Öncelikle Bartın ilimizde meydana gelen Maden kazasında Rahmeti Rahmana kavuşan tüm Madencilerimize Allah’ tan Rahmet, geride bırakmış oldukları ailelerine sabırlar diliyorum.
Rabbim bizlere bir daha böyle kazalar göstermesin İnşallah.
Evet, bu acımız bir yana. Bu acıdan geri kalanları konuşmak bir yana.
Var olan (Varsa) ihmalleri konuşmak bir yanda dururken maalesef ve maatteessüf, Sayın Cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu taziye konuşmasından alınan bir kelime üzerine kilitlendik.
“Kader planına inanmış insanlarız.”
Biz inanmış insanların inancına göre, yani “Elhamdülillah Müslümanım” diyen insanların inancı şunu gerektirir.
“Tedbirini al Taktir Allah’ındır”
Bu kelime aslında her şeyi ifade etmektedir. Tedbirini al demekle bir emir verilmektedir.
Yani tedbir almaz isen bunun sonucunda bir ceza-i işlem vardır mutlaka.
Bu nasıl ki bu yaşadığımız hayat akışı içerisinde karşımıza çıkmaktadır.
Ahirette de karşımıza çıkacağı malumdur.
Alınacak olan “tedbir” gerek bireysel gerekse kurumsal olarak işin mahiyetine göre oluşturulacak olan kurallardan ibarettir.
Tabii ki bu Maden kazasında kurumsal olarak alınmayan tedbirler, önlemler varise bunlar araştırılmalı sorumluları hakkında da işlem yapılmalıdır, ki şimdilerde bunun üzerinde duruluyor. (Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanının demeçleri internetten bakılabilir)
Eğer bir ihmalkarlık varsa sorumlular hesaba çekilecektir. Devlet kamunun hakkını, hukukunu korumakla görevlidir.
Bizim, yazar, çizer olarak kamunun sıkıntılarını dile getiren her kesimden insanın yapacak olduğu ilk iş burada ihmal var mı? Yok mu? Burada Şehit olanların hakları veriliyor mu? Aileleri korunuyor mu? Teknik açıdan sorun nedir?
Bu kazadan dolayı kendilerine intisap eden hakları verilmiş mi? Veriliyor mu? Bunun ve bunun gibi konuların müzakeresinin yapılması gerekir.
Bunların tartışılması elzemdir. Yoksa, her Müslümanın böylesi olaylarda dile getirmiş olduğu bir sözü saatlerce konuşmanın faydası yoktur.
Eğer bizler bu boş sözler yerine zamanında bu gibi yerleri incelemeye alsak eksiklerini dile getirsek belki de bu kazalar olmayacaktı.
O zaman bu tür işerle uğraşanlarda potansiyel suçludur.
Nasıl ki geçmiş yıllarda trafik kazaları çok oluyor, insanlar yollarda heba oluyordu. Şimdilerde o kadar trafik kazası olmuyor. Neden? Çünkü yollar genişletildi. Yani sorumlu olanlar sorumluluğunu yerine getirdi.
Bu olayda da Sayın Cumhurbaşkanına muhalif olanlar akşam televizyonlarda konuşulması gerekenleri konuşmadılar.
Başta Gazeteci Kemal Öztürk, Ümit Kocasakal hiç de kendilerine yakışmayan söylemlerde bulundular, Hadi Ümit Bey neyse de Kemal beyi biz muhafazakâr bir kesimden bilirdik.
Evet hep batıyı Amerika’yı örnek alırız ya Gazeteci Fatih Aksoy’un dediği gibi o zaman Doların üzerinde neden “Tanrıya güveniyoruz” yazıyor hem de 1955 de çıkarılan bir kanunla.
Türkiye’ de toplumsal barış
Nereden gelip nereye gideceğimizin sorusuna cevap bulduğumuzda oluşur.
Belki de asıl mesele budur. Allah’a emanet olunuz.
Kader Planına İnanmak
Paylaş