Bu yaz okuduğum kitap Zülfü LİVANE’LİNİN “Huzursuzluk “ adlı kitaptı. Kitap Mardinli Hüseyin ile Ezidi Melek şah arasında geçmekteydi. Kitabı okumaktan büyük keyif aldım. Kitapta Hüseynin Melek şaha kara sevdası işlenmekteydi. Sonuçta da bu sevda Hüseynin başını yer. Türkiye’de İşitten kaçar Amerika’da aşırı evangelist çeteler tarafından öldürülür. Hüseyin aşkı Melek şah yüzünden eski sözlüsünden vazgeçer. Fakat melek şah ve iki arkadaşı İşite esir düşer. Diğer kadınlar gibi onlarda ondan ona satılır. En sonunda kılık değiştirmiş bir Ezidi tarafından satın alınırlar ve bu adam şu dağı aştığınızda Türkiye var . Orada rahat edersiniz diyerek onları Türkiye’ye yollar. Detaylar kitapta…
Yukarıda alıntıladığım gibi gerçekten mazlum milletlerin sığınağıdır Türkiye. Bir zulme uğrayan ülkesi işgal edilen mazlumlar Türkiye’yi kendilerine sığınılacak yer olarak görürler.
Fazla eskiye gitmeye gerek yok. Suriye Amerikalı ve Avrupalı bir işgale maruz kaldığında kendilerine sığınacak yer olarak Türkiye’yi seçtiler. Şu anda ülkemizde üç buçuk milyon Suriyeli göçmen var. Bu insanlar bizleri seçtiler. Bizlerde kendilerine kucağımızı açtık ve bağrımıza bastık. Irak’ta işgal edildiğinde Iraklılar ülkemizi kendilerine sığınak olarak seçti. Hatta durum o kadar ilginçtir ki İşitten kaçan Ezidiler bile zulme uğradıklarında kendilerine sığınak olarak ülkemizi seçtiler. Ezidiler Müslüman değildir. Fakat onlar bile biz Türklere bir insan sığındı mı asla zarar görmez her daim yardım görür olduğunu bizlerden daha iyi bilmektedirler. Ondan dolayı bizlere sığınmışlardır. İşit topraklarını işgal ettiğinde erkeklerinin kafalarını kesmiş kadınlarını da cariye olarak alıp kullanmışlar. Hatta kitapta iki kız kardeşte aynı anda alındığı yazılmaktaydı.
Yada şöyle yazayım Filistin’de Siyonist İsrail tarafından zulme uğrayan kardeşlerimiz Türkiye’ye getirilip tedavi edilmektedir. Yazımın burasında samimi Yahudi ve Hıristiyanlarla bir problemimizin olmadığını bizlerin sorunu dünyanın başına bela olan Evangelist Hıristiyanlarla Siyonist Yahudilerle olduğunu samimi olanların ülkemde aynen bizler gibi ibadetlerini rahatça yapabildiklerini ifade etmek isterim. Bu Evangelistler ve Siyonistler kendi çıkarları için o da Büyük İsrail Devletinin kuruluşudur bu amaçları için her türlü fitne ve fesadı çıkarttıklarını hatta amaçlarına ulaşabilmek için savaşı bile göze aldıklarını açıkça belirtmek isterim.
Afganistan işgal edilir Afgan kardeşlerimiz sığınılacak liman olarak ülkemi görürler. Pakistanlı kardeşlerimizde başlarında ki büyük bela Amerika sebebiyle sığınacak liman olarak ülkemizi görmektedirler.
Çeçenlilerden hiç bahsetmeyeyim. Ülkelerinde ki zulümden dolayı onlarda sığınacak liman olarak ülkemi görmekteler ve bundan dolayı ülkeme gelmektedirler.
Elin Evangelist ve Siyonistleri üçüncü dünya ülkelerini Afrika gibi sömürürken bizler bu ülkelere yardım getirmekteyiz. Zekatlarımızla kurbanlarımızla sadakalarımızla bu ülkelere yardımcı olmaya çalışmaktayız. Ülkelerinden zeki çocuklar ülkemize gelerek okuyup fakültelerini bitirip ülkelerine hizmet etmek için gitmektedirler. Fakat Evangelistler ve Siyonistler bu zeki çocukları yüksek maaşlarla satın alıp kendilerine hizmet ettirmektedirler.
Ülkemde Keşmir’den ve Myemmerdanda mülteciler vardır. Onlarda azgın sömürgecilerden kaçtıklarında sığınılan liman olarak Türkiye’yi görüp ülkemize sığınmaktadırlar. Bakınız güzel şehrim
Trabzon o kadar büyük olmadığı halde yabancılar şubeye gidildiğinde hemen hemen her coğrafyadan onlarca insanları görürsünüz.
Önemli;
Önümüzde ki Kurban Bayramınızı en kalbi duygularımla tebrik ederim.
Çocuk kaçırılmalarına karşın aileler çocuklarını sokakta yalnız bırakmasınlar.
Denizde çocuk boğulmalarına karşın denizde aileler çocuklarını yalnız bırakmasınlar.
Rabbim devletimize ve milletimize zeval vermesin inşallah…