Dr. Erol Kesici açıklamasında: “Doğal göller birer canlı varlık olarak milyon yılda meydana geliyorlar. Denizlerimizde suyun normalin üzerinde ısınması ile istilacı balık türleri artıyor. İstilacı balık türleri Karadeniz’de ki ekolojik dengeyi bozuyor. Tuna nehrinden ve Rusya’dan gelen nehirler Karadeniz’i kirletiyor. Son 60 yılda Türkiye’deki irili ufaklı 240’a yakın gölün 186’sı kurudu. Sadece birkaç gölümüz tuzlu oluşları ve bölgesel konumları nedeniyle yaşama mücadelesi veriyor.
Avrupa’da katıldığım konferanslarda yeni mahalle kurulacağı zaman yetkililere bu mahallenin 50 yıllık su ihtiyacını karşılar mısın, o bölgenin kirliliğini nasıl gidereceksin sorularının cevapları aranıyor. Avrupa kanalizasyon suyunu arıtıp tarımda kullanıyor. Küresel ısınmanın temel sebeplerinden biri denizlerin kirletilmesidir. Biyolojik arıtma yapmak isteyen Belediyelere Avrupa’da ki kurumlar maddi destek veriyor. İbb’nin Baltalimanında yaptığı Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisini Avrupa Birliği destekledi. Karadeniz’de ki Belediyelerde bu ciddi sorunu Avrupa Birliği gibi kurumların maddi destekleri ile çözebilirler.
1 damla yağ 10 ton temiz suyu kirletiyor.
Gemi yapı sanayi denizlerimizi kirletiyor. Balık nesli tehlikede denize dökülen 1 damla yağ 10 ton temiz suyu kirletiyor. İşini düzgün yapan gemi yapım onarım şirketlerini ayrı tutuyorum. Suyun içinde bulunan arsenik ve siyanürü arıtmak için Biyolojik arıtma gereklidir. İçme suyunda kullanılan klor ile arıtma sistemi güvenli değil, suyun içinde bulunan azot ve fosfor vardır. Bu 2 bileşeni klor ile birleştirince insan sağlığına ciddi zararlar veriyor. Klor oranı çok iyi ayarlanmalıdır.
Göllere Dsi tarafından bırakılan Sazan Balıkları istilacı balıklardır. Beyşehirde 16, Eğirdirde 11 Çeşit balık vardı. Attılar istilacı balıkları diğer balıkları yok ettiler. Tilkiyi kümese koyarsan ne olur. Barajlara yurt dışından getirilen Çin sazanı, turna balığı levrek ve gümüş balığı atılıyor bu son derece tehlikelidir” ifadelerini kullandı.
Arif AZAK