Geçen hafta ki vaaz konumu bu haftaya makale haline getirmeyi arzu ettim. Vaaz konum kul ve kamu haklarıyla ilgiliydi. Konuyu Kuran ve sünnet ölçeğinde yazım ebatlarında işlemeye gayret edeceğim. Öncelikle konu Kuran ve sünnette hem de önemli başlıkla geçmektedir. Kuran da Bakara süresinde 188 . ayette bakınız Rabbimiz ne buyurmaktadır ; Mallarınızı aranızda bâtıl sebeplerle yemeyin! İnsanların mallarından bir kısmını, bile bile haksız yere yemek için, onları hâkimlere rüşvet olarak vermeyin!” (Bakara, 188; Nisâ, 29)Bu ayette Rabbimiz açık olarak kul ve kamu hakları üzerinde durarak hem kul ve hem de kamu haklarına riayet edilmesi gerektiği ve riayet edilmediğinde ise ahirette kişiyi büyük bir mesuliyet beklediği hatırlatılmaktadır. Rabbimiz yarattığı her kulda beş hakkı saklı kılmıştır. Hiç kimse malına gücüne güvenerek bu haklara bir saldırıda bulunamaz. Aksi durumlarda kul hakkı doğmaktadır. Bu haklar ; Can, din , mal , nesil ve namus emniyetidir. Rabbimiz yarattığı her kulunda bunları saklı kılmıştır. Bir kişi ister zenci yada ister fakir yada ister kara renkli olsun her şart altında bu haklar saklıdır. Bir kişi malına gücüne güvenerek bu beş hakka saldırıda bulunması kul haklarını doğurmaktadır. Eğer ahirete kalması istenmiyorsa bu durumda dünyada helalleşilmesikaçınılmazdır. Aksi durumlarda ahirette hesaplaşılması zorunludur. Reel duruma baktığımız zaman dünyamızda günümüzde her insana verilmiş olan bu beş saklı hakka çok üste seviyelerde saldırı olduğu doğrudur. Dünyamızın neresine baksanız zayıf insanların bu beş hakkına bir saldırı var. Kara Afrikalı kardeşimiz kara bedene sahip olduğundan asırlardır sömürülmektedir beyaz adam tarafından. Nasıl bir haksa inanın bana anlamakta zorlanıyorum. Hani sizlerin tarih kitaplarında var ya yani 1000’li yıllarda coğrafi keşifler diye işte Afrika yaklaşık bin yıldan beri sömürülmektedir. Afrikalı kardeşlerimiz bin yıl önce topraklarından kaçırıldı ve toprakları sömürüldü. Durum bugün bile devam etmektedir. Yani beyaz adam Avrupalılar bin yıldan beri Afrika’yı sömürmektedir. Günümüz beyazı Amerikalılar bugünde İslam ülkelerine kafayı takmış durumdadır. Bugün Irak , Afganistan ve Suriye gibi diyarlarda işgal politikaları yürütmekte ve kardeşlerimizi Müslüman olduklarından erkeklerini öldürüp kadınlarına tecavüz edip yer altı kaynaklarını çalmaktadır. Filistin’in mesabesi bile okunmamaktadır. Korkum odur ki yakın bir tarihte yani bir hafta içerisinde Amerika Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmesi an meselesi. Beyaz adam ülkeme de ayar vermekle meşgul. PKK denilen ne idüğü bilinmeyen yapı yaklaşık otuz yıldır başımızı ağrıtmaktadır. Beyaz adam PKK ile bizlere ayar vermeye çalışmaktaydı. PKK sebebiyle yaklaşık elli bin can gerek Kürt ve gerekse Türklerden şehit verdik. Bu elli binin içerisinde hem sivil hem de asker bulunmaktadır. Yani, sizlerin anlayacağınız beyaz adam dün neyse bugün de aynı zalimliklerini yerine getirmektedir. Zayıfları ezip beş haklarına tecavüz etmektedir. Şimdi bir hadisi sizlerin izanlarına sumak isterim ; “Muhammed bin Cahş -radıyallahu anh- anlatıyor: Resûlullah - sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizin yanında oturuyorduk. Başını semâya kaldırdı, sonra elini alnına koyup“–Sübhânallah! Ne kadar ağır bir hüküm indirildi!” buyurdu. Biz çok korktuk ve sükût ettik. Ertesi gün:“–Ey Allah’ın Resûlü! O indirilen ağır hüküm ne idi?” diye sordum. Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: “–Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, bir kişi Allah yolunda öldürülse, sonra diriltilip tekrar öldürülse, sonra diriltilip tekrar öldürülse, üzerinde bir borç varsa, borcu ödeninceye kadar Cennete giremez.” (Nesâî, Büyû, 98/4681) Kamu hakları da kamuya dair olan haklardır. Her kim hazinden haksız olarak bir kuruş alırsa onu ahirette büyük bir azap beklemektedir. Kamuya ait malları yemek ve zarar vermek büyük günahlardandır. Nitekim Hz. Peygamber, Hayber savaşında elde edilen ve henüz taksim edilmemiş olan kamuya ait ganimetlerden bazı değersiz eşyayı alan, daha sonra da düşman tarafından öldürülen sahabenin, büyük bir günah işlediğini, bu günahtan dolayı şehit olmadığını belirtmiş ve cenaze namazına katılmamıştır.(Müslim) Kul ve kamu haklarına saldırı durumunda ahirette büyük bir azap beklemektedir…
KUL VE KAMU HAKLARI
Paylaş