5 katlı
Ve
1000 metrekarelik
Bir alana sahip,
Toplam
5000 metrekarelik bir alanda
Budapeşte’nin tam merkez caddesinde
Faaliyet gösteren,
New York Kafenin önünde
Sürekli,
Onlarca insan beklemekte…
Binlerce insanın
İçerde çay, kahve içtiği buradan çıkan
İnsanlar kadar,
Dışarda bekleyen insanın
İçeriye alındığı bir yer burası…
Her milletten insan,
Kahve içmek için
Soğukta dışarıda beklemekte…
Tabi
Bizde tabir edilen
“Görmemişin
Oğlu olmuş,
Çekmiş çükünü koparmış” olduğu gibi,
Başkalarına hava atmak,
Fotoğraf,
Video çekilip,
Kıskandıracağı kimselere göndermek
Bizim gibi,
Burada da moda olmuş…
Başka bir sözde ise
“Ayranı yok içmeye,
Tahtırevanla gider sıçmaya” diye,
Bu durumu anlatan
Bir atasözümüz vardır…
New York Kafeye
Yine
Sıraya girmeden ve
Beklemeden
Gazeteci kimliğimle girmiş,
Birkaç fotoğraf
Ve
Video çekmek için izin almıştım…
Yoksa
20 Euro tutan
Bir kahveyi içip,
Türkiye’de bir ekmek alamayanlara,
Eti mutfağında
Yılda bir görenlere,
Hakaret etmiş sayarım kendimi…
Hatta
Yine burada
Gazeteciliğin vermiş olduğu avantajla
İkram edilen ve
Bedava verilen kahveyi
İçmedim, içmem de…
Neyse
Size ana caddede olan
New York Kafenin
Hemen yanındaki benim kaldığım
Deniz Hostel ’den
Bahsetmek istiyorum…
Trabzon
Eski milletvekili
Av. Salih Cora benim için
Buraları aramış
Ve
Hostelde yer ayırtmıştı…
Budapeşte’nin
Ana caddelerine çok yakın olan
Hostel odası
35-40 metrekare büyüklüğünde
İçinde banyo, tuvaleti,
Mutfağı olan
Buzdolabı, fırını,
Oturma gurubu ve
Kapalı balkonu ile minyatür bir
Evi anımsatıyor…
En az
60-70 Euroluk kirası ile
450-500 Euroluk bir ücretten kurtardım…
Tabi
Ödemediğim bu para ile
Daha fazla yer görebilmem,
Daha fazla yeri
Sizlere gösterebilmem sağlanmış oldu…
Bunun için
Av. Salih Cora,
Danışmanı Tayfur Yurtsever,
Macaristan’ın
Başka bir şehrinde yaşayan
Hakan Bey,
Uzun yıllar burada
Görev yaptıktan sonra
Şimdi Sırbistan’da görevli olan
Mustafa Bey
Ve
Beni ilk gün
Havaalanından alıp,
Gül Baba türbesine getirip,
Yunus Emre
Enstitüsü başkanı ile tanıştıran
Ve
Tuna nehri kıyısında
Bir tur attıran,
Benden ertesi gün Türkiye’ ye giden,
Cenk Bey’e teşekkür ederim…
Her yerde olduğu gibi
Burada da,
Dönercilerin çoğu Türkler…
Bereket Döner,
Antalya Döner sürekli
Uğradığım mekânlar oldu…
Buralarda
Karnımı doyuruyordum…
Fakat
Yemekler
Türkiye’den çok pahalı…
Bir çorba
Yanında bir suyun fiyatı 200 TL…
Aynı bu menüyü
Türkiye’de 60 TL’ye yersiniz…
İlgimi çektiği
Ve
Gittiğim ülkelerde
Antikacılara uğradığım için
Burada da
Antikacılara uğradım…
Ancak
Burasının fiyatları
Türkiye’den çok pahalı…
Onun için
Magnet ve
Soğuk olduğu için
Bir mont dışında bir şey almadım…
Tuna Nehrinin üstünde
Bir tekne gezintisine katılmış,
Gazetecilik
Burada pek işe yaramadığı için,
Bizim paramızla
500 TL parayı,
Tekne gezintisine vermiştim…
Fakat
Burada yapılması gerekenlerinin
İçinde olduğu için
Bunu yaptığıma mutluydum…
Çektiğim
Fotoğraf ve videoları
Youtube sayfamda yayınlayacağım…
Bu duygularla,
Hoş kalın, hoşça kalın…
10.10.2024
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar