Dile kolay, tam 34 haftayı geride bıraktık. İçerisinde çoğunlukla muhteşem galibiyetlerin, geri dönüşlerin, akılcı ve sabırlı oyunun, aklın ve azmin barındığı (34) lig müsabakası. Zaman zaman kısa süreli dalgalanmalar olmadı mı, oldu? Fakat her sistem için gerçerli olduğu üzere, beklenmeyen ve olağanüstü durumlar, yani sakatlıklardan kaynaklı zorunlu oyuncu ve sistem değişiklikleri, doğal olarak Trabzonspor'u da etkiledi. İşin kayda değer tarafı ise, bu dalgalanmaların Trabzonspor'u, yapılan doğru müdahale ve uygulamalar sayesinde bir nebze bile olsun hedefinden saptırmamasıdır diyebiliriz. Keza, rakiplerinin yaşamış oldukları kendilerince olumsuz olaylar karşısındaki uygulamalarını ve çözüm yeteneklerini, bu süreçte takdirlerinize bırakıyorum!
Kaliteden söz edebilmek için, onun kollektif başarıya ve hedeflenen sonuca etkisine bakmak gerekir. Bireysel başarı var olsa bile, başarısız sonuçlanmış planlama içerisinde kaybolup gider! Dolayısıyla kurum başarısından söz etmek için, kollektif başarının olması kaçınılmazdır. Evet, Trabzonspor bugün bu günlere, kollektif olarak bir bütün halinde düşünebilme yetisini kazandığı için geldi diyebiliriz! Olayın özü aslında burada başlıyor; birlikte bir bütün halinde hareket edebilme yetisi.. Yönetim kurulu, teknik heyet, futbolcu topluluğu, taraftar ve yazılı/görsel basın.. Saymış olduğumuz bu fiziki varlıkların yanına ve hatta en başına, ''Trabzonspor Ruhu'' nu, yüksek manevi değer olarak koyduğunuz zaman, işte ortaya böyle tadından yenmez bir durum ortaya çıkıyor dostlar! İyi günde, kötü günde, dingin veya dalgalı denizde olsun, şart ve durum farketmeksizin birlikte kollektif hareket etme sanatı! Sonuç ve hedefe varmak çok önemli tabi ki, fakat yukarıda bahsettiğimiz mantaliteye sahip olup bunu sürdürebilmek, çok daha önemli diye düşünüyorum!
Şimdi ne olacak peki? Bitti mi? (11) Yıl özlemle beklediğimiz şampiyonluğu tekrar yakalamak mıydı tek hedefimiz? Yok, yok; bu yeterli değil! Belki hedeflerin ilkiydi diyebiliriz fakat daha yolun başındayız! İvmeyi daha yeni yeni kazandık ve asıl iş bundan sonra başlıyor! Bundan sonra ki ilk hedef, şampiyonların olduğu ligde oynayacak olmanın, bir şampiyona yani Trabzonspor'a yüklediği ağırlık ve sorumluluk var. Sadece Trabzonspor taraftarı özelinde olmayan, tüm Türkiye yani ülke futbolu adına üstleneceğimiz bir sorumluluk! Ayrıca; rakipleri bu sezon çok kötüydü veya hakem, tff vs. gibi faktörler yüzünden şampiyon oldu vs.. gibi boş laf safsatası yapanların da artık süt dökmüş kediye bürünmesini sağlayacak sürdürülebilir başarı olmalı asıl hedef! Bundan başkası tabiri caizse kesmez beni! Bakıyorum ve görüyorum; bunu başarmamak için hiç bir neden yok! O yüzden bekentilerimizin yüksek olması normal karşılanmalı diye düşünüyorum..
Evet dostlar; bu sayfalar aracılığıyla aylar öncesinden şampiyon ilan ettiğimiz ve hatta son hafta Başakşehir FK ile İstanbul'da oynanacak maçın Olimpiyat Stadı'na alınması ve bu şampiyonluğun tüm Türkiye ve diğer ülkelerden gelecek Trabzonspor'lular ile horon, kolbastı şöleni ile İstanbul'da taçlandırılması yönünde ki taleplerimize, bu takım bir bütün halinde mücadele vererek, tertemiz şampiyon olarak karşılık verdi! Diğer detayları ise, yönetim kurulumuz halledecektir diye düşünüyorum! Bu kutlamalardan sonra, yukarıda ayrıntılı olarak değindiğimiz gibi, artık önümüzdeki ilk hedef için çalışmalara başlayıp, sürdürülebilir başarı için gerekli kadro kalitesinin yaratılması adına çalışmaların başlatılması olmalıdır! Keza, ''Başarı yolculuğumuz devam ediyor, varış noktasına ulaşmış değiliz!!''
Kalın sağlıcakla...