Bu yazıyı epey tecrübe ettikten sonra yazmaya karar verdim. Yazım bir ufuk açıcı olarak kabul edilebilir.

Gerek üniversite öğrencilerle yaptığım sohbetlerle ve gerekse liselilerle yaptığım sohbetlerde çocuklarımızda bir bıkkınlık gördüm. Herhal bundan olacak çocuklarımız kendilerini güzel yetiştirip ülkeye kendilerini feda edemiyorlar.

Öncelikle liselerimizde ki şu bazı günler on saat ders üzerinde kafa yoracağım. Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde günde on saat ders yok. Bunu gelişmiş ülkelerde çalışan komşularımla yaptığım sohbetlerden öğrendim. Almanya’dan bir komşum günde beş saat ders işlendiğini söyledi. Aynı tespiti Fransa’da çalışan komşumda teyit etti. Çocukluk arkadaşım şimdilerde bir üniversite de Prof. Olan arkadaşım doktora için İngiltere’ye gidip geri döndüğünde kendisiyle yaptığım sohbette İngiltere’de günde beş saat ders işlendiğini söyledi. Ayrıca sözlerine devamla haftada da altı ders olduğunu söyledi. Bizde bazı günler on saat ve haftada on beş ders. Tuhaflığı görüyor musunuz?!

Günde on saat bilimsellikle hiçbir şekilde bir bağı yoktur. Bunu uyguluyor olmamız bende farklı duygular hissettirdi. Anlaşılan o ki bizde ne hikmetse bilimsellik fazla önemsenmiyor her hal.

Çocuklar altıncı saatten sonra sınıftan kopuyor. Bu çocuklar dokuzuncu ve onunca saatlerde artık akılları başlarında değil. Okul bitsin eve gidelim demeye başlıyorlar. Şimdi benim anlamadığım bu çocuklar on saat dersten sonra eve kaçta gidecek ve gerek kendi derslerine ve gerekse üniversiteye nasıl hazırlanacaklar?! Ondan dolayı olacak bu çocuklarımızda ki bıkkınlıklar!

Bizim sistemimizde okullarımızda çocuklarımıza ders manyağı yapıyoruz. İlkokuldan üniversitenin sonuna kadar çok yoğun bir ders işlenmekte. Aslında bu iş böyle yapılmamalı. Bu sistem değişip bütün kademelerde çocuklarımıza ip uçları vermemiz lazım. Çocuğa vakit bırakıp çocuk kendisinin gelişimini tamamlaması lazım gelmekte. Aynen gelişmiş ülkelerde olduğu gibi.

İlkokul ikinci üçüncü sınıfta çocuğa matematik dersinin verilmesi bu akıl tutulması işe örnek. Bu çağda çocuğun hayal dünyasını geliştirmemiz lazım gelmekte. Çocuklar hayalleri oranında ilerleyen yaşlarında uçacaklarını aklımızdan çıkarmamız lazım gelmektedir. Çocuğa ilkokul ikinci üçüncü sınıfta matematik dersi verilmesi çocuğun yeteneklerini alt üst edecektir. Bundan daha tehlikeli bir durum var mıdır! Bakınız gelişmiş ülkelerde eğitim sistemlerinde çocuklarını ilkokulda yetenek avcılığı yapmaktalar. Çocukları yetenekleri doğrultusunda yetiştirilmekte. Bizde ise tam manasıyla tutarsız bir durum var.

Ders saatleri kırk dakika. Gelişmiş ülkelerde böyle değil. Ders saatleri otuz dakika olmalı.Yapılan bilimsel araştırmalarda bir çocuğun sınıf ortamında dayanma süresi yaklaşık yirmi dakika. Çocuk yirmi dakika ders dinlemeli ve on dakika da çocuğa ahlaki değerler kazandırılması lazım gelmekte.

Ders saatlerinin azalması Öğretmenlerimizi mağdur etmeyecektir. Ders saatlerinin ücretleri artırılarak Öğretmenlerin mağduriyeti giderilebilir.

Milli bir sistem için gelişmiş ülkelerin eğitim sistemleri mesela Finlandiya gibi incelenmeli ve bizlerin dedelerimiz ninelerimizin eğitim sistemi yani Selçuklular ve Osmanlıların eğitim kurumları

olan mektepler ve medreseleri inceleyip bunlar harmanlanıp milli bir eğitim sistemine vakit geçirmeden geçmemiz çok gereklidir. Milli bir sistem mektepler ve medreseleri tahlil edilmeden kavuşmamız mümkün değildir…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber