…
Bu milletin
En önemli acılarından biri de,
Sarıkamış Harekâtıdır…
Ruslara karşı savaş açılmış,
Hicaz bölgesinden
+ 45 derece sıcaklıktan,
-30 derece sıcaklığa askerler getirilmişti…
Seferberlik olduğu için
Ülkenin dört bir tarafından
Gönüllülerde,
Askere çağrılmıştı…
…
İşte
Türk Milleti asker doğduğundan
Hemen her evden
Bu çağrıya cevap verilmiş,
Sarıkamış’a doğru yola çıkılmıştı…
Bu yola çıkanlardan
İkisi de,
Abdülhamit ve Emin kardeşlerdi…
Trabzon merkeze uzaklığı
Yalnızca
10 Km olan Canbur’da yaşıyor,
Orada
Çoluk çocukları ile
Geçinmeye çalışıyorlardı…
Babaları Osman Halim,
Çocuklarının
Sarıkamış’a gitmelerine
Vatan için şehit olmalarına değil,
Torunlarının
Öksüz kalacak olmasına üzülmüştü…
Yoksa
Vatan için
Yalnız 2 çocuğunun değil,
Kendi canı bile feda olsun, diye söylüyordu…
Oğullarından
Abdülhamit uzun boylu
Ve
İriyarı biriydi…
Kardeşi Emin ise
Onun aksine kısa boylu ve
Çelimsiz biriydi…
Osman Halim Dede
Torunlarına kol kanat germiş,
Herkese,
Abdülhamit’in uzun
Ve
İriyarı biri olduğu için,
“Mermilerden
Kendini saklayamaz” olduğunu,
Diğer oğlu Emin’in ise
Kısa ve zayıf olduğundan,
“Mermilerden rahatça
Korunacağını” söylüyordu…
Ama
Birçoğu gibi
Onların her ikisi de geri dönememişti…
Donarak mı?
Yoksa
Bir mermi ile ölmüşlerdi?
Bu vatan topraklarında
Koyun koyuna mı yatmışlardı, bilen yok…
Sarıkamış Harekâtında
Türk Milletinin
Her evine düşen acı gibi,
Canbur’ da ki,
Osman Halim Dedenin evine de düşmüştü…
2 oğlu
Bir daha geriye dönmemiş,
Torunların
Geçim sıkıntısı,
Onun
Yaşlı omuzları üstüne kalmıştı…
En uzun gece olan
22 Aralık’ta başlayıp,
90 Bin evladımızın soğuk
Ve
Tipi yüzünden,
Donarak öldüğü Allah-ü Ekber dağlarında
Bir milletin acı ve dramı vardı…
Bu vatan için
Gözünü kırpmadan ölen
Şehitlerimize,
Allah (cc)’tan rahmet dilerim…
31.03.2022
Rahman AYHAN
Araştırmacı Yazar
Şehit Emin'in torunu Cemil Aykan