Üzücü, hem de çok üzücü bir haber 20 Ağustos’ta elimize ulaştı. Haberi ileten kurum, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK).
AKP Hükümeti ta en başından beri kurduğu üniversitelerle övünüp duruyor. Ancak hiçbir zaman yetersiz fakültelere ve öğrencileri canından bezdiren yurtlardan bahsetmedi. Vallahi, billahi, tallahi yazıktır günahtır. Bir öğrenci neden, niçin yurtta kalır? Elbette ki kiralık evlerin pahalı olmasından ve maddi durumlarının düşük olmasından ötürü yurtta kalır. Ancak bu yapılan son zam öğrencileri artık canından bezdirdi. Sırf bu son yapılan yurt zammından ötürü üniversite okumayacağını belirten bir arkadaşımla karşılaştım. Haliyle bu yaşanan duruma çok üzüldüm. Keza üzülmeyecek bir durum değil.
Baktığımızda ailelerin maaşlarına zam yapılmıyor, günlük çalışan bir işçinin maaşına zam yapılmıyor; peki, kime zam yapılıyor? Öğrenciye. Neden? Çünkü hayali var, okuyacak. Yer yarılsa da o kişinin bir hayali var, okumak istiyor. O halde bu kardeşimize destek mi olacağız yoksa köstek mi? ben destekten yanayım ancak son durumlar bunun tam tersini göstermektedir.
Bazı öğrenciler ise, 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain darbe girişiminden ötürü tarikat ve cemaat yurtlarına karşı ön yargı oluşturdu. Nitekim bu konuda da pek haksız sayılmazlar. Çünkü o kadar sene okuduktan sonra (12 yıl), birkaç yıl için başlarının tehlikeye girmesini istemiyorlar. Bu durumun zuhur bulması da son derece realist ve rasyoneldir.
Gel gelelim yapılan KYK yurt zammına. Yapılan açıklamaya göre yurtlara %20 zam uygulandı. Peki, bu durum rakamlara nasıl yansıdı? Geçen sene 168 lira olan yurt ücreti tarifesi 200 liraya, 180 liralık yurt 215, 213 liralık yurt 250 liraya, 237 olanlar 280 lira, 258 olanlar 310 lira ve 285 lira olan yurtlar zam tarifesi ile birlikte 340 liraya yükseldi. Bu durumun gerçekleşmesi ise aileleri pek üzüldü.
Bazı yurtlarda 4 – 6 – 8 kişilik kalınırken, bu çıkan yurt ücreti hem aileleri hem de öğrencileri düşündürüyor. Acaba onlar için yeni dönem ne zaman ve nasıl bitecek? Anlaşılacağı üzere pek sevinmeyecekler, ruh hallerindeki hüzün ve üzüntü nasıl olacak onu merak ediyorum. Çünkü bazı yurt arkadaşlarım, sırf 285 lira yurt ücreti vermemek için diğer ucuz yurtlara nakil yapmışlardı. E, şimdi oralara da zam yapıldı. Şimdi o arkadaşlarım ne yapacaklar? Hele ki çoğu KYK yurdunda asansör 2 günde bir bozuluyor, yemek saati bitmeden yemek bitiyor veya yurtta kalan öğrenci yemek saatine yetişemediği için yemeğini yiyemiyor, tuvaletler arızalanıyor, banyo su kaçırıyor. Bunların her biriyle de yurt öğrencisi uğraşıyor. Üstüne üstün yetmezmiş gibi bu yaşadığı dramların üzerine bir de para veriyor. Yazıktır, günahtır! Ne yani, geçen sene yapmadığınız zammın ve yaz tatilinde almadığınız ücretin hıncını mı çıkarıyorsunuz? İnanın bana anlamış değilim.
Bazı yurtların yemekleri yenilmiyor, suyu içilmiyor; etüt salonları yetersiz kalıyor, asansörleri bozuluyor; çamaşır makineleri arızalanıyor, ütü yapacak yerler olmuyor, spor alanları bulunmuyor ve yapılmıyor, yurdun üniversiteye olan mesafesi artıyor, otobüs tarifelerine para yetiştirilemiyor. Ne yani, bu kadar öğrenci biçtiğiniz son rakamı vermek zorunda mı? Hayır! Asla ama asla hak etmiyorlar. Çünkü KYK yurtları, ev tutacak ya da özel yurtta kalacak imkânı olmayan öğrenciler içindir. Onların okuma heveslerini lütfen kırmayın, birazcık yapılan bu zammı en azından asgari rakama indirseniz ne olacak? Hele ki birçok öğrenci okumasına rağmen herhangi bir yere atanamıyor veyahut iş bulamıyor. Onlar için ne olacak? Keza maddi imkânı olmayan her öğrenci, istese de istemese de yurtlarda kalmak zorunda kalıyor. Onlar için böyle bir fedakârlığı yapmak zorundasınız. Çünkü gençlik, gelecektedir. Filhakikat onlar geleceğimizin teminatıdır. Ve gençliksiz Türkiye, Türkiyesiz gençlik olamaz; hayal dahi edilemez.
Burs alanlar dahi yurt paralarına yetişemediklerini belirtiyor. E şimdi burs alamayanlar ne yapacak, kredi almaktan çekinen geleceğimiz ne yapacak? Hani diyorsunuz ya en az 3 çocuk yapın. O halde 3 çocuk sahibi olan aile, evlatlarının her üçünü de nasıl aynı anda okutacak? Rabbim buyurmaktadır: ‘‘Düşünmeniz için size akıl verdim, araştırın…’’ Efendiler; düşünmüyoruz, araştırmıyoruz.
Hükümetin ne yapması gerektiğini üç maddeyle belirtmek gerekir ise:
· İsraf etmeyeceksiniz.
· Vekillere, belediye başkanlarına, kaymakamlara, valilere tahsis edilen lüks araçları satacaksınız. Onlara ödenen ekstra maaşları kısacaksınız, onların araçlarına yatırılan mazot ve benzin paralarını hazineye yatıracaksınız.
· Milletvekili meclisinde yer alan kantin(ler)e zam yapacaksınız. Yalnız zam yaparken 25 kuruşluk suyu 50 kuruş, 50 kuruşluk kahveyi 1 lira, 3.5 TL’lik tostu 5 TL’ye yükseltin demiyorum. Öyle bir zam yapın ki, onlar da artık bilsin kimler tarafından mecliste temsil edildiklerini. Bir zahmet onlara anlatıverin. Görün bakalım gerisi nasıl kendiliğinden geliyor…
Gel gelelim bir üniversite öğrencisinin sadece harcadığı 1 aylık okuma maliyetine…
Bir üniversite öğrencisinin 1 aylık gideri: 340 lira yurt ücreti + 100 lira abonman kart + 90 lira fakülte yemeği ücreti + ekstra yurda ödediği yemek ücreti 100 desek; 630 lira tutuyor. Peki, bu öğrenci ne giyecek, nasıl telefon faturası ödeyecek, nasıl ihtiyaçlarını giderecek (tuvalet kâğıdı, sabun, şampuan, diş fırçası ve diş macunu, ders notları, içecek – yiyecek, vb.)?
Bazı öğrencilerin ailesi kirada oturuyor ve evlatlarına burs değil, kredi çıkıyor. Peki, onlar ne yapacak? Asgari ücret maaşı brüt 2209 lira iken, bazı ebeveynler günlük çalışıyor. Onlar evlatlarını nasıl okutacak? Bir asgari ücret ile çalışan ebeveynin 2209 lira aldığını düşünür isek, sırf evladına 630 lira gönderdi diye cebinde 1,579 lira kalacak. O halde bu ebeveyn aybaşını nasıl getirecek? Ya kirada kalıyorsa, ya başka çocuklarını okutuyorsa, ya bu parayla kendi ihtiyaçlarını gideremiyorsa? Soruyorum size yahu, bu ebeveyn ne yapacak? Ya günlük çalışanlar, asgari ücret dahi alamayan ebeveynler ne yapacak? Allah rızası için kolaylaştırın, zorlaştırmayın.
İsteğim, arzım ve arzum odur ki, verdiğimiz vergilerin hakkını alalım. Ekstradan öğrencilere zam yapmayalım. Devletin yemeklere ödediği tutarın 8,5 TL olduğunu belirtirsiniz, ancak aynı oranda yemek fiyatlarını artırdığını belirtmezsiniz. İnanın çok yazık. Çünkü öğrenciler şirket değil, müşteri hiç değil. Öğrenciler, öğrencidir; onlar geleceğimizdir.
Devrim AKTÜRK