BU NASIL BİR İMANDIR?!

Geçen hafta cuma namazı için camiye erken gitmiştim. Benden sonrada üç kişi camiye erken geldiler. Camide zikirle meşgul olurken bu arkadaşlar bana bir soru sordular. Köylerinde bir arkadaşları Allah'ı inkar etmekteymiş ve bu kainatın İslam bilginlerin , Kuranın ve Peygamberin dediği gibi Allah tarafından yaratılmamış sadece kendiliğinden tesadüf olarak olduğuna iman etmekteymiş. Benden bu arkadaşlarına nasıl cevap verilmesi gerektiğini soruyorlardı.

Öncelikle bu arkadaşlarına saygı durulması gerektiğini kendilerine söyledim. Bir insanın inanmama gibi bir hakkının olduğunun bilinmesi lazım gelmektedir. Bakınız Peygamberimiz Mekke'de on üç yıl kaldı akrabalarından dahil olan var yüzlerce Mekkeli kendisine inanmamıştır. Peygamberimiz bu durumdan son derece muzdarip iken Allah'ımız kendisini uyarmış ve "sen onlar üzerine polis değilsin." "Hidayet verici olan benim demiştir."Eğer hidayet sadece Peygamberlerin elinde olsaydı İbrahim Aleyhisselam babasına hidayet verebilirdi. İbrahim aleyhisselamın babası inançsız gitmiştir. Tüm bu örneklerden anlıyoruz ki hidayet verici olan Allah'tır. Biz sadece anlatmakla mükellefiz. Karşımızda ki insanın hidayeti tamamen Allah tarafından nasip kılınmaktadır.

Yada şu örneği vereyim. Peygamberimizin amcası Ebu Leheb inanmamıştır. Peygamberimiz siyer yani tarih kitaplarında yazıldığına göre yaklaşık yüz elli defa kendisine gitmiş İslamı anlatmış ama fayda yok. Adam inanmıyor. İnanmadığı gibi Peygamberimize kötülük yapmaktadır. Kuranda bir iki kişinin ismi geçer. Bunlardan biride Ebu Lehebtir. Hakkında Leheb süresi inmiştir. Yada şu örneği vereyim. peygamberimize çocukluğundan itibaren yaklaşık sekiz yaşından beri sahip çıkmış anne ve babasızlığını kendisine kesinlikle unutturmaya çalışmış peygamberlik kendisine verildikten sonra da sahip çıkmış durum o kadar önemlidir ki ölüm yıldönümü bile Hz. Hatice annemizle hüzün yıl dönümü olarak tarih kitaplarına geçmiş olan Ebu Talip inançsız gitmiştir. Peygamberimiz ölüm halinde yanına koşar amcacım ne olur iman ette de sanan ahrette şefaat edeyim der. Tabi o ara Mekkelilerde koşar yanına. Bir tarafta peygamberimiz kendisine iman etmesini diğer tarafta ise Mekkeliler putlarına iman etmesini eğer kendi putlarından vazgeçerse Mekkeli kadınların kendisiyle alay edeceğini söylerler. Sonuçta ne olur biliyor musunuz?! Ben söyleyeyim. Amcası iman etmez. Hayatı boyunca kendisine yardım ve sahiplenmiş olan amcası imanı noktada herhangi bir faydası olmaz.

Yukarıda ki örnekler bizlere sadece anlatmakla mükellef olduğumuzu bizler kişilerin hidayetinde ise herhangi bir yetkimizin olmadığını anlıyoruz.

Bakınız Peygamberlerin ve bizlerin en önemli görevlerimizin arasında onlarca ayette geçer tebliğdir. Yani Kuranı ve sünneti anlatmakla sorumluyuz. Gerisi bizlerin görev alanımıza girmez. Bakınız Yasin süresinde Rabbimiz ne buyurmaktadır. "Bizim üzerimize ancak tebliğ vardır."

Bu kardeşlerimize herhangi bir şeyin tesadüfi olamayacağımız anlatabiliriz. nasıl ki bir resim kendiliğinden olamıyor mutlak bir ressama ihtiyacı var onun gibi bu mükemmellikte olan bir yapının kendiliğinden olamayacağı bu kardeşlerimize örneklerle anlatılabilir. Örnek olarak güneşin konumu örnek olarak verilebilir. Nasıl ki güneş şimdiki yerinde yüz elli bin km. mesafede duruyorsa bu mesafede değil de bir metre uzakta olsak donarak dünyada ölürsek yada bir metre yakın olsaydı yanarak dünyada yok olacağımız anlatılmalıdır. O yüzden kainatta herhangi bir şeyin tesadüfi olamayacağı anlatılmalıdır.Bu kardeşlerimize bunun gibi olanlarca örnek verebiliriz.

Bu evreni yaratan ve biz kullarının dünya ve ahret mutluluğumuz için kanun koyan Allah'tır..

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber