Fanatik taraftarının bile küme düşeceğiz, bu takım küme düşer gibi düşüncelere kapılması büyük bir takım için çok trajikomik bir durumdur.
Ama Galatasaray maçı gösterdiki, böyle saçma sapan düşüncelere, Trabzonspor taraftarının lügatında yer yok, olmamalıda!
Trabzonspor, tarihinde bu duruma çok düşen bir takım değildir fakat, hatırladığım 2002 senesinde Özkan Sümer başkanlığı döneminde böyle bir sezon yaşamışlığımız vardı.
O sezon 3 puan farkla ligde kalmıştık, Rizespor küme düşmüştü!
Bu sezonun sonuna gelindiğinde umarım bu gibi bir durum söz konusu olmaz, olmayacakta. Ligin ikinci devresi bu takım çok can yakacak.
Bu anlamda,
devre arasında takıma katılacak yeni oyuncular ve Şenol hocanın gayretiyle, ligin ikinci devresinde Trabzonspor’un bir çıkış yaşayacağını ve bu çıkışın gelecek sezon hazırlıkları anlamında iyi bir katma değer olacağını düşünüyorum.
Maça gelecek olursak,
yukarda bahsettiğim acı ama umut içeren sözler ışığında, Trabzonspor lig lideri Galatasaray’a konuk oldu.
Şenol hoca Galatasaray’a karşı Serdar Lundstram tandemi ile çıktı ki, bu oyuncuların ikiside formsuz, ilkkez birlikte oynuyorlar ve Lundstram ilklez stoper oynayacak! Bu çok cömert ve macara kokan bir hamle bence! Yediğimiz goller ve verdiğimiz pozisyonlarda da bunu gördük.
Orta alanıysa son haftaların formsuz ismi Ozan ile Mendy ikilisine teslim etti. Ancak ozan bu maça özel i, iki gollü müthiş bir performans koydu ortaya.
İlk olarak bu kadronun iyi bir Galatasaray karşısında şansı olmaz diye düşünüyor insan ama maç oynanınca hiçte öyle olmadığını görüyoruz.
Fakat, kadrolar açıklandığında dikkatimi çeken en önemli unsur ise, Galatasaray ve Trabzonspor’da sakat olan oyuncuların kadroda olmaları yada olamamaları!
Trabzonspor’un sakat oyuncuları söz konusu olduğunda, geri dönüşleri uzun zaman alıyor!
Örneğin,
Hüseyin Türkmen, Serkan Asan, Okay Yokuşlu, Saviç, Batagov ve Arif Boşluk isimlerine baktığımızda ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.
Özellikle Hüseyin, Serkan, Arif gibi isimler iki maç oynadılar ve sakatlandılar kayboldular! Bunlardan derhal kurtulmak lazım.
Bu ne kardeşim?
Çürük elma gibi!
Kârından çok zararları var!
Galatasaray’ın sakatlarına bakıyorum, Barış Alper Yılmaz sezonu kapattı dediler, Osimhen için en az iki maç yok dediler ve bu açıklamaların üzerinden henüz bir hafta geçmeden Barış onbirde, Osimhen yedekte Trabzonspor karşısına çıkıyor!
Bu ne demek kardeşim bunu biri açıklasın lütfen.
Galatasaray sağlık ekibinde sihirli değnek mi var?
Doğal olarak maçın favorisi Galatasaray maça iyi başlayan ve iyi oynayan taraftı. Bu iyi ve baskılı oyununu zaten maçın başında 8. dakikada buldukları golle süslediler.
Trabzonspor geriye düştüğü bu golden sonra, biraz kıpırdadı ve üst üste pozisyonlar buldu ve 17. dakikada Ozanla eşitliği sağladı fakat, 29. dakikada Yunus’un golüne engel olamayarak tekrar geri düştü. 2-1
Trabzonspor camianın ve taraftarın yitik umuduna can olmaya çalışıyor ancak, kalitesiz oyuncuların bireysel hatalarına mukabil bunu başaramıyor.
Bu bireysel hataları yapan oyuncular gırtlağımıza basar gibi umudumuza basıyor, resmen mudumuza incir ağacı dikiyorlar.
Buna hakem denen müptezellerde yardım ediyorlar.
Barışın attığı golden önce Banza’nın net topu aldığı pozisyonda hakem faul verdi ve Cham’a yapılan kasti dirsek ile faulü görmeyen hakem dolayısıyla kırmızıyı es geçti!
Bu iki pozisyonda bile hakemlerin niyeti çok netti.
Ah o umut yok mu o umut, benim cefakar taraftarımın hiç sönmeyen ama, hiçte gerçekleşmeyen umudu!
Arada, böyle satılmış silahşörlerin operasyonlarınada kurban gidiyor.
Tabi Trabzonspor inadına ve ısrarla maçı bırakmıyor. Maç büyük oranda bir o kalede, bir bu kalede oynanıyor.
Maçın 51.dakikasında Banza, 55.dakikasında Ozan ile bir anda Trabzonspor 2-3 öne geçti. Ve yine bir hatayla Galatasaray penaltı kazandı. Bu penaltıyı gole çevirip maçı eşitlediler. 3-3
Son haftalarda oynanan en hareketli, heyecanlı ve mücadelesi yüksek bir maç, bir o kadarda pozisyon zenginliği olan bir müsabaka bu müsabaka olsa gerek. Bu Trabzonspor adınada böyle, Galatasaray adınada.
Maçın sonuna 8 dakika ilave süre eklendi ve bu sürenin 8.dakikasında Galatasaray galibiyet golünü buldu ve maçı 4-3 kazandı. Galatasaray’ın 4. golü oyuna yeni giren Ali Şahin Yılmaz’ın kafa vuruşundan geldi.
Yine büyük bireysel hata ve yine mağlubiyet. Burada Şenol hocada hata yaptı, bu maça bu genç oyuncuyu koymamalıydı.
Galatasaray aldığı galibiyete okadar sevindiki, saha içerisinde şampiyon olmuşcasına kutlama yaptılar. Buda Trabzonspor’un ne demek olduğunu ortaya koyuyor sanırım.
Sonuç olarak İstanbul deplasmanında, hem hakemlerin bireysel hatalarına, hem oyuncularımızın bireysel hatalarına, hemde hocamızın bireysel hatalarına kurban gittik.
Maç öncesi esnaf ziyaretlerimde, bu maçla alakalı yaptığım röportajlar oldu, mikrofon uzattığım bütün Trabzonspor taraftarı, takımına güveniyor ve umudunu koruyordu.
Maçı izledik ve gördükki, taraftarın umudu, bireysel hatalara kurban gitti.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)