Diyarbakır gezimi,
Sizlere
Anlatmaya çalışıyordum…
Karayolları misafirhanesinden
Yürüme olarak,
Diyarbakır Ulu Camiine gitmiştim…
Milattan önce
İbadetgâh olarak yapılan
Burası,
3 dinin ibadethanesi olarak kullanılmış…
Sinagog,
Kilise ve en son olarak ta
Camii olarak ibadete sunulmuş…
Hz. Ömer zamanında
Fetih edilen Diyarbakır,
O zamandan günümüze kadar hep,
Müslüman kalmış…
İslamiyet’te ise
Mekke, Medine,
Kudüs’te ki Mescidi Aksa,
Şam
Emevi Camiinden sonra,
5. kutsal mekân olarak biliniyor…
Avlusunda
Ünlü bilgin El Cezeri tarafından yapılan
Güneş Saati,
8 asırdır saati hatasız göstermekte…
Ulu Camiinin dışında
Şanlıurfa’dan
Benim gibi gezmeye gelen
Şanlıurfa Belediyesinde
Zabıta Memuru olarak çalışmakta olan
Adil Konur Ağabeyimle tanıştım…
Doğu insanının
Güler yüzlü
Ve
Konuksever olmasının
Bir örneği olan Adil Konur’la
Çay içip,
Hayatı konuştuk…
Daha sonra buluşmak üzere
Adil Konur’la ayrıldık…
Diyarbakır sokaklarında turlayıp,
Acıktığımda yine ciğer ızgara yedim…
Telefonum çalınca baktım,
Arayan
Köylüm Temel İbiş’ti…
Ulu Camiini gezmekte olduklarını
Gelirsem,
Beraber gezebileceğimizi, söyledi…
10 dakika sonra
Yanlarında olmuştum…
Yine
Ulu Camiyi gezdikten sonra
Nişanlıların,
Evlenen çiftlerin,
Damatlık ve gelinlikle
Fotoğraf çekildikleri,
10 Gözlü Köprüye gitmiştik…
Pazar günü olduğundan
Köprüde
İğne atsan yere düşmezdi…
Köprü üstünde
Davul, zurna eşliğinde oyunlar oynanıyordu…
Mervaniler döneminde
1065 yılında yapılan
Dicle Nehri üzerindeki 10 Gözlü Köprü,
Diyarbakır’ın
Eski Mardin yolu üzerindeydi…
Yazdan kalma bir gün olan
O gün,
Köprünün çevresi de mesire alanı gibiydi…
10 Gözlü Köprüden sonra
Hemen onun
Üst tarafında olan
Çanakkale Savaşından sonra
16. Kolordu Komutanı olarak atanan
Atatürk’ün,
Karargâh olarak kullandığı
Gazi Evi,
Atatürk Köşkü diye adlandırılan
Yeri ziyaret ettik…
15. Yüzyılda
Akkoyunlular tarafından yapılmış köşk,
Kesme Taş evlere bir örnektir…
Oradan da çıkıp,
Diyarbakır Surlarını gezdik…
Akşam
Tekrar Karayolları Misafirhanesine geldim…
Pazartesi sabahı
Kahvaltıdan sonra tekrar
Diyarbakır’ı keşfetmeye gittim…
Hz. Süleyman Camii
Ve
Hemen üst tarafındaki
Diyarbakır Müzesini gezdim…
Bu Camiyi önemli kılan
1160 yılında yapılıp, ibadete açılması değil…
Diyarbakır’ın
Müslümanlar tarafından alınmasında
Şehit düşen,
27 Sahabenin avlusunda yatmasıdır…
Onun için olacak,
Çevresi mesire alanı
Ve
Öyle kalabalık ki, anlatamam…
Oradan
1500 yılında yapılan
Şeyh Mutahhar Camiinin,
Dört sütun üzerine yaptırdığı
4 Ayaklı Minare diye,
Halk arasında adı geçen minareyi ziyaret ettim…
TELEKOM
Trabzon Bölge eski müdürü
Eski mahallemden ağabeyim
Hasan Cahit Atasoy,
TELEKOM
Diyarbakır Bölge Müdürü Necmi Mazlum’un
Telefonunu verdi…
Kendisini aradığımda
İstanbul’a gitmekte olduğunu öğrendim…
Ancak
Çok ilgi göstererek,
TELEKOM’ da görevli
Hozan Serhat adında bir arkadaşı
Beni,
Diyarbakır’ı gezdirmesi için görevlendirdi…
Hozan Serhat’la
Hevsel Bahçelerini gezip,
Diyarbakır Surlarının üzerine çıkarak
Şehri kuşbakışı seyrettim…
Taziye Evlerini görünce,
Nasıl bir mekân olduğunu merak ettim…
Hozan Serhat,
Bir arkadaşının amcasının
Cenazesi olduğunu söyleyince,
Bir Taziye Evinde cenaze sahiplerine
Taziyeye gitmiş olduk…
Oradan
Düğün salonlarında türkü söyleyen
Hozan Serhat’a,
Dicle kenarında bir çay bahçesinde
Mini konser verdirerek,
Kamera ile çekimini yaptım…
YoouTube sayfamda
İler ki bir zamanda bunu da paylaşırım…
Akşama döndüğüm
Karayolları misafirhanemde kalarak
Ertesi günü
Trabzon uçağı ile tekrar
Trabzon’a dönünce,
Bir gezi maceramda böyle son buldu…
…
Ancak
Bu gezimde bana yardımcı olan,
İsmini vermemi istemeyen
Misafirhanede kalmama yardımcı olan,
Karayolları
Genel Müdür Yardımcısına,
Diyarbakır
TELEKOM Bölge Müdürü Necmi Mazlum’a,
Eski
Trabzon Bölge Müdürü
Hasan Cahit Atasoy’a,
Diyarbakır Karayolları Misafirhane
Sorumlu Müdürü Çetin Arslan’a,
Temel İbiş, Soner Baş,
Şair Turgut Genç,
Servan Genç, Ozan Genç,
Hozan Serhat,
Şanlıurfa Belediyesi Zabıta Memuru Adil Konur’a
Ve
Adını şimdi anımsamadığım
Diğerlerine,
Teşekkürü bir borç bilirim…
Sağ olsunlar
Ve
İyi ki varlar…
04.03.2022
Rahman AYHAN
Araştırmacı Yazar