Siyaset; bazen büyük bir beceri, bazen, arkanızdan esen rüzgâr, bazen siyasetin gelmiş olduğu son nokta da ortaya çıkma gibi olgularla insanlara bir şans tanır.

Bunların örnekleri siyasi hayatımızda var. Örnek; Merhum, Özal ve Erbakan hoca hem kendi becerilerini ortaya koyarak hemde arkadan esen rüzgârı iyi kullanarak bu şanslarını denediler. Yaptıkları ortada.

Hala daha partili, partisiz herkes tarafından övgü ile anılırlar.

Bu beceriyi ve rüzgârı iyi kullananlardan birisi de Sayın Recep Tayyip Erdoğan dır ki yirmi yıldan beri iktidarda olamasına rağmen hala daha iddalı ve ilk günkü gibi aynı şevkle çalışmaktadır.

Hal böyleyken işler istediğiniz gibi iyi gitmeye bilir. Bir hata size çok pahalıya mal olabilir. Belediye seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Sayın Binali Yıldırım’ın ülkemize çok büyük hizmetleri olmuştur.

Ancak siyasette, yıpranmışlık diye bir şey vardır. Yani, gel zaman git zaman evladın bile babasından bıktığı zamanlar olmaktadır. Veya babanın evlattan bıktığı zamanlar olmaktadır.

Buradan bakıldığında Sayın Binali Yıldırım’ın seçimi sadece ve sedece bu yüzden kaybettiğini söyleyebiliriz.

İBB ve Ankara Büyükşehir Belediye seçimlerindeki yanlış aday tespiti sona yaklaştıkça farklı kulvarlarda konuşulmaya başlandı.

Bugün bakıyorsunuz Cumhurbaşkanlığı adayllığı için, Parti Genel başkanlarının değil, Belediye başkanlarının isimleri geçmektedir.

Bunlardan şimdilik Sayın İmamoğlu önde görülmektedir. Bunu nereden anlıyoruz?

Yapılan ziyaretlerde ki yoğun ilgiden.

Öyle ya! Seçmenin işi gücü yok da Sayın İmamoğlu geldi onu karşılayayım veya sohbetine katılayım diye bir derdi neden olsun. Demek ki bir ilgi var bir beklenti var ve bu boş değil.

Sayın İmamoğlu bu ilgiyi iyi kullabilirse başarılı olma şansı var. Kendisinin ben şu an İstanbul için en iyisini yapmaya çalışıyorum demesine bakmayın. Cumhurbaşkanlığına hevesi var. Zaten yavaş yavaş çalışmalara başladı.

Sayın İmamoğlunun Trabzon ziyaretinde hazır bulunan Taka gazetesi başyazarı Sayın Yusuf Turgut Bey de aynı kanı da olduğunu ifade etmektedir.

Bu çalışmalar eğer genel merkezli bir çalışma ise CHP bundan karlı çıkar ama yok genel merkez’in dışında bir çalışma ise bu iş CHP nin bölünmesine kadar gider.

Birisine Cumhurbaşkanlığı reva görülür de Genel başkanlık neden görünmesin. Partililerin bunu iyi tahlil etmeleri gerekir ki, zannımca bu konu da da çalışmalar yapmaktadırlar. Tabii ki bu da CHP nin iç meselesidir.

Bi kere CHP Cumhurbaşkanlığını alabilmesi için bu Milletin hassasiyetlerine dikkat etmeli. Her zaman yazıyoruz HDP ile arasındaki bağı kesmelidir. Bunu AK Parti de, İYİ Parti de, MHP de yapmalıdır. Mecliste çok farklı bir siyaset izleyerek HDP nin adeta aklını başına almalarını sağlamalıdırlar. Tüm partiler için söylüyorum.

Yoksa ileride olası bir Cumhurbaşkanılığı tepsinin içerisinde Sayın İmamoğluna sunulursa bu da denemeden öteye geçmez. Çünkü görülen o ki İstanbul da bazı şeyler iyi gitmiyor.

İşin özü dostlar şu an ortada bir “beceri yok sadece esen bir rüzgâr” var.

Ha, bu rüzgârın ne kadar devam edeceğini de önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ne olursa olsun sonunda Türkiyem insanı kazansın.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber