Ortak akıl ile bir birlik olan toplumumuzun ve insanlığın önünü kesen her türlü dayatma; bir darbeyi, kumpası kısaca adaletsizliği yansıtmaktadır.
İnsanlık ve Sevgi Kültürü; zalimliği tek başına engelleyemezse de terbiye etme, eğitme gücü vardır. İnanç; haklı olunan konuda sözde dahi üstünlük taslamaya eğilim ise eziyet etme anlayışı hakimdir, bu zalimliktir.
Sözde dahi üstünlük taşıyanın, eziyet sahibi birinin bir zalimden farkı yoktur. İnsanlığın kurtuluşu; meşveret karşılıklı anlayış geliştirmek için bilgi düşünce tefekkür ve öğüt alma ile ortaya çıkan bir ruh , bir erdemdir.
Kültürlerin; ülkenin dinamiği tohumlarına, bebeklikten gençliğe ve olgunluğa sunduğu hayat ancak ve ancak sevgi sebebi ile dolu yaratılışta adil ve dürüst olmayı gerektirir. Hakiki çalışmalar; insanların özel veya resmi kurumların çalışmalarına katılmaları, katkı koymaları desteklerinin alınmaları ile olur. Sevgiye inanan kalpler de bir araya geldikçe kar topu gibi büyüyerek toplumu sarması , bir yurttaş olarak ülkenin gelişmesinde yer almak, çalışmak, öneri vermek, katkı koymak gelişmeler ile ortak gururlanmanın sağlanması bir farklılık geleceği kavrama farkındalığıdır.
Bu güzelliğin farkındalığını yaşayan yöneticiler insanlarını sevmeli, anlayışlarında şöyle ya da böyle yakışıksız sözler ile karşılamamalıdır. Beslenen herhangi bir derecede kayırmacılık ve benim fikrim en doğru fikir anlayışı ile dayatma; ortak akıl ve birlik olan toplumumuzun ve insanlığının önünü kesen bir darbe, bir kumpas olur, bu adaletsizliği kınamak, bu ruh çöküntülüğüne müsaade etmemek , engellemek gerekir.
İşte tam bu manada çeşitli zamanlarda , bir başka safhada beraber paylaşımları ile yer aldıkları Türkiye Cumhuriyetimizin kurumlarına yerleşilmiş veya yerleştirilmiş birilerinin sebep olduğu cinayetler de Milletin Meclisine silah doğrultmayı ,doğurmasına maalesef fiili kaynak oluşturmuştur.
Atanan ve seçilen kurum kadrolarının, sivil toplumu oluşturan halkımızın topluma hizmet ile çalışmalara destek olması, üretilen fikir ve önerilerin önündeki çetinliklerin çözüm usullerini, kanun gereği nasıl destekleneceği konusunda yardımcı olmalı öyle ki oyalama ve dolaylı engelleme, işlevsiz bırakma anlayışı varsa terk etmeleri gerektirir. Bu hem hukuki, hem ruhsal vicdani bir sorumluluk anlayışıdır.
Türkiye Cumhuriyeti, ülkemiz insanı olarak olması gereken ‘’sevgi dolu etkileşimlerin ve etkinliğinin‘’ her safhada nasıl kurulacağını, insanlarımızı birleştirerek toplum içerisinde birilerinin veya gruplarının güç, nüfuz kavgası, boş siyasi çekişme ile toplumunun önünü kapatmasının nasıl engellenebileceği araştırmak, başarmak bir sevgi etkileşimi ve eğilimi sebebidir.
Bu günlerde yaşanılan kaoslarda üzüldüğümüz, geçmişte hayatlarını vermiş insanlarımız ve engellemeler ile kaybolan hayatların vebal sahipleri, toplumunu uçuruma taşımaya çalışan ve adil gibiymiş gibi görünen kitlelerin, milletin bağrına sapladığı bir ihanettir.
Ulusumuza ve insanlarımıza her safhada geçmiş olsun diyor, kaybedilen canlara Tanrı’dan rahmet diliyorum.
SEVGİ ETKİLEŞİMLERİ ve ETKİNLİKLERİ NE OLMALI!... ,
Paylaş