İzmit’ten
Bursa’ya geleceğimi
Dün söylemiştim…
Otobüs,
Bursa terminaline geldiğinde,
Gözlerimi açarak uyanıvermiştim…
Bursa terminalinde
İndikten hemen sonra,
Halamın oğlu Tahir Marz’ı aramış
“Nerede olduğunu” sormuştum…
“Ulu Camide
İkindi namazı için
Beklediğini” söylediğinde,
“Bavulumu
Bıraktıktan sonra
Ona katılacağımı” belirttim…
Benim
Kahrımı sürekli çeken
Zırt pırt onu arayarak bunalttığım,
Karayolları
Genel Müdür Yardımcısı
Selahattin Bayramçavuş’un sekreteri
Ercan Gergin’in konuşup
Ayırttığı misafirhaneye yerleşerek,
Tahir’in yanına gittim…
İkindi namazını Ulu Camide kılıp
Beraber,
Küçük bir Bursa turu attık…
Bursa’nın merkezi
Heykel’ de yemek yiyerek,
3 saat civarında misafirhaneye kadar yürüdük…
Misafirhanede
Dinlenmeye çekilip,
Ertesi gün sabah erkenden kalktım…
Dizilerin çekildiği,
Tarihi bozulmamış,
Osmanlı köyü olan Cumalıkızık’ a giderek,
Mükemmel bir kahvaltı yaptım…
“Hacı Anne’nin Yeri” adlı,
Kahvaltı
Ve
Gözleme salonunda tamamen
Kendi yaptıkları natürel
3 çeşit peynir,
3 çeşit reçel, tereyağı, bal,
Dolmalık zeytin,
Siyah zeytin, kaymak,
Salatalık, domates söğüş,
Sigara böreği, patates köftesi,
Otlu süzme yoğurt,
Salça,
Sucuklu yumurta,
Ekmek
Ve
Küçük bir tüpün üzerinde
Demlenen,
Çayın lezzetine doyum olmuyor…
3 kişinin
Rahatça doyabileceği bu menü,
150 TL. kadar fiyata müşteriye sunuluyor,
İmkanı olanların
Herkese tavsiyemdir…
Bu kahvaltıyı yaptıktan sonra
Cumalıkızık’ı
Tamamen dolaşarak, iyice keşfettim…
Oradan,
Karayolları misafirhanesi
10 Km kadar var…
Bu yolu yaklaşık 4 saat yürüyerek
Misafirhaneye ulaştım…
Yolda gördüklerimi
Hafızama kaydetmiş oldum…
Misafirhanede
Biraz dinlendikten sonra
Halamın kızının oğlu olan
Celal Makul beni alarak
Yine
Tahir Marz’ın evine misafir olduk…
Geç saatlere kadar
Konuşup dertleştiğimiz,
Misafir olup oturduğumuz
Buradan kalkarak,
Herkes kendi yerine döndü…
Ertesi gün
Bursa maceramı bitirip,
Yine yola koyuldum…
Bu seferki hedefim,
Hıristiyan
Ve
Müslümanlar için çok önemli
Bir yere sahip,
Adım başı tarihi esere
Rast geldiğiniz İznik’ti…
Bursa terminalinden
1,5 saatlik bir minibüs yolculuğuyla
İznik’e ulaştım…
İznik’i,
İlk gördüğünüzden itibaren
Mistik havası
Sizi,
Sizden alıveriyor…
İznik merkezi dolaşarak
İnsanları biraz gözlemledim…
6. Yüzyılda yapılarak
Hıristiyanlığa hizmet eden
Azize Sofya Kilisesi,
Orhan Gazinin
1331 tarihinde İznik’i almasıyla
Camiye çevrilerek,
Ayasofya Cami adını aldı…
Tarihi
Yeşil Cami,
Şeyh Kutbuttin Cami,
Nilüfer Hatun İmareti
Ve
İslami Eserler Müzesini gezdim…
Beni arayan
Halamın oğlu Enver Keşap,
“Birine haber verdiğini
Ve
Beni bulacağını” söyledi…
Seyyah,
Mehteran, rehber,
İznik aşığı Mesut Egemen’le öyle tanıştım…
Bilgi ve görgüsü yüksek,
Dost canlısı biri olan
Mesut Bey,
Beni Abdulvahhap Sancaktari Cami
Ve
Mezarına götürerek,
İznik’i kuşbakışı seyre daldım…
İznik’i tepeden gören
Mezar uzunluğu 4 metreyi bulan
Bu mezarda yatan kişi,
İznik’i alırken şehit düşen bir sancaktar…
Oradan,
İhtişamı daha bozulmamış
İznik’e 4 giriş kapısından biri olan
Lefke Kapıyı gördük…
İznik’te görmüş olduğumuz,
Birinci Yüzyılda yapılmış olan
Dikilitaş (Obeliks),
Türkiye’de tek orijinal dikilitaştır…
İstanbul’daki dikilitaş
Mısır’dan getirilip, yerine koyulmuştur…
Bu taşlar
Eski zamanlarda,
Güç göstergesi olarak dikilmekte…
Türkiye’deki
Tek
Kırgız Türklerinin anıtını da,
Ziyaret ettik…
1075 yılında Anadolu
Selçuklu Devletinden Süleyman Şah,
Burayı alarak
İznik’i başkent yapıyor…
Fakat
Haçlı ordusu
Burayı geri almak için
Ordu toplayıp, burayı kuşatıyor…
Süleyman Şah,
Burasının Müslümanların
Elinde kalması için
Diğer Türk devletlerinden
Yardım istiyor…
Kırgız Türkleri 100 kişilik bir savaşçıyı
Buraya yardıma gönderiyor…
Daha sonra
İznik Türklerin elinden çıkıyor…
Ve
Orhan Gazi İznik’i alıp,
Ebedi
Türk yurdu yapınca,
Kırgız Türklerinin İznik için
Şehit düşmeleri anısına,
Bu muhteşem türbeyi yaptırıyor…
Buraları görmemi sağlayan
Bana
İznik Göl kıyısına bakan restoranda
Yemek ısmarlayan,
Mesut Bey’e şükranlarımı belirterek,
Onunla ayrılmış olduk…
…
Halamın oğlu
Enver Keşap’ın,
İznik Gölü kıyısında
Bir köy yamacında yazlığı var
Ve
İki gündür
Orada konaklıyorum…
Birkaç gün daha
Konakladıktan sonra,
Buradan
Başka maceralarda buluşmak üzere,
Hoş kalın, hoşça kalın…
14.06.2023
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar