Plan olmadan,
Programsız,
Projesiz bir yolculuğa çıktım…
Trabzon’dan yola çıkarak,
Ordu’ya
Gitmeyi düşünüyordum…
Fakat
Yolda planı değiştirerek,
Samsun’a vardım…
Amacım
Gittiğim yerlerin
Videolarını çekip,
Fotoğraflamak
Ve
Buraların yeni yüzlerini,
Okuyucuya
Makalelerimle anlatmaya çalışmak…
Samsun’a gittiğimde
Trabzon’dan dostum
Ve
Arkadaşım
Baş kosmer Mustafa Karamahmutoğlu,
Görev başında olduğu halde
Beni karşıladı…
Eskileri anarak hasret gidererek,
O zamanlara geri döndük…
Samsun’da
Birkaç tur atarak,
Bir lokantada karnımızı doyurduk…
Çay faslından sonra
17.30 trenine binerek,
Amasya’ya doğru
Yola koyulmuş oldum…
Yaklaşık
3 saatlik bir yolculukla
Amasya’ya vardım…
Başta
Söylemiştim ya,
Plan,
Proje yapmadan yola çıkmış,
Her şeyi
Oluruna bırakmıştım…
Saat 21.00 gibi gittiğim
Amasya’da,
Gündüz vakti aradığım
Karayolları Genel Müdür Yardımcısı
Hemşerim,
Selahattin Bayramçavuş’un
Benim için ayırttığı
Karayolları misafirhanesinde konakladım…
Çok güzel bir
Tren yolculuğu yapınca
Bir an
Tren için
Trabzon Milletvekili
Vehbi Koçla konuştuklarımız
Aklıma geldi…
Maliyet, rahatlık, hız,
Güvenli yolculuk,
Diğer toplu taşıma ve
Ulaşım araçları olan
Uçak, otobüs,
Kamyon, tır ve diğerlerinden
Treni,
Kat kat öne çıkartıyor…
Tren için şunu diyebiliriz;
“Trensiz bir toplum, tam medeni olamaz”
Tren,
Dağ, bayır,
Köy, kasaba geçip,
Şehirlere güvenle varmakta…
100 otobüse, 100 tıra,
Bir tren bedel…
Avrupa’nın her tarafını
Örümcek ağı gibi saran raylar,
Bizim ülkemize gelince,
Çok az görülmekte…
Hatta
Bazı bölgelerde tren rayları hiç yok…
Tren yaygınlaşırsa,
Meyve, sebze
Ve
Ulaşım çok fazla ucuzlar…
Atatürk,
“Demiryolu
Memleketin tüfekten ve
Toptan,
Daha önemli bir güvenlik silahıdır…
Demir yollarını
Kullanacak olan Türk Milleti,
Geçmişteki sanatkârlığını,
Demirciliğini,
Göstermekle övünç duyacaktır…
Demiryolları,
Türk Milletinin refah
Ve
Uygarlık yollarıdır” demiştir…
Konakladığım
Amasya Karayolları Misafirhanesinden
Amasya’yı keşfe çıktım…
Epey bir yürüyüşle
Merkeze ulaştım…
Amasya’nın her köşesi,
Adeta
Tarih kokuyor…
Camiler, hamamlar, tıp merkezleri,
Kültür merkezleri,
Konaklar,
Saraylar ve kral mezarları gibi,
Adım başı
Tarihi bir esere rast geliyorsunuz…
Amasya’yı çevreleyen
Dağların yamaçlarına yapılmış
Kral Mezarlarına,
Dik merdivenleri geçerek ulaştım…
Ancak
Öyle yansıtılan gibi
Amasya’yı
Kuşbakışı muhteşem görmesinden başka,
Herhangi bir özelliği yok…
Kral Mezarları denilen
Dağın içine doğru
Yerden yüksekliği
2,5 metreyi bulan bir yerde,
İçini,
Bizim göremediğimiz bir oyuk var…
Orada,
Kendini Tanrı olarak gören
Pontus devletinin
Önemli kralları gömülü…
Bana onu anlatan rehbere,
“Trabzon’da da
Pontus kralları var,
Orada
Niye böyle bir şey yok?” dediğimde,
“Trabzon’daki
Rum Pontus krallığıdır…
Bunlar
Pontus krallarıdır
Ve
MÖ 300 yıllara dayanmakta…
Trabzon’daki
Rum Pontus Krallığı
MS 1200’lü yılların sonuna doğru kurulmuş
Bir devlettir” dedi…
Amasya’da yaşamakta olan
Halamın oğlu
Ömer Keşap’ı arayınca buluştuk…
Ömer Abimle
Amasya’yı keşfetmeye devam ettik…
Neyse
Diğer gezi maceralarımı
Bir dahaki yazıma bırakarak,
Hoş kalın, hoşça kalın…
11.06.2023
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar