Dünyada "öğretmenlik" kadar vicdani olan başka bir meslek yoktur.
Mesela bir doktor poliklinikte otururken "Hasta almıyorum." deyip kafasına göre takılamaz. Kapıyı vurur, "maaşını biz veriyoruz." deyip doktoru işini yapmaya zorlarlar.
Bir vergi memuru insanların işlerini yapmadan, odasında boş boş oturamaz. Onu işini yapmaya zorlarlar.
Bir motor ustası elindeki arabayı "yapmıyorum" deyip yan gelip yatamaz. İşini yapmazsa aç kalır.
Örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Öğretmen sınıfa girdiğinde 40 dakika boyunca sadece vicdanı ile beraberdir. Ders süresince hiçbir şey anlatmayabilir.
Olur mu olur... Meslektaşlarımı tenzih ederim. Farazi olarak konu ele alınmıştır.
✓Mesela etkileşimli tahtayı açıp saatlerce video seyrettirebilir.
✓Ders kitabındaki şiiri herkes defterine yazacak deyip kendisi de telefonla meşgul olabilir.
✓ Öğrencilerle havadan sudan muhabbet edebilir. Öğrenciler bundan mutlu da olabilir.
Kimse de bunların hesabını sormaz, soramaz...
İdari denetimin gücü buna yetmez. Öğretmen derste dokunulmazlığa sahiptir. Müdür veya müfettiş yılda bir iki kez sınıfa uğrar, tavsiyelerde bulunabilir.
İnsanın vicdanı ile baş başa kaldığı tek meslek öğretmenliktir.
Mesleğin bu özelliği nedeniyle Öğretmen yetiştiren kurumlarda özel program uygulanmalıdır. Öğretmen olacak kişiler özenle seçilmeli ve mesleğe hazırlanmalıdır.
Bu amaca hizmet etmek için Millî Eğitim Bakanlığı'nın kurmak istediği "Öğretmen Akademileri" doğru bir karardır, doğru bir adım olacaktır.
Fakülte bitiren kişiler tekrar neden okusun, fakülte ögretmenlik için yeterli değil mi? Tarzında eleştiriler olduğunu biliyoruz ama doğru bulmuyoruz.
Altı yıl Tıp fakültesinde okuyan doktor adayları tus sınavına girip seçtiği bir alanda nasıl uzmanlaşıyorsa, dört yıl okuyan öğretmen de aynı şekilde mesleğinde ve branşında zirve olmalıdır.
İnsan eğitimi insan sağlığından daha önemsiz değildir.
Abdullah Gülay ????????