Hayatta
Bir dalı olmalı insanın,
Düştüğünde tutunup,
Tekrar
Ayağa kalkmasına
Yardım edecek…
Hayatta bir dalı olmalı insanın,
Derdini dertlenecek,
Ayağına çelme takmayacak…
Hayatta
Bir dalı olmalı insanın,
Yaralandığında
Merhem sürecek,
Anne baba sevgisi ile büyüyecek…
Hayatta,
Bir dalı olmalı insanın
Koşmasına yardım edecek,
Durduğu zaman “durma” diyecek…
Hayatta
Bir dalı olmalı insanın,
Ağabey, abla diyecek,
Kardeş sevgisini kalbinde hissedecek…
Hayatta
Bir dalı olmalı insanın
Eş, dost, akraba
Ve
Komşusunun desteğini,
Arkasında hissedecek…
Hayatta
Bir dalı olmalı insanın,
İnsan olduğu için
İnsanca yaşamasını sağlayacak,
Devletinin,
Milletinin şefkatli elini
Omuzunda hissedecek…
Hayatta,
Bir dalı olmalı insanın,
Vatandaşı olduğu ülkesinde
Mülteciler kadar
Değeri olacak,
Buzdolabı ardına kadar dolacak…
…
İşte
Mahallem olan Dolaylı’da
Hiçbir dalı olmayan
Düştüğünde
Ayağa kaldırılmayan biri var…
Anne, baba,
Kardeş, akraba yok…
O,
Tek çocuk olarak dünyaya geldi…
Babası alkolik,
Ayık gezdiği zamanı çok yoktu…
İçkili olduğu zaman babası,
Annesi
Ve
Ona sürekli olarak,
Şiddet uygulardı…
Annesini,
Babası öyle bir dövmüş ki,
Eve geldiğinde
Annesi çoktan ölmüştü…
Su testisi
Suyolunda kırılmış,
Bir gece evine gelmeyen babasını
Sarhoş vaziyette
Düştüğü derenin içinde
Ölmüş bulmuşlardı…
Babası,
Aileden kalma yerlerini
Birkaç şişe
Rakı parasına akrabalarına satmış,
Kendi akrabaları
Sarhoş vaziyette düşünemeyen,
Karar verme yetisi olmayan birinden
Bu yerleri satın alarak
Çocuğu olan
Ona,
Yaşam hakkı vermemişlerdi…
Annesi, babası,
Kardeşleri
Ve
Bütün akrabaları olanların bile
Düştüğü bataklığa
O da düşmüş,
Ama
Elini tutan çıkmamıştı…
Yaşamın acı tokadını
Her zaman
Ensesinde hissetmişti…
Fakat
Dirayetiyle
Çamurdan çıkmayı başarmış,
Çamurun içindeki
Altın gibi değerini kaybetmemişti…
Babasının
Bilmem kaç dönüm
Sarhoş masasında sattığı yerin,
100 metrekare bölümüne
Adeta sığınmış,
Akrabaları adeta ona ulufe dağıttığını
İlan etmişlerdi…
Her tarafı açık
Sıçanları cirit attığı
Bir kümeste yaşamaya başlamıştı…
Tabi
Öyle olduğu için evlenememiş,
Tek başına
45 yaşında orada
Yaşam
Mücadelesi vermeye çalışmakta…
İnsan ama
İnsanca yaşayamıyor…
Belki
Bu dünyadan
Yalnız bir şekilde ölüp gidecek…
Belki
Babasının kaderini yaşayacak,
Ama o,
Babasının kaderini
Yaşamamak için mücadele ediyor…
Ancak
Allah cc hiç kimseye,
Anne ve
Babasını seçme hakkı vermiyor…
O da isterdi
Normal bir yaşam süreyim,
İmtihan olunan
Bu dünyada,
Rahatça imtihanı mı vereyim,
Ama
Olmuyor…
Bu dünyada insanlar,
Ayrı şekilde imtihan ediliyor…
…
Peki
Bu kişinin durumunu
Niye hatırlattım…
Bu koşullarda yaşam mücadelesine
Devam eden bu kişinin
Onurlu duruşu,
Yaşam mücadelesi devam ediyor…
Ancak
İnsan gibi yaşaması,
Bir mülteciden
Daha değersiz olduğunu
Hissetmemesi için,
En azından
Prefabrik küçük bir evde
Yaşam mücadelesine devam etsin…
Bunun için
İlgili kurum ve
Kuruluşları ben ayağa kaldıracağım…
Trabzon Valisi
Sayın Aziz Yıldırım’a sesleniyorum,
“Bu insana,
İnsan olduğunu hissettirin
Ve
Prefabrik
Evini yapın lütfen…
…
Yarın itibariyle
Fas yolculuğuma başlıyorum…
Burada
İmkânlarım nasıl olacak,
Video ve
Yazılarımı sizlere atabilecek miyim?
Hiç bilmiyorum…
Bu duygularla
Hoş kalın, hoşça kalın…
04.04.2024
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar