Özenti,
Bir milleti bitiren
En önemli meselelerden biridir…
Örf, adet ve
Ananelerimizi küçümseyip,
Başkalarına özenti,
Milletleri uçuruma doğru sürükler…
Zengin olma
Ve
Rahat yaşam isteği,
Uygun yaşam sürmeyen kişilere,
Özentiyi,
Beraberinde götürür…
Ülkemizde
Çok paralı olmaları
Herkes tarafından tanınmaları ve
Şöhret olmaları,
Topçu
Ve
Popçulara ilgiyi çok fazlalaştırıyor…
Çılgın yaşamları
Ve
Yediği önünde,
Yemediği arkasında olduğundan,
Genel olarak,
Sanatçılara imrenilir…
Peki
Tek rahat yaşam
Ve
Şöhret olma sevdası mı?
Onları
Toplumun önüne çıkarmakta
Ve
Gençlerin
Onlara özenmesini sağlamakta?
Türklerde
Töre her şeyden önde gelir…
Tabi
Bu töre,
Yüzyıllardır gelen
Topluma faydası kesin kanıtlanan
Ve
Toplumu ileriye taşıyan törelerdir…
Zaten
Bu törelerden kopunca
Geri kalarak,
Gelişmiş ülkeleri taklit eder olduk…
…
Bazen,
Şöhret olma isteği
Ve
Rahat yaşama duyulan özlem olmadan da,
Özenti olabiliyor…
Kendinden
Çok ilerisini düşünen,
Yarın
Başımıza bela olacağını tahmin eden
Büyük lider
Mustafa Kemal Atatürk,
İlerde
Başımıza çok büyük sıkıntı doğuracağını
Gördüğü için,
Rumları göndermek üzere,
1923 yılında
Yunanistan’la mübadele anlaşması yapıp,
Onları,
Yunanistan’a göndermişti…
Bazıları ağlayarak,
Gitmek istemeyerek,
Anlaşma uyarınca mecburen gitmişti…
Bu gidişle ilgili
Yüzlerce kitap yazılmıştır…
Tabi
Oradan da
Türkiye’ye gelen soydaşlarımız
Ege ve
Marmara bölgesinde
İskân edilmişti…
Fakat
Fakat
Yüzyıllardır beraber yaşayan
Türk ve Rumlar
Hısım olmuş,
Birbirinden kız alıp, kız vermişti…
İşte
Burada yaşayan Rumlardan
Bu toprakları
Terk etmek istemeyenler olmuş,
Yunanistan’a gitmemek için
Hıristiyanlığı bırakıp
Müslüman olduğunu söyleyenler çıkmıştı…
Müslüman olanlara ise
Burada kalmak için izin verilmişti…
Ancak
Burada kalan Rumlar
Dinlerinden dönmemiş,
Gizli olarak
İbadet etmeye devam etmişlerdi…
O kuşak öldüğünde
Bu gizli ibadet yerleri
Ortaya çıkmaya başlamıştı…
Hatta
Çocuklarına da
Buraları öğretmeye çalışmış,
İçimizde
Gizli dönmeler oluşmuştu…
Dıştan Müslüman görünüp,
İçten
Kendi dinini yaşayanlar çoğalmıştı…
…
“Ya,
Rahman,
Sen de ne anlatmaya çalışıyorsun?” diye,
Düşünenler vardır…
Lafı çok uzatmadan,
Evelemeyip, gevelemeden söyleyeyim…
Anadolu’da
Elit bir üniversitede
Önemli bir makama gelen
Hocamız,
Makama oturmadan önce
Sosyal medyada hesap açmış…
Fotoğrafının altına
“Kabro Makarios” adını yazmış…
Makama oturduktan sonra
Bu hesabı silen hocamız,
Bu hesabı açarken
Neye ve
Kime özenmiş?
Yoksa içimizdeki gizli dönmelerden
Makamlarda oturanlar var mı?
Eğer
Geçmişe özlem değil de,
Başka bir amacı varsa,
Makama
Geldikten sonra bu hesabı niçin sildi?
Niçin
Açıkça söylemiyor?
Şimdi
Çok merak içinde kaldım…
14.09.2022
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar