Darısı Başımıza…

rahman_ayhan61@hotmail.com

13 Nisan 2022, 17:56

Bazıları,
Gittiği her yerde iz bırakırlar…
İnsanların
Kalbine girerek,
Orada yer edinirler…
Yoklukları
Kalplere bir bıçak gibi saplanarak,
Orada acı ve
Yoğun bir sızı bırakırlar…
Her şartta sevilip, takdir edilirler…
Onlar,
Siyaset, sanat
Ve
Bürokraside,
Halkın yararına çalışırlar…
İşte
Onlardan birçok bürokratı
Bizzat tanımıştım…
Eski Siirt,
Şimdiki Denizli Valisi
Ali Fuat Atik onlardan ilki idi…
Sayın vali
Siirt’te halkla birlikte olmuş,
İnsanların
Yüreklerine dokunabilmişti…
Eşi ile birlikte
Siirt’in modern bir şehir olması için
Çalışmış,
Denizli’ye vali olduğunda
Siirt Halkı
Çok üzülmüştü…
Batman Valisi Hulusi Şahin,
Batman’ın,
Doğu’nun Paris’i olmasındaki katkısı
Çok büyüktü…
Türkiye’nin en büyük
Halk kütüphanesini Batman’da,
Açmanın gururunu yaşamıştı…
Onun zamanında,
Batman ilkler şehri olmuş
Ve
Sürekli gelişmekte…
Batman’ın Beşiri ilçesinde yapılmış olan
“Mor Kuryakus Kilisesi”
Bir Süryani kilisesidir…
5. yüzyılda
Yapıldığı tahmin edilmekle beraber,
Kim tarafından
Ve
Hangi tarihte yapıldığı bilinmemekte…
Sayın Vali
Batman’a atandığında,
Burasının tamamen yıkılmış
Ve
Harabeye dönmüş olduğunu gördü…
Kilisenin içini,
Köylüler
Ahır olarak kullanıyorlardı…
Gece
Gündüz demeden,
Burayı
İbadete ve turizme kazandırmak için
Çalışma yapıp,
Batman’ı turizm kenti yaptı…
Ayrıca
Çok kültürlü olan Batman’ı,
Birbiriyle kaynaştırdı…
…
Birde
Tunceli Valisi olarak tanıdığım,
Şimdi Ordu Valisi olan
Tuncay Sonel Valim var…
Onun zamanında
Tunceli,
Tam bir barış kenti olmuştu…
Munzur Çayı’nın etrafı,
Bütün Tuncelileri bir araya getiriyordu…
Halkla
Devleti öyle buluşturdu ki,
Rahmetli
Recep Yazıcıoğlu’nun
İzinden gittiği dillendiriliyordu…
Devletin
Yumuşak ve
Şefkatli yüzünü, halkın üzerinden
Hiç eksik etmedi…
Terör örgütü PKK’nın etkisini
Tuncelili vatandaşların üzerinden kaldırınca,
Tunceli
Bir barış kenti oluyordu…
İşte
Ordu Valiliği
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü
Vahit Öz
Beni Ordu’ya davet ettiğinde,
Yukarda saydıklarım aklıma gelmişti…
11 Nisan Pazartesi günü
Ordu’ya gittiğimde,
Bambaşka bir Ordu gördüm…
Atıl durumdaki
Valilik hizmet binası bitirilerek,
Hizmete koyulmuş…
Valilik hizmet binasının çevresi
Cazibe merkezi yapılmış…
Ordu,
Görenleri kendine
Hayran bırakan bir şehir olmuş…
Bütün her kesimle
İyi ilişkiler kuran sayın vali,
Ordu’nun
Sorunlarına neşter vurmuş…
Ordulu hayırseverlerle
Devleti buluşturan sayın vali,
Devlet
Vatandaş işbirliği ile
718 derslikli
51 okulu bitirerek, öğrenciler ile buluşturdu…
Başarılı öğretmenleri ise
Teşvik için,
Yurt dışı gezileriyle mükâfatlandırdı…
Tunceli’deki gibi
Rafting,
Kano, yelken parkurları oluşturarak,
Su sporlarının
Gelişimine katkı yaptı…
Çiftçiyi destekleyerek,
Hayvancılığın gelişmesinde rol aldı…
Ordu’nun
Doğal güzelliğini ve
Kültürel zenginliğini ön plana çıkararak,
Turizm kenti olmasını sağladı…
Yayla,
Kamp ve karavan turizmi,
Su altı dalışı, bisiklet turları, olta balıkçılığı,
Dağ ve doğa yürüyüşü,
Foto safari, kuş gözlemciliği,
Yamaç paraşütü,
Bitki inceleme, rafting gibi
Her türlü
Eko-turizm etkinliğinin yapılabildiği bir il oldu…
Sayın valinin
Yaptığı hizmetleri yazmaya
Benim sayfam yetmez…
Ancak
Bunların hepsinden önemlisi,
İnsanların kalbine girmeye devam ediyor…
Bugüne kadar Ordu genelinde
2.112 yetim ve öksüz çocuğun isteklerini
Ve
Hayallerini yerine getirdi...
“Hatırlanmak Bir Gün Değil Her Gün” adını verdiği
Proje ile
Ordu genelinde tespit ettiği
35.058 engelli vatandaşı evlerinde ziyaret ederek,
Hem gönüllerini hoş eyleme,
Hem de ihtiyaçlarını yerinde görüp,
Giderme fırsatı buldu...
Okullarda öğrenim gören
169 Tip 1 diyabet hastası çocuğa
Sensörlü glikoz ölçüm cihazı temin etti…
Böylece,
Çocukların sürekli biçimde
Parmaklarının delinmesini önledi
Ve
Bu konuda ailelerini rahatlattı...
Yine,
Ordu ilinin genelindeki okullarda
Öğrenim gören,
84 çölyak hastası öğrencinin beslenmeleri için
Gereksinim duydukları,
Glutensiz gıdaları
Kaymakamlıklar vasıtasıyla karşıladı
Ve
Karşılamaya devam ediyor...
…
İşte
Ordu’yu gezince,
Yerinde görüp, incelediğim
Bu hizmetler için
Ağzım açık hayretler içinde kaldım…
Diyecek bir şey bulamadım
Ve
Üzüntüyle,
Kafamı aşağı eğerek,
“Ordu
Bunu hak ediyor da,
Trabzon hak etmiyor mu?
Darısı başımıza” demişim…