Herkes sevdiği kişiye özlem ve güven duyar. Peki kişi neden bir başkasına güvenemez. Güven insanın hayatında önemli yer tutuyor. Bu kadar önemli olan güven nerede başlıyor ve nasıl devam ediyor. Bu konuyu merak ettim ve Dünya Değişim Akademisi Uzmanlarına sorduk, tahmin edemeyeceğimiz cevaplar aldık.
Uzmanlar diyor ki;
“Aşk, âşık olunanla aynı yerde olma özlemidir. Aynı yerde olmayınca özlem acı verir. Âşık olunan bir sığınaktır. Sığınak güvenilir olmayınca âşık olan acı çeker. Kişi kendinde olmayan güveni âşık olunanda arar ama bulamaz çünkü kendine güvenmeyen, kimseye güvenemez. O zaman da güven acısı ortaya çıkar. Birey zihnindeki aşk idealini bir başkasına yansıtır ve ona yaslanır. Zihindeki ideal âşık kalıbı bir süre sonra karşılık bulamayınca kişi, “Hayalimdeki âşık bu değildi!” diye bağırarak acı çeker. Birey zaten “hayalimdeki” diyor yani GERÇEK OLMAYANIN PEŞİNDE OLAN MUTLAKA ACI ÇEKER. Aşk biter ve kişinin içinden bir şeyler kopup gider. O kopan şey nedir? Hayaller. Bil ki, hayaller her zaman hayal kırıklığına uğratacak ve acı çektirecektir. O yüzden hayali aşkın peşinden gitmeyi bırak ve özündeki gerçek aşkı bul! Biten aşk, hayali olandır gerçek aşk ise asla bitmez. Hayali aşk ile gerçek aşk arasındaki uçurumu ise acılar doldurur. Hayaldeki âşık ile hayattaki kişi arasında uçurum arttıkça aşk da biter çünkü hayali aşk uçurumu doldurmaya yetmez. Fakat oluşan boşluğu bir şeyin doldurması gerekir. İşte o boşluğu acı doldurur.”