Tarihine saygısı olmayanın! hiç bir kişi yada değere saygısı olmaz. Her kim olursa olsun bu böyledir hiç farketmez. Önce insan kendi tarihine ve değerlerine bakacak, bunları iyi bilecek, iyi analiz edecek, anlayıp değer verip saygı duyacak, duymak zorundadır.
Söz konusu Trabzonspor, bordo mavi, şampiyonluklar, eski efsane oyuncular yada, bu formayı anlının akıyla terletmiş oyuncular, eski başkan ve yöneticiler, bu kulüp adına bir çivi bile olsa çakan her kim varsa hepsini bileceğiz, tanıyacağız ona göre değerlendirme ve eleştiri yapacağız.
Düz bir mantıkla hareket edip, sosyal medya ve/veya TV, gazete, gazeteci, taraftar, ilgili yada ilgisiz her kim ve ne olursa olsun bunlardan etkilenip, kulaktan dolma, gerçek mi değil mi bilmeden, camiamıza geçmişte hizmeti olan hiç bir değerimize bu tribünlerden hakaret ve küfür içeren tezahürat yapılmamalı, yapılamazda.
Geçtiğimiz Pazar günü oynadığımız Beşiktaş müsabakasında, eski değerimiz olan Şenol Güneş hocaya yönelik buna benzer üzücü olay ve tezahüratlar camianın büyük bir kesimi tarafından üzüntüyle karşılanmış ve tepki çekmiştir.
Sadece Şenol hoca için değil, Trabzonspor camiasında teknik ekipte olsun, oyuncu kadrosu yada yönetici kadrosunda olsun veya personel ekibinde olsun hiç farketmez, geçmişte bu kulübe hizmet etmiş, bu kulüp için ter akıtmış, katlı vermiş kim olursa olsun herkes için geçerlidir bu aidiyet durumu.
Şenol Güneş hoca Trabzonspor haricinde çalışmış olduğu kulüplerde, profesyonelce işini yapmış ve terinin son damlasına kadar emek vermiş hizmet etmiştir bunda sıkıntı yok fakat, Trabzon’dan uzak yerlerde yaptığı bazı açıklama ve söylemleriyle Trabzonspor camiasını üzdüğü olmuştur.
Şenol hocanın, söz konusu bu üzüntü veren söylem ve eylemlerinin bir çoğu aslında Trabzonspor camiasının büyük bir kesimi tarafından yanlış anlaşılmış ve problemde buradan doğmuştur.
Örneğin, Beşiktaş’ta kazandığı ilk şampiyonluk sonrası yaptığı bir açıklamada, bu yaşadığım ilk şampiyonluk demesi bence büyük bir kitle tarafından yanlış anlaşılmıştır.
Neden? Çünkü!
Şenol hoca 2010-11 sezonunda Trabzonspor hocasıyken kazanılan şampiyonluğumuz şike ile elimizden alındığından, o sezonu biz şampiyon olduk evet, bunu ümmü cihan biliyor fakat, sevincini yaşatmadılar ya, Bu nedenle Şenol hoca Beşiktaş’ta aldığı şampiyonluk sonrası bu yaşadığım ilk şampiyonluk dedi ve nasıl der, 2010-11’i neden yok sayıyor diye çıktı bütün mesele.
Arkadaşlar Şenol hoca doğru söylüyor, Beşiktaş’ta kazandığı şampiyonluğun sevincini yaşadığı için bu yaşadığım ilk şampiyonluğum dedi, kazandığım ilk şampiyonluğum demedi! 2010-11 sezonunda kazanılan şampiyonluğunun sevincini yaşasaydı böyle bir şey söylemezdi hoca.
Ha bu demek değildirki Şenol hoca bizi hiç kızdırmadı üzmedi, muhakkak kızdırdığı ve üzdüğü eylem ve söylemleri olmuştur fakat, bunların bir çoğu hocanın gerçek bir profesyonel olduğundandır, bunu böyle bilip, böyle kabul etmek zorundayız.
Her ne olursa olsun, Trabzonspor tribünlerinden Şenol Güneş hocaya karşı küfür, hatta çok ağır küfür içeren tezahüratlar yapılması kesinlikle kabul edilemez. İroni içeren, hocanın canını sıkacak tezahüratlar belki kabul edilebilir tamam fakat, hocanın geçmiş kariyerine bakıldığında, (şimdi burada Trabzonspor kariyeri yada başarılarını sıralamayacağım) Trabzonspor’a oyuncu ve hoca olarak yaptığı o hizmetleri karşılığında sevsen de sevmesen de saygıyı hak edecek konumdadır.
Bugün Türk futbolunun en değerli futbol adamlarının başında gelen bir isimdir Şenol hoca, hatta biraz daha açayım, Türk futbolunun uzaktan yakından içinde olan ya da ilgilenen milyonlarca insan baz alındığında, futbolla alakalı bilgi birikim, deneyim, kültür, kariyer, insanlık ve liyakat olarak ilk üç içerisine girer Şenol hoca. Bana sorarsanız bu ilk üç içerisinde de birinci sıradadır.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde en üst düzeyde ve kalitede Spor bakanlığı, futbol federasyonu başkanlığı, kulüp başkanlığı ve teknik direktörlük yapabilecek kapasitede kaç tane isim var, ben size söyleyeyim, bu mevki ve makamları hak edecek ve hakkını verecek liyakate sahip bir tane isim var oda Şenol Güneş’tir.
Şenol hocaya Trabzonspor tribünlerinden küfürlü tezahürat yapan taraftarların, o gün statta olan biletli ve biletsiz yaklaşık 50.000 kişinin içerisinde bir avuç denebilecek sayıda oldukları bilinen bir gerçektir.
Bu bir avuç Müptezelin yaptığı bu küfürlü tezahürat o gün statta olan taraftar sayısının %99.9 unu üzmüştür. Şenol Güneş hocaya küfürlü tezahürat yapan bu Müptezelleri ben Trabzonspor tarihinin cahili ve kötü niyetli kalemşörlerin esiri olarak nitelendiriyorum.
Trabzonspor camiasına oyuncu yada teknik hoca olarak hizmet etmiş herkes gibi Şenol hocada emeklerinin karşılığını fazlasıyla almıştır, burada sıkıntı yok! Allah daha çok versin, hatta efsane olarak kabul etmeyenlerede hoca gönül koymamalıdır diyorum ben.
Neden? Çünkü! Efsane nereden baktığına göre değişen bir söylemdir!
Bir anlama göre Efsane; Gerçeğe dayanmayan, asılsız anlamına gelir.
Bir anlama göre ise efsane; Olağanüstü bir başarı elde etmiş kimse anlamına gelir.
Bu nedenle diyorum ki, kurumlar için efsane, karşılıksız hizmet etmiş, maddi manevi her şeyini vermiş kişilerdir,
Hüseyin Avni Aker, Şamil Ekinci veya Trabzonspor’un kurucu üyeleri vb. bir çok isim gibi.
Hoca ve oyuncu verdiği hizmetin karşılığını maddi ve manevi olarak fazlasıyla alıyor, kariyer yapıyor ve bu sayede dünyanın her tarafında servetine servet katabiliyor. Buna profesyonel denir efsane değil.
Kaldıki bu profesyonel isimler, Şenol Güneş, Turgay, Ali Kemal, Necmi vb. isimler gibi değerleri her zaman saygıyla anmak değer vermek hatta yeniden görev vermek, hiç görev almamışlara yetenekleri dahilinde görevler vererek onere etmek gerekebilir burada sıkıntı yok. Ama tribünlerden küfürlü tezahürat kabul edilebilir bir durum değildir.
Umuyorum ve diliyorum ki Şenol hoca da bu şekilde düşünüyordur ve yine umuyorum ki çok üzülsede bu müptezellere kızıp bütün camiaya gönül koymuyordur.
Şenol hocanında dediği gibi!
Şenol Güneş Trabzon’dur, Trabzonspor’un ta kendisidir.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)