(GÜVEN)
1970 li Yıllarda ağabeyimiz İstanbul-Maltepe Sigara Fabrikasına memur atanmasından dolayı İstanbul’un Maltepe İlçesine bağlı Cevizli Beldesine okul tatillerinde gider karne tatilimizin belirli bir kısmını burada geçirirdik.
Tabii o zamanlar Cevizli denilen belde bir tatil köyü gibi rağbet gören bir yer olduğu bilinmekte, hatta biraz yukarısında “Dragos” denilen bir yer de de Tekel Kuruluşunun dinlenme kampı olduğunu biliyoruz.
Maltepe semtinden İstanbul merkeze gidildiğinde, dönüşte Maltepe’de trenden sonra ulaşacak olduğunuz yere o zamanlar dolmuş veya farklı bir ulaşım aracı yok.
Ancak, bu durum orada farklı bir güzelliğin ortaya çıkmasına vesile olmuş.
Siz yolda bekliyorsunuz. Sizi hiç tanımayan herhangi bir kişi aracıyla yanınızda duruyor ve sizi evinize kadar getiriyor.
Bu gelenek öyle yerleşmiş ki yolda kalma imkânınız yok.
Bazen lüks bir araba, bazen bir hanımefendinin kullandığı, bazen bir beyefendinin kullandığı bazen de bir kamyonet sizi aracına alıp evinize kadar getiriyor.
Bu adeti bendeniz o zamandan beri çok benimsemiş ve hayatımın her safhasında da uygulamaya koymuşumdur.
Düşünebiliyormusunuz?
Hiç tanımadığınız birisi sizi aracına alıyor. Ve size evinize kadar refakat ediyor.
Size karşı herhangi bir güvensizlik hissetmiyor.
Bu ne güzel bir İnsani ve İslami bir davranıştır değil mi?
Batı da böyle şeylerin olacağını sanmıyorum. Demokrasinin beşiği denilen Amerika’da bile 1960 yıllara kadar hatta 1970 yılların da bile sokaktaki bir bank’ ta bir zenci ile bir beyaz yan yana oturamıyor aynı otobüse dahi binemiyorlardı.
Bunları niye yazdım?
16.05.2023 Cuma günü Yomra ilçemizde bir işim vardı. Aracımla gittim işimi gördüm. Kavşaktan dönüp Trabzon yoluna girdim. Kırmızı ışıkta bekliyorum.
Baktım bir genç camı tık tıkladı. Açarımsın diye işaret etti.
Açtım. Buyur. Dedim.
Abi dedi beni yanlış anlama “Ben Öğretmenim. Hırsız falan değilim” Valilikte toplantımız var geç kaldım oraya yetişmem lazım.
Eğer merkeze gidiyorsanız ben de sizinle gelebilir miyim? Dedi.
Biraz delikanlıyı süzdükten sonra, Buyur dedim.
Yolda Tanıştık.
Yolculuğumuz boyunca eğitimden falan bahsettik.
Burada vurgulamak istediğim şey. Bizim birbirimize güvenimizin kalmadığıdır.
Bakınız bu delikanlı kendisinin öğretmen olduğunu, hırsız olmadığını ifade etmek zorunda kaldı.
Belki de farklı bir durum olsaydı bende aracıma almayacaktım.
Her akşam televizyonlarda izlemiş olduğumuz dolandırıcılık, darp, gasp, vs. olumsuz haberler bizlerin birbirimize karşı güvenini sarstı.
Daha düne kadar hiç tanımadıklarımızı aracımıza alırken, şimdilerde böylesi bir olay da kimliğin dışında neredeyse mesleki kimlik sorgulaması yapacağız.
Oysaki Peygamber efendimiz SAV şöyle buyuruyor.
“Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir.
Mümin de insanların can ve malları konusunda kendisinden emin oldukları kimsedir.” (Tirmizî, Îmân, 12)
Zannediyorum bu hadis bize yeter.
Ama Resulullah SAV bu nasihatini hayata geçirmediğimiz müddetçe Güvensizlik duygusunu bizler bu topluma miras olarak bırakacağız.
Aman dikkat birbirine güveni olmayan toplumlarda kargaşa kaçınılmazdır.
Bu güveni tesis etmek için gayret göstermeliyiz.