FAY HATTI ve EKSİKLERİMİZ

04 Kasım 2020, 21:48

Bulunduğumuz coğrafya üzerinde en önemli ülkelerden birisi Türkiye’dir.

Gerek jeopolitik açıdan gerekse etnik gruplar açısından, içinde barındırdığı insan mozaiği açısından, dini inançlar noktasında gerçekten de önemli bir ülkedir.

Böylesine donanımlı bir ülkenin insanları daha çok çalışmalı ileriyi daha fazla görmeli insanlarının ve yöneticilerinin daha fazla duyarlı olması lazım.

Gün geçmiyor ki ülkemizde farklı konularda sıkıntı yaşanmasın.

İzmir’de olan depremde irdelenecek çok şey var amma en önemlisi; “fay hattı” üzerine yapılan binalar.

Yıkım kararı alınmış binaların, yıkılmamaları, çürük binaların hala içerisine oturulmasına müsaade edilmesi hem ölü hem de yaralı sayısını artmasına sebep olmuştur.

Efendim bizler, her yıl aracımızın bakımını munzam bir şekilde yaptırırız.

Aracın motorundan ses gelse sanayide kalırız. Yağını, suyunu eksik etmeyiz.

Ama sıra bizim bakımımıza gelince aynı hassasiyeti göstermeyiz.

Kiraladığımız eve çürük raporu veriliyor. Bizler halka daha o evde oturuyoruz. Bir araya gelip yıktırılması için bir müracaatımız yok.

Veya ilgili kurumlar vermiş oldukları raporların gereğini yerine getirmiyor.

Sonuçta olan yine bize oluyor.

İzmir de yaşanan depremin ardından, şunu da gözlemledik.

Merkezi yönetim ve Belediyeler arasında bir yarış varmış gibi yansıtıldı.

Bu da çok yanlış bir şeydir. Oysaki herkes görevini yapmalı sistemli bir şekilde olaylara müdahale edilmelidir.

Akut bir taraftan, Afat bir taraftan, Çevre Bakanlığı bir taraftan, Büyükşehir belediyesi bir taraftan, İlçe belediyeleri bir, çevre belediyeleri bir taraftan adeta yardım yarışına girdiler. Bunun sonucunda da ben şöyle yaptım. Ben böyle yaptım, her yapılanı sahiplenmek gibi bir olgu çıktı ortaya.

Bu tür durumlarda kimin ne yapacağı önceden belirlenmeli. Olay yerinde izdiham yaşanmamalı.

Her işin ayrı bir görevlisi olmalı. Diye düşünüyorum.

Ayrıca CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel beyin ifade ettiği “Fay Hattı” kanunu acilen çıkarılmalı.

TEKBİR NİDASI.

Tekbir nidası, biz Müslümanlar tarafından heyecanlı anlarda getirilen bir haslettir.

Bu böyledir diye herkes Tekbir getirecek değil.

Ama getirene de dil uzatılmaz.

Siz 93 saat sonra birinin kurtuluşuna vesile oluyorsunuz üstelik 3-4 yaşlarında da bir çocuk bu mutluluktan dolayı Tekbir getiriyorsanız bu sizin “hem kalbi hem de İmani duygularınızın tercümesidir.”

Onun için buna karşı olanların bir daha kendilerini sorgulamalarını tavsiye ederim.

FRANSA, ALMANYA ve PKK

Almanya’da bir şehirde bazı sokaklara Türk Askerleri tarafından öldürülen PKK lıların ismi verilmiş. Böyle bir ülke ile siz ne kadar dostane ilişkiler içerisinde olabilirsiniz ki.

Adam ne diyor “Düşmanımın, düşmanı benim dostumdur” .

Ama Almanya şunu iyi bilmelidir ki PKK çok kısa bir zamanda kendi başına bela olacak.

Fransa’nın Nice kentinde meydana gelen olayda 3 kişinin hayatı teröre kurban gitti.

Bütün Avrupa ülkeleri Macron’a taziyede bulundu.

Yıllardan beri Türkiye’de Terörden 35bin ‘in üzerinde insan Şehit oldu. Ama Avrupa hala daha PKK’yı bir terör örgütü olarak tanımlamıyor.

Son söz Ey Türk Milleti Dostunu Düşmanını iyi tanı.

Yaşasın Azerbaycan. “Karabağ Azerbaycan’dır.”