Ortalığın toz duman ve dağınık olduğu durumlarda bu dağınıklığa sebep olan konularla ilgili yazmak yerine insanların daha hoşlanacağı ve onları bu duygulardan soyutlayan spordan bahsetmek en güzelidir bence.
Yurdumuzun üç güzel insanını Fransa da adeta destan yazdı.
Takımlarının şampiyon olmasında çok büyük katkıları oldu.
Bizi daha da çok sevindiren ise Fransa sokaklarında Türk Bayraklarının dalgalanmasıydı.
Futbolcularımız Burak Yılmaz, Yusuf Yazıcı ve Zeki Çelik’i tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.
Ve esas meseleme geliyorum. Yabancı futbolcu oynatma sayısı.
Gerek yazılı gerekse görsel basın tarafından gerekli inceleme veya irdeleme yapılmamaktadır.
Buda kendi futbolcumuzu kendimizin yok etmesi anlamına gelmektedir.
Bizler yabancı sporcu sayısının kademeli olarak azaltılmasını isterken. Sayın federasyon başkanı Nihat Özdemir bu sayıyı daha da yukarıya çekti.
Alınan bu karar rahmetli Nasrtettin Hoca Efendinin Fil hikâyesine benzedi.
*****
Bu yabancı futbolcu sayısı ile Türk futbolu bir yere varamaz.
Bu gençler kendilerini nerede göstercekler.
Şampiyon olan Beşiktaş da kaç Türk futbolcu var.
Veya bu yıl gol kıralı kim oldu.
Avrupa bizden futbolcu alıyor, bizden almış oldukları futbolcular gitmiş oldukları takımlarını daha da ilereiye taşıyor.
Bize gelenler hep içi geçmiş 35-40 yaş arası futbolcular.
Ben şunu idda ediyorum bu bize yani Türk futboluna karşı oynanan bir oyundur.
Türkiye de futbolcu yetişmesini istemeyenlerin bir oyunudur.
Avrupa da içi geçmiş futbolcuların ve spor kulüplerinin daha da fazla para kazanmalırını isteyen güçlerin bir oyunudur.
Bu oyunu bizler, Fedrasyonumuz ve Spor kulüplerinin başkanları fark etmeli ve derhal müdahale etmelidir.
Yabancı futbolcu sayısı dördü geçmemelidir. Altı olabilir ama ayını anda altı yabancı futbolcu da saha da olmamalıdır.
Kendi değerlerimize sahip çıkma açısından bu çok önemlidir.
Bölgesel ve genel basınımızda çok değerli spor yazarları var.
Bu durumu gündem yapmalı ve üzerine gitmelidir.
Özellikle Trabzon Futbol yazarları camiasına sesleniyorum.
Ve soruyorum. Bir Ali Kemal daha geldimi Hayır.
Bir Sedar Bali geldimi? Hayır.
Bir Turgay, Cemil, Ahmet, Levent, Bekir, Nejmi, Nejdet, İskender, Güngör geldimi? Hayır.
Bir Şenol Güneş geldimi? Hayır. O zaman bu ismleri yaşatmalı gençlerimizin önünü açmalıyız.
Bizlere düşen görev bunu dile getirmektir.
Tekrar Fransa da destan yazan Futbolcularımızı tebrik ediyorum.
Doğrusu bu yıl hep Burak Yılmazı ve Yususf Yazıcıyı takip ettim.
Allaha emanet olunuz.