Bugün
Bir değişiklik yaparak,
Konak yerine
Metro ile
Birkaç durak ileriye giderek,
Konak’a doğru yürümeye karar verdim…
Karantina Sahil
Denilen yerde inerek,
Deniz kenarı yürüme yollarından
İstikamet Konak diyerek,
Yürümeye başladım…
Ama
Bugün gördüklerimden önce
Sizlere,
Metro, tren,
Tramvay gibi raylı sistem
Toplu taşımacılıktan
Kısaca bahsetmek istiyorum…
Raylı sistem olan
Kentlerde,
Toplu ulaşım o kadar kolaylaşmış ki,
Trafik sıkışmıyor,
İnsanlar
Rahat şekilde sokaklarda dolaşıyor…
Böyle kentlerde
Ulaşım sorunu bitmiş…
Uzaklar,
Artık yakın olmuş…
O kalabalıkta
İnip, binenler sürekli oluyor…
Raylı sistemin olduğu kentlerde,
Yemek,
Giyecek gibi
Önemli harcama kalemi olan
Ulaşım gideri çok azalmış…
Hatta
Aktarma bölgelerinde
Başka yöne giden
Metroya binersen, tamamen bedava…
Metroya yetişmek için
Hızlıca koşturmaya gerek yok…
Metroyu
Hemen kaçırmış olsan bile,
Azami bekleme süresi
Taş patlasa 3 dakika kadar…
Modern,
Gelişmiş ve
Medeni kentlerde olan raylı sistem,
Gelişmemiş,
Medeni olmayan,
Onu hak etmeyen ve
Sürekli yanlış kişileri seçmekte
Israr eden kentlerde
Ne yazık ki olmaz, olamaz…
…
Size
Karantina Sahil’ e geldiğimi
Ve
Konak tarafına
Yürüyor olduğumu söyledim…
Bir parkta
20 kadar gencin,
Yoga yaptıklarını gördüm…
Oturarak
Onları gözlemledim…
1,5 saate yakın bir zaman
Yoga yapan
Bu gençlerin bazı hareketlerine,
Bende iştirak ettim…
Yoga Eğitmeni olan Ayça Bozyiğit,
Aynı zamanda
Bir hastanede memur olarak
Görev yapmakta…
Havanın durumuna göre
Haftada 2 defa
Bu hareketleri yaparak
Hem
Vücutlarını koruyor,
Hem de
Zihinsel olarak çok rahatlıyorlar…
Ayça,
“Bu işi tamamen
Ücretsiz olarak yapıyorum…
Amacım
İnsanların kötülükten uzaklaşıp,
Ruhen
Dinlenmelerine
Vesile olabilmektir” dedi…
…
Kemeraltı’na girince
Ara sokaklara doğru bir daldım…
İzmir’de
İnsanlar uzun kuyruklar oluşturup,
Kalabalık oldukları
İki şey gördüm…
İlki
Kazı kazan dedikleri,
Milli piyangoyu satan çok bayi var…
Onların önünde
Bedava ekmek dağıtılır gibi
İnsanlar sıraya girmişler…
İşte
Kemeraltı’ nda
İnsanların ip gibi dizilip,
Ucu görünmeyen
Bir şey için beklediğini gözlemledim…
Mini etekli, kısa şortlu,
Şalvarlı,
Başörtülü, turist,
Göçmen ve hemen her kesimden insanı
Sırada görünce,
Çok merak ederek
Ben de o sıraya girdim…
Yanımda
İzmir sosyetesinden
Bir hanımla sohbet etmeye başladık…
Ancak
Ben yine de bu sıranın
Ne sırası olduğunu anlamamıştım…
Sıra çok hızlı ilerliyor,
Kısa zamanda
Bana da sıra gelmişti…
Tarihi Kemeraltı Caminin önünden
“İzmir Lokması” denilen
Bir tatlı çeşidi bedava dağıtılıyordu…
Bir taraftan pişiriliyor,
Diğer taraftan dağıtımı yapılıyordu…
Ölmüş olan
“Leyla Altun” Hanımefendinin
Ruhu için,
Bu lokmalar dağıtılıyormuş…
Verilen
Lokmaları alarak,
Güzelce bir yemiş oldum…
Orada
İzmir Lokmasını tatmamıza vesile olan
Leyla Hanıma
Allah(cc)’tan rahmet,
Ailesi ve
Sevenlerine ise başsağlığı dilerim…
23.10.2022
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar