Trabzonspor soğuk, yağışlı ve heyecansız bir günde, kendi saha ve seyircisi önünde Şota’nın takımı Fatih Karagümrük’ü konuk etti. Bu soğuk ve heyecansız gün maç sonunda, heyecan mutluluk ve neşeye dönüştü.
Maalesef ve maalesef ki sayın hocamız yine Mendy, Denswill stoperleri ve Berat, Umut orta alanıyla maça başladı. Bu inadı neden anlamak zor artık. Zaten maç içinde de, baskılı oyun nedeniyle Mendy stoperden çok ileride iş gördü.
Haftalardır bu kadronun orta alanda zayıf düştüğünü, Mendy’nin orta alana kendi yerine çekilmesi gerektiğini, stoperde stoper Orjinli bir oyuncu oynaması gerektiğini, bunu yapmadığın zaman orta alanda zayıf düştüğünden sebep, ne kadar baskılı oyun oynarsan oyna, gol bulmakta zorlandığın gibi, kolayda gol yiyorsun.
Böyle olunca da, bütün Trabzonsporlu taraftarlar, spor yazarları herkes maalesef hocam size, Ne inat adamsın! Diyor.
Tamam bu maça dair, hocanın sonuç odaklı olduğunu, önümüzdeki Fenerbahçe maçını ve kupayı düşünerek, forvette böyle bir hamleyi yaptığını düşünebiliriz. Bu nedenle Enis Destan’ı kazanmakla uğraşamayacağı gibi, Onuachu’nun yoklugunda, Pepe gibi denemeler yapıyor. Ancak Fenerbahçe maçı için, özellikle orta alanda Mendy’e mutlak ihtiyacı olacağını düşünüyorum. Sonuç olarak hoca bu maçta istediğini aldı tebrik ederiz.
Fatih Karagümrük maçına dair Trabzonspor’un maçın ilk devresinin 15. dakikada yediği gole kadar, iyi oynadığını ancak, Fatih Karagümrük‘ün korner atışından Denswil’in hatasıyla diyebileceğimiz bir pozisyonda golü bulmasının ardından, ilk devre bitene kadar süper oynadığını da söyleyebiliriz.
Öyle ki oyunu rakip sahaya yıkmakla kalmayıp, stoperlerimizin bile rakip yara alanın ortasında beklediğini ve orada rakibi baskı altına aldıklarını söyleyebilirim. Dikkat çeken bir önemli unsursa, Trabzonspor’un artık yan pas geri pas yapmadığını, oynadığı dikine ve baskılı oyunla ortaya koymasıydı.
Yada biraz ironi yapacak olursak, Trabzonspor taraftarı, bu yan pas geri pas olayında hocayı eleştire eleştire değiştirdi.
Maçın 32. dakikasında, Bardhi’nin şutunda topun Fatih Karagümrük defansa çarparak, kaleciyi şaşırtması sonucu gol oldu ve bu golle maçta durum 1-1 olarak eşitlendi bu skorla da devre arasına gidildi.
Trabzonspor ikinci devreye de ilk devredeki tempoyla, baskılı başladı. Bir futbol takımı özellikle iç sahada nasıl baskılı oynar diye Soran olursa Trabzonspor’un Fatih Karagümrükle oynadığı bu maçı örnek gösterebilirsiniz.
Öyle baskılı oynuyoruz ki, Vişça’nın kale sahasına gönderdiği topa, Trabzonsporlu oyunculardan önce Fatih Karagümrük defans vurarak Trabzonspor adına kendi kalesine gol atıyordu. İşte baskılı futbolun nimetleri bunlar. Dakikalar 65’i gösterdiğinde Trabzonspor maçdaki skor üstünlüğünü 2-1’e getirdi.
Futbol ancak bu kadar baskılı oynanabilir. Fakat Trabzonspor’da farklı sıkıntılar var! Nedir bunlar? Orta sahada, Umut Güneş, Berat, Bardhi istenilen ve beklenilen oyun kurma yönlendirme ve forvet hattını pozisyona sokma işini yeterince başaramıyor. Bunun için daha güçlü lider bir oyuncuya ihtiyaç var, elinde, mevcut kadroda maalesef bu işi yapabilecek Mendy var ama hoca inatla onu stoperde kullanıyor.
Bizim karadenizli Temel eşi fadime’le hızlı hızlı gidiyormuş, bunları gören dursun, ula Temel acelen nedur? nereye koştiriysun? diye sormuş.
Temel,
fadime domuz gribi oldu hastaneye gidiyoruk dedi!
Aradan birkaç gün geçtikten sonra, temeli kahvehanede gören Dursun sormuş,
Ula temel fadime nasil oldi, domuz gribi geçti mi?
Temel,
Gribi geçtida domuzluğu duriy, demiş.
Hiç kusura bakmasın bizim Abdullah hoca da, yan pası geri pası, bekleyerek kontrollü oyunu geçti, artık hücum oynuyor da, Mendy’i stoper oynatma inadı geçmiy. Not: Trabzonlu halk lisanında domuz inadı diye bir tabir vardır, yani çok inat, inatçı anlamında, o nedenle fıkradaki bu ifadeden, yanlış bir şey, anlam çıkarmayın lütfen.
Sevgili Trabzonsporlu oyuncular ve teknik ekipteki bütün hocalarımız başta Abdullah hoca olmak üzere hepinizi çok seviyoruz, destekliyoruz bizim tek amacımız ve umudumuz Trabzonspor’un iyi oynaması, başarılı olması, kupalar kazanmasıdır.
Bunun için bir çok ağır ya da haksız eleştirilere maruz kalabilirsiniz, sizde işinizi profesyonelce yapan insanlar olarak, bu kadarını da görmezden gelip nazımızı çekeceksiniz diye umud ediyoruz inşallah. Zaten biz sizin bizim nazımızı çekip birbirimizi idare etmezsek bazı şeyleri başaramayız bile.
Bak Trabzonspor taraftarının beklediği oyunu ortaya koyduğunuz zaman nasıl da tribünler mutlu oluyor. Ve şansız yere 1-0 geriye düşsek de, iyi futbola ve baskılı futbola mutlu olduğumuz için desteğimizi sürdürüp, Trabzonspor’un dakika 72’de Trezeguet’nin attığı golle 1-0 geriye düştüğü maçta 3-1 öne geçerek geri dönüş ortaya koyabiliyor.
Zaten, taraftarın bu desteğini ve mutluluğunu gören oyuncular da iyi oynadıkça, gol attıkça sahada coşuyorlar. Öyle ki Trezeguet’in attığı golden beş dakika sonra, 77. dakikada Enis Destan‘ın lokum gibi asistini, Pepe gole çevirerek skoru 4-1’e taşıdı.
Demekki neymiş, futbol sadece yana geriye oynayarak değil, baskılı ve dikine de oynanıyor muş, özellikle iç sahada baskılı ve dikine oyun nasıl zevkli bir futbol ortaya çıkardı ve taraftarını nasıl mutlu ettiği de Fatih Karagümrük maçında aşikardır. Ne diyoruz, dikine futbol=Baskı ve gollü oyun. İnanıyorum ki bu oyun bir ders niteliği taşıyacaktır, teknik ekip adına.
Peşin peşin burada söyleyeyim, gelecek hafta Fenerbahçe maçında da bu oyunu ve güzel bir skor bekliyorum, sadece ben değil bütün taraftar bunu bekliyor. Bilesiniz ki, bunun haricinde başka bir oyun ve sonuçta kabul etmemiz söz konusu bile değildir.
Maçın sonuna 5 dakika kayıp zaman ilave edildi. Bu ilave süre içerisinde Trabzonspor bir gol daha buldu. Umut Bozok Trezeguet ile girdiği verkaçta, topu önünde bulunca şık bir vuruşla Trabzonspor’un 5-1 üstünlüğünü sağlayan golü kaydetti.
Bu akşam Trabzonspor, 1-0 geriye düştüğü maçta, muhteşem geri dönüş sağlayarak 5 golle üç puanı hanesine yazdırırken, Fenerbahçe maçı öncesi ise belleklere kucak dolusu umut ve mutluluk yazdırdılar.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)