Birkaç gün önce haberlerde çok üzüldüğüm bir haber yayınlandı. Kız bakım evinden altı kez kaçan bir kızımız canına kıymaya kalkmış. Ağır şekilde bulunan kızımız hastaneye kaldırılmış. Allah yar ve yardımcısı olsun.
Bu haber üzerine kulağımı biraz bakım evlerine çevirdim. Duyduklarım hiçte iyi değil.
Öncelikle bu evlere ailesinden kimsesi olmayan ve ailesi tarafından bakılamayan çocuklar alınıyor. Yani sizlerin anlayacağı garip gurebalar bu evlere alınıyor.
Çocuk yuvalarında çocuklarımız on sekiz yaşına kadar bakılıyor. On sekiz yaşları dolduktan sonra dışarı bırakılıyor. kulağıma gelen sıkıntılarda işte bu zamandan sonra başlıyor. On sekiz yaşına gelen gençler hayatta dayanabilecekleri kimse olmadan ortada kalıyor. Ben burada suçlu arıyor değilim. Önemli olan sıkıntıyı devlet adamlarına hatırlatmak.
On sekiz yaşından sonra kız çocuklarımız ve erkek çocuklarımız sokağa gitmekte. Ne oluyor sonra?! Bilen var mı?!
Ben söyleyeyim erkek çocukları şiddetle tanışıyor kız çocuklarımız da kötü yola düşmekte. Kendilerini kurtanlar ise belki de yüzde yirmi beşi geçmez.
Bakınız bir gazete haberiyle sıkıntıyı sizlerle paylaşmak isterim. Kız yurtlarından ayrılan bir kızımız bir günde iki yüz elli kişiyle beraber olmuş -basından-. Okudunuz değil mi?! Böyle onlarca haber geçmekte medyada. Bu satırları yazarken çok üzgünüm.
Burada şöyle bir güzellikte var. Bazı kardeşlerimiz bu yurtlardan ayrıldıktan sonra işe girip hayatını kazandığını da duyduklarımız arasında. Onlar çok şanslı. Diğerleri hakkında aynısını söyleyemeyeceğim. Böyle bu yurtlarada yetişip de bir işe yerleşmiş birkaç arkadaşım var. Bu kardeşlerimiz şanslılar arasında. Burada sıkıntı işe yerleşemeyenler. İşe yerleşenler daha sonra evlenip yuvalarını kurup güzel bir hayat yaşamaktalar.
Yaşlı bakım evleri ise daha bir sıkıntı. Buralarda ki kadınlarımız erkeklerimiz genellikle çocukları olan insanlar. Birkaç sene önce öğrencilerime Dinimizde yaşlılara saygı ödevini vermiştim. Kızlarımdan üçü yaşlı bakım evine giderek oradakilerle sohbet ederler. Bu sohbetlerin birinde yaşlı bir annemiz kızlarıma evladım benim altı tane çocuğum vardı. Babaları öldükten sonra beni buraya attılar. Artık torunlarımı bile bana göstermiyorlar gözyaşları içinde söylemişti. Gerisini sizler düşünün. Buralarda ki yaşlılarımızın her birinin bir gözyaşı var. Bu yaşlı bakım evlerinde bir de şunu gördüm. Buralara genellikle okumuş eğitimli insanlar geliyor. Herhalde bu insanlar çalışmak için çocuklarını bakıcıya nasıl çocuk yaşta veriyorlarsa bu çocuklar ileride de anne ve babalarını yaşlı evlerini bırakıyorlar. Ondan olacak eğer kadın ve erkek çalışacaksa mutlak çocuklarını anne ve baba sevgisini vermekte geri kalmasınlar.
Ne yapılabilir?!
Öncelikle çocuk yuvalarından çocuklarımıza anne sevgisini eksik bırakmamalıyız. Bu yuvalar çocuklar genellikle maddi sıkıntılardan dolayı bırakıldığından aileler maddi olarak desteklenerek bu yuvalara çocukların bırakılmasının önüne geçilebilir. Ailenin desteklenmesi genel itibariyle anneye maddi destek verilmesiyle olur. Çünkü erkek biraz har vurup harman sallıyor. İnancım anne desteklenirse bu yuvalara çocukların bırakılması yüzde altmış gibi durdurulabilir.
Evlilik dışı ilişkiler yasaklanmalıdır. Çünkü evlilik dışı ilişkiden doğan çocuk sahiplenmiyor.
Anne ve baba çalışacaksa çocuklar o bakıma muhtaç anne kucağını istediği dönemde mümkünse kesinlikle bakıcıya bırakılmasın. Eğer bırakılacaksa mutlaka anne ve baba çocuklarının yanında olmalıdır.
Bu yurtlarda yaşları dolan evletlerimiz direk sokağa bırakılmasın. Kendisine iş bulup ayakta duruncaya kadar mümkünse ev tutulup kirası verilip hayata tutunmaları sağlanmalıdır.
Hayat tutuna bilmeniz dileğiyle...