Biz millet olarak ne ara bu kadar vicdansız olduk!
Denizi kusturduk, Marmara müsilaj deposu oldu..
İnsanı küstürdük..
Hak hukuk hak getire. Adaletin durumu ortada…
Empati yapmaz olduk..
Şiddetin her türlüsünü kendimize apolet ettik!
Ülke fotoğrafına bakınca insan korkmuyor değil..
Kadına şiddet tavan yapmış..
Boşanmalar artmış, dağılan aile sayısı katlanmış.
Siyasilere bir bakın..
Şiddet ve hakaret ağızlarında sakız olmuş. Bunun topluma yansıması imam - cemaat bağlantısına dönmüş.
Her şey inadına, inadına yapılma üzerine kurulmuş..
Emekli, işçi bir maaşla geçinmenin yolunu ararken musluğun başındakiler kova ile götürmeye devam ediyor.. EYT’lıler “çift maaş için!” engellenirken, iktidara yakınlar malı götürürdü. Bir EYT’li emekli olup asgari ücretle ikinci bir iş yapsa en fazla 5 bin TL alır. “Malı götürenler” iki ya da üçüncü işleriyle 50-150 bin TL’ye para demiyor.
İnsan iç çekmeden edemiyor..
Biz ne zaman bu hale geldik?
Bizde başarı da günlüktür.
Çorba tasından kaşıklayan herkes mutludur.
Konumuz aslında spor. Ülkenin genel durumu neyse sporunda da, adaletsizlik, korumacılık, vefasızlık olabildiğince…
Bakın spor medyasına bir ay önce Milli takımlar Teknik sorumlusu Şenol Güneş’e methiyeler dizenler şimdi hakaret etmek için kuyruğa girmiş. İnanılır gibi değil. Daha dün gibi hatırlıyorum, Güneş ile birlikte yemek yemek isteyen, kahve içmek için sıraya girenler, röportaj yapmak için randevu koparma peşinde olanla şimdi fatura kesme peşinde.
Peki ne oldu..
Hollanda’yı, Fransa’yı yenen takımın hocası mı değişti?
Yok..
Peki bu telaş neden?
Bu celallenme, hakaretler niye?
Ortada bir başarısızlık var.
Ülkede sıkıntı olunca 84 milyona ait, sportif sıkıntı olunca Şenol Güneş’e ait, öyle mi?
Futbolcular sırayla reklam yıldızı olurken ne yazdınız?
Milli maçtan önce siyasiler abuk subuk maç yorumu yaparken hanginiz eleştirdiniz?
Bedava uçağa binip ülke ülke gezerken hanginiz “ben gelmem” dediniz?
Yabancı sayısı 14 olurken “milli takım bitiyor” diye hanginiz feryat ettiniz?
Geçtik; “Daha çok yabancı” diyerek buna çanak tutmadınız mı?
Evet, ortada bir başarısızlık var..
Bunda herkes pay sahibidir.
Delikanlı olan kendi payına düşeni alır. Bizde o delikanlılar öldü.
Güneş “sorumluluk bana ait” dedi..
Üstüne aldı..
Ya sizler..
Vurun abalıya..
Bir de vuranlara bakıyorum, utanıyorum.
Kendi hemşerisi..
Yetmedi..
Patronu Zıraat bankasından 750 milyon dolar kredi alıp, bedava gazete ve tv sahibi olmuş adamın kurumundan yazanlar..
Sen önce patronunu yaz..
Evine ekmek getirdiğin o maaşın içinde hangi yetimin kul hakkı olduğunu düşün..
Her şeyi bırakıp sahada oynayan oyunculara bakalım..
Kaç oyuncu yüzde 30 performansla sahada yer aldı?
Burak Yılmaz kaç gol kaçırdı? Fransa’da Lille’de şampiyon olan Yusuf Yazıcı, Zeki Çelik, Burak Yılmaz oynatılmadı mı? Milan’da oynayan Hakan Çalhanoğlu kadroya mı alınmadı? Kale de mi oynatıldı? Okay Yokuşlu, Kenan Karaman, Mert Müldür, Kaan Ayhan, Umut Meraş oynamadı mı?
Hepsi oynadı..
Gurur duyduğumuz bu çocuklar başaramadı. Olmadı..
Öldürelim mi?
Dövelim mi?
Hakaret mi edelim?
Biz yine bunlarla oynayacağız..
Biz bunlarla dünya kupasına gideceğiz..
Sadece Güneş “sorumluluk bana ait” dedi.
Ülke olarak Şenol Güneş’e ve ekibine yardımcı olacağımız yerde kara çalmak için çaba sarfediyoruz..
Bu yüzden bizden hiç bir şey olmaz..