Bir devletin en öncelikli meselesi gelirin toplumun tüm kesimlerine son derece adil bir şekilde dağıtılmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapmak olmalıdır.

Gelir eşitsizliği en başta ülkede adaletin çivisinin çıkmasına neden olur. Adaletin çivisi çıkınca zulüm başlar. Ardından her türlü anarşi ve kargaşa ortamı bu defa da devletin temellerini sarsmaya başlar.

Her bireyin canla başla benim devletim diyerek övünebileceği ve yeri geldiğinde uğruna canını dahi vermekten zerre kadar kaçmayacağı bir devlet, ancak gelirlerin hakkaniyetle bölüşüldüğü bir devlet olabilir.

Kanun zoruyla devleti insanlara sevdirmeye kalkarsanız, bunun adına demokrasi diyemezsiniz. Devlet otoritesi, haklı insanlara haksızlık yapmakta değil, haksız insanların haksızlıklar yapmalarını önlemekte kullanılmalıdır.

Devlet otoritesinin keyfi kullanılmasına malum olduğu üzere Monarşi denir.

“Kimi yer kimi bakar kıyamet ondan kopar” diye de bir atasözümüz vardır. Gelir eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı yerde, üretim olur, toplumsal barış olur, güvenlik olur, tüm kamu ve özel sektör çalışmaları büyük bir verimlilik ve huzur içinde tıpkı bir makinenin dişlileri gibi çalışır.

Peki, bu gelir eşitsizliğini ortadan kaldırmak çok mu zor bir iştir? Bence hiç de zor bir iş değildir.

Kararlı ve istikrarlı bir hükumet bunu pek ala başarabilir. Bir tek engeli var o da kimi hırsız ve beleşten debdebe içinde yaşamak isteyenlerin ellerinde bulundurdukları sermayenin ve mahallî otoritelerinin ellerinden alınması yeterlidir. Ancak bu siyasal iktidarlara biraz zor geliyor.

Bu haksız kazançla ülkeyi sömürenler gerektiğinde hükümetlerin de çivisini rahatlıkla çıkarabilirler. Bunun örneklerini geçmişte çok gördük.

İktidarda kalıp kalmamak gibi bir korkusu olmayan bir hükûmet bu gelir eşitsizliğini rahatlıkla ortadan kaldırabilir.

Ne yazık ki, bu güne kadar gelir eşitsizliğini ortadan kaldıracağını vadederek iktidara gelen hiçbir hükumet bunu başaramadığı gibi işi daha da içinden çıkılmaz hale getirmiştir.

Şu anda Türkiye Cumhuriyeti devletinde tüm çalışan üreten kesim bu eşitsizlikten müştekidir. Ama ne gören var ne de konuyu dile getiren var.

Halkın dikkatini başka yönlere çekerek oyalıyorlar. Bir birey olarak ömür boyu haksız ve adaletsiz bir şekilde bana muamele eden bir devletin nesini gönülden seveyim veya benimseyeyim.

Ha bugün ha yarın diyerek bu güne geldik ama ortalıkta hiçbir ümit verici belirti yok.

01.06.2024 M.Sadullah SAĞLAM

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber