Çok eskiden Trabzon sokaklarında, sokak futbolu meşhurdu, mahalleler arası futbol müsabakaları oynanırdı, Bu müsabakalar öyle böyle müsabakalar değildi, tabiri caizse kıran kırana geçer, kan gövdeyi götürürdü.
Şimdinin teknolojisi müthiş olmasına istinaden müthiş oyuncular yetişmiyor, eskinin o Trabzon’unda teknoloji denen hiçbir şey olmamasına rağmen toprak, kum, Çamur sahalarda futbol oynayarak oyuncular kendini geliştirip yetiştirirdi.
O dönemin Trabzonspor’unun göstermiş olduğu başarıların, kazanmış olduğu şampiyonlukların, hamuru ve mayası aslında Trabzon’un bu dar sokaklarından geliyordu.
Bir çok oyuncunun da lakabı vardı, genellikle lakaplarıyla anılırlardı. Şimdi hatırlayabildiğim o zamanın bazı oyuncularından azıcık bahsetmek istiyorum sizlere, tabi hakim olduğum benim mahallemin oyuncularının isimlerinden bahsedeceğim, Trabzon’un diğer mahallelerinde de bir bu kadar lakabı ile anılan iyi oyuncular inanın vardı.
Kirli Sami, Hasan Cahit, Maşuk Suat, Gaddar Hasan, Zekter Zeki ve dahası, Kıvırcık Hüseyin, Horoz Lokman, Panter Rahman ve Prekazi Yahya bitmedi, Kız Ahmet, Gama Temel, Kirli Sami, Bonof Yunus, Cino Cemil, Kopuk Turan, Raşi Raşit, Nalan Metin gibi ismini sayamadığım bir sürüdaha müthiş oyuncular vardı.
Bak bir çırpıda ismini saydığım bu isimler, o dönem mahalle futbolunun Mütüş oyuncularıydı, bir çok gencecik çocukların da idolü bile olmuşlardı. Bonof Yusuf, Horoz Lokman, Zekter Zeki ve Gaddar Hasan Müşiş topçular dı, Zekter Zeki ve Prekazi Yahya benim dayılarımdı, zeki dayım daha sonra profesyonel futbolda oynadı, Şimdi Zekş dayımda Yahya dayımda rahmetliler Allah gani gani rahmet eylesin.
Bu isimler arasında unuttuğum, sayamadığım abilerim bana lütfen darılmasınlar, onlar bizim saygı duyduğumuz insanlardır hepsi.
O dönemlerde Trabzon’un dar sokaklarında, içerisinde müthiş mücadeleler bulunduran bu müsabakalar, İzlemeye doyamayacağınız müsabakalar olurdu, gerçekten de Mütüş taraflar kitleleri de oluşmuştu.
Bu ismini saydığım kişiler arasında hala yaşayanlara, Allah selamet versin, aramızdan Çeşitli nedenlerle ayrılarak ebediyete uğurladıklarımıza da Allah Gani Gani rahmet eylesin.
Rahmetli yunus yukardada belirttiğim gibi müşiş futbolcuydu, lakabı bonof’tu, bonof, o dönemlerin Avrupa’daki önemli futbol yıldızlarından biriydi. Bizim Bonof Yunus O kadar yetenekliydi ki, onu anlatabilmek için çok iyi tanıdığınız Hami Mandıralıyı örnek verebilirim, hatta Yunus’un Hami’den daha kaliteli futbolcu olduğunu bile iddia edenler vardı, maalesef ömrü uzun sürmedi Cenabı Allah onu aramızdan erken yaşta aldı.
Bonof Yunus Talihsiz bir şekilde geçirmiş olduğu bir korkuyla, Akli dengesinde kayıplara neden olan bir hastalık geçirdi, Bu hastalık Yunus’u epeyce hırpalamış, O Mütüş futbolcu yunus’umuz , Sigara bağımlısı olmuştu ve günde beş paket sigara içerdi, sonunda o malum kötü hastalığa yakalanarak hayatını kaybetti, Allah ona gani gani rahmet eylesin.
Rahman Ayhan’ın kaleciliğini görüpte hayran kalmayan yoktu, O Çamur deryası sahaların içerisinde müşiş kurtarışlar yapardı. Horoz lokman ve niceleri müthiş yeteneklerdi.
Benim küçük dayım rahmetli Yahya, pirekazi hayranı idi, ona hayranlığı da onun gibi sol ayaklı oluşundan geliyordu, forma numarasını hep 11 numaradan yana kullanır, başka numaralı forma da asla giymezdi.
Bundan yaklaşık 35 yıl önceydi, Ben 15 yaşındaydım, bu mahalleler arası bir müsabakayı izliyordum, maçın oynandığı yer, eski otobüs terminalinin mahalle tarafında büyük bir boş alan vardı, orasıydı.
Bizim mahallenin çocukları yani abilerim müşiş oynuyorlardı, kalede Rahman, Orta sahadan muharrem, mazlak yılmaz, horoz Lokman, sağbek Aytekin, sol açık yahya dayım falandı, o kadrodan hatırladığım kadarı,
Bir frikik kazanmıştı bizim takım, o frikik yeri kaleciye göre, ceza sahasının sol tarafından, birazcık dışarda, kaleye göre çaprazda idi.
Rakip takım 5-6 kişiden oluşan bir baraj kurdu, topun başına Sol ayak pirekazi Yahya dayım geçti, biraz açıldıktan sonra, sol ayak uzak köşeye bir top gönderecek diye beklerken, O raket gibi sol ayağıyla, kalecinin soluna, baraj arkasına kalan tarafa yani beklenenin tersine, sol ayağının dışı ile topa müşiş bir kavis vererek öylebi şut gönderdiki, inanılmaz bir gol oldu.
Bu gölün üzerinden 35 yıl geçti, Ben şimdilerde ayda en az 24 maç izleyen birisi olarak, henüz dünyanın herhangi bir ülkesinde, herhangi bir profesyonel Ligilerinde tabii ki izlediğim maçlarında, böyle bir gol daha henüz göremedim, O derece bir goldü yani.
Bu ve buna benzer, Trabzon sokaklarında, çok ilginç, müşiş ve eşi benzeri olmayan hareketler de çok sayıda olurdu, duyardık izlerdik ve çok özledik.
Şimdilerde Trabzon futbolunu Şah’a kaldıran o Sokak futbolu tamamen yok oldu, bu nedenle artık eskisi gibi oyuncu da yetişmiyor, Trabzonspor eskisi gibi başarılı da olamıyor.
Belki diyeceksiniz ki, bu kadar yetenekli oyuncu içerisinden hiç ünlü oyuncu çıkmadı mı? Benim cevabım çıktı olur, ama bizim mahalleden belki çıkmadı, çünkü Trabzon’un bütün sokakları o dönemler böylesi yeteneklerle doluydu ve onlar Trabzonspor’un şampiyonluklarına imza attılar, Türk futbolunda devrim yaptılar, işte, Ali Kemal’ler, Necmi’ler, Şenol’lar, Cemil’ler ve bildiğiniz niceleri.
Benim mahallemin mazereti büyüktü, kimini ecel aldı, kimini yokluk fakirlik aldı, kimini araba sevdası aldı derken, büyük mazeretler içerisinde, çok büyük hikayeler yaşandı o dönemlerde bakın şimdi Saygı ile anabileceğimiz bir tarihimiz var, bu tarihimizlede övünebiliyoruz.
Tabi bu ayrı konu ama, Şimdiki gençlerin eğitiminden gelişimine kadar, her şeyini teknoloji hapsetmiş durumda, yani kısaca gençliğimiz ve geleceğimiz, teknolojiye esir olmuş durumda, bu nedenle mutlulukta başarıda hep hayal oluyor.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)