Birkaç gün önce mahallemin dolmuş durağında ilginç bir olayla karşılaştım. Durağın önünde birkaç metre bir yeşillik var. Yaşlı bir kadın torununu oraya getirip çocuğun ayakkabısını çıkarmasını ve toprağa basmasını istedi. Çocukta ayakkabısını çıkarttı ve toprakta oyun oynamaya başladı.

Toprak...

Her geçen gün azalmaya başladı. Birileri para adına toprağımızı işgal etmekle meşgul. İşgal sadece yabancı emperyal emel güden ülkeler işgal etmez. Aynı zaman da zenginlerde para adına toprak işgali ile uğraşır. 

Bakınız güzel şehrimin en verimli bölgeleri Çukurçayır, Kaşüstü ve Yıldızlı gibi bölgeleri iskana açıldığından beri on binlerce daire yapılıp zenginlere satıldı. Topraklarımız elimizin altından kayıp gitmekte. Diğer şehirlerimizin de hemen hepsinde aynı durum var.

Büyük bir toprak kaybı söz konusu.

Korkum odur ki yakın bir gelecekte toprak namına bir şeyden bahis edemeyeceğiz. Böyle giderse çocuklarımız toprağın ne olduğunu bile bilmeyecek.

Vakit geçirmeden bir toprak politikası oluşturmak zorundayız. Toprağın olmadığı yerde taş karın doyurmuyor. Evet daire zenginlik alameti ama toprağın olmadığı yerde taş ne işe yarar ki?!

Toprak olmadı mı ne yiyeceğiz?! Taş mı kemireceğiz?! Toprağın iki önemli özelliği var. Bunlardan biri Allah'ın izniyle sebze ve meyve verir bizlere. Bu meyve ve sebzeler insan vücuduna mutlaka gerekli olan nimetlerdir. bu nimetler olmadı mı insan denen varlik yaşam noktasında büyük bir sıkıntı yaşayacaktır. Çünkü insanın kodlarında bu nimetler gerekli olarak yaratılmıştır. Bu nimetlerden biri eksik oldumu insan vücudunda önemli hasarlar oluşmaktadır. Bu hasarların tedavi edilmesi yani o nimetin insan bedenine verilmesi lazım gelmektedir. Aksi durumda insan doktarda kalır. Başka çaresi yoktur. İnsan doktorda kalır. Bir örnek vereyim ne demek istediğimi daha güzel anlarsınız. Bu nimetlerden mesela limon yemediğimizde insan vücudu c vitamininden mahrum kalacaktır. Bu durumda bir takım rahatsızlıklar ortaya çıkacaktır. Bu rahatsızlıkların bertaraf edilmesi için doktorlarımız c vitamini alınması lazım geldiği söylerler. Böyle bütün nimetlerin bir faydası vardır.

Diğer bir faydası da insanın vücudundaki elektriği almasıdır. Toprak ve yeşillik insanın psikolojisinin iyi olmasını sağlamaktadır. Toprakla hemhal olan insanların sağlıkları taş binalarda yaşayanlara oranla kat be kat daha iyidir. Taşla ilişkilenenlerin sağlıkları ayrıca daha bozuktur. Bundan olacak dedelerimiz ve ninelerimiz Selçuklular ve Osmanlılar toprakla hemhal olmuşlardır. Yaşadıkları binalar toprak içerisindedir. Yada şöyle yazayım gelişmiş ülkelerde Amerika, Rusya ve Avrupa gibi ülkelerde insanlar yaşam alanlarını toprak içerisinde yapmaktalar. Binalar en fazla bir kat ve büyük bir toprak alanı içerisinde yaşamaktalar.

Fakat ne hikmetse bizlerin ülkesinde zenginlerimiz tuhaflık bu ya habire toprak alanlarımız işgal edilip daire yapılmaktadır. Ne oluyor sonrasında bu binalarda yaşayanlar toprak nedir diye bilmediğinden sağlık sorunlarıyla uğraşmaktadır. Ondan olacak toprak alanlarının imara açılmasını en aza indirmemiz milli bir politikadır diye düşünmekteyim.

Devlet yöneticilerimizin bir toprak bakanlığı kurması çok gereklidir. Eğer böyle yapmazsak korkum odur ki bugün nasıl yöneticilerimiz diğer ülkelerde yeşillik için toprak kiralıyorsa yakın bir gelecekte yine aynı yol tutulacak ve diğer ülkelerde yeşillikler için toprak kiralamak zorunda kalacağız. Tuhaf değil mi?!

İş işten geçmeden önlem alınmalı. Toprağımıza sahip çıkmalıyız...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber