İslam’da
120-130 tane
Yasak olan
Haram şeyler vardır…
Bunlardan,
90. sırada Domuz etini
Yemek vardır…
Ancak
2. sırada gıybet etmek,
Birini çekiştirmek,
İnsanın yüzüne söyleyemediğini,
Arkasından konuşmak var…
Domuz etini yemiyor,
Ama
Hemen her gün
Birilerini çekiştiriyor,
Arkasından
Doğru, yanlış bir şeyler diyoruz…
Domuz yiyen
Maddi ve manevi
Şahsına ait olan bir günaha girmiş,
Allah’a cc karşı,
Bir suç işlemiş oluyor…
Ancak
Gıybet eden,
Yuvaları yıkar,
Aileleri parçalar,
Bir memleketi birbirine düşürür
Ve
Gıybet,
Toplulukları
Uçuruma doğru sürükler…
Domuz eti yiyen kendine,
Gıybet eden ise
Bütün topluma zararlı kişidir…
…
Çok gezen mi?
Çok okuyan mı?
Çok yaşayan mı bilir, derler…
Hayır
Hiçbiri değil,
Çok cahil olan bilir…
Ona
Ne kadar anlatsan da,
Aklında olandan
Başka bir şey anlatamaz,
Anlatsan da,
Bir türlü dinletemezsin…
Kendi doğru bildiği dışında
Hiçbir şeyi kabul etmez,
Dışa ve
Doğrulara kapalıdır…
“Öküzün önünde,
Eşeğin arkasında,
Cahilin ise
Hiçbir tarafında durmayacaksın…”
Öküzün önünde durursan,
Boynuzu ile
Seni yaralayabilir,
Eşeğin arkasında durursan
Seni tepebilir,
Cahil ise
Seni her yerden vurabilir…
Yani
Topluma en zararlı kişi
Cahil olanlardır…
…
Son 22 yıldır iktidar partisi
Zenginin yanında durmuş
Fakiri daha fakir,
Zengin ise
Paraya, para demiyordu…
Fakirin sırtına yük vurup,
Zenginin ise
Vergi borçlarını af ediyordu…
İşçi, memur,
Asgari ücretli
Ve
Özellikle de emekliler,
Çöpleri karıştırarak yaşamaya çalışıyor,
İnsanca yaşam
Hayalden öteye gitmiyordu…
Bu kadar
Alım gücünün düşmesi,
Fakirliğin hortlaması,
“Orta direk” diye tabir edilen
Memur, işçi ve
Alt sınırın bir tık üzerinde
Ücret alan kesimleri
Adeta
Ortadan kaldırmıştı…
Emeklilerin
Ve
Yardım almaya utanan
Onurlu kişilerin,
Yaşamasının
Güç hale gelmesine karşın,
İlk önce
İstanbul Belediye
Başkanlığı döneminde,
Garip, gureba,
Fakirlerin sofrasına oturup,
Onlarla beraber olarak,
Onların yanında olduğu hissini oluşturdu…
Ezilen,
Hor görülen garipler
Onun etrafında birleşmişlerdi…
İktidara geldiğinde
Sosyal yardımları aktif etmiş,
Fakir fukara,
Devletten maaş alır olmuştu…
İnsanlar,
Anne, babasını
Hatta
Sakat çocuğunu evde baktığı için
Maaş alır duruma geldi…
Yaşlılara
Bir kart vererek,
Tamamen ücretsiz seyahat etmelerini
Sağlamış oldu…
Belediye otobüsü,
Vapur, tren
Ve
Metro gibi toplu ulaşım araçlarında
Kart basıp,
Zırt, pırt bir o tarafa
Bir bu tarafa gitmelerini sağladı…
Hastanelerde
Onları öncelikli yapmış oldu…
Askeriye, üniversite
Ve
Bütün kamu kurumlarında
İnancından dolayı
Başını örtenler horlanıp, dışlanıyordu…
Onlara
İstedikleri gibi
Hareket etme özgürlüğünü verip,
Milyonları kendine bağladı…
Bunlar oluyorken,
Osmanlı’dan kalan
Ve
Cumhuriyetin kazanımlarını
Elden çıkarmaya,
Ne varsa
Satmaya başlamıştı…
Fabrika, liman, banka
Ve
Cumhuriyetin kuruluşundan beri gelen
Bütün kazanımlar satılıyor
Üstelik
Onunla vatandaşı korkuttuğu
Dış güçlere,
Bu kazanımlar gidiyordu…
Fakirlerin ağzına
Bir parmak bal çalıp,
Müteahhit ve
Yandaşlara milyarlar aktarılıyordu…
Üstelik
Onlarla anlaşmalar
Hiç bozulamasın diye,
Yetkili olarak,
İngiliz mahkemeleri gösteriliyordu…
Rant, rüşvet
Ve
İhalelerden pay alma
Öyle sıradanlaşıyordu ki,
Dilimize,
Yeni bir söz kazandırılıyor,
“Çalıyorlar ama
Hizmette yapılıyor” deniliyordu…
…
Peki
Dindar denilen
İktidar olan parti yerinde,
“Dini hassasiyeti yok” denilen
Başka bir parti olsaydı,
Ne olurdu?
22 yıl boyunca
Ülkeyi tek başına yöneten hükümet,
Ülkeyi
Uçuruma sürükledi,
Ancak
Kimsede ses yok…
Bunu
Dinsiz denilen muhalefet yapsaydı
Yer yerinden oynardı…
Ancak
Bunu yapan
Dindar denilen iktidar yapınca,
Toplum sesini çıkarmıyor…
Ne diyelim,
Gençler
İslam’dan uzaklaşmaya
Deist, Ateist olmaya başladı…
Önünde,
Arkasında değil de,
Hiçbir tarafında durulmayan
İnsanımız,
Bunun en büyük sorumlusudur,
Bu böyle biline…
09.09.2024
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar