banner240

Ne kadar
Kötü haslettir,
Başkasının ayıbını araştırıp,
Orada burada 
Onları konuşmak…
Kendi yırtığını görmeyerek,
Başkasını eleştirmek…
Bir Kızılderili Atasözü
“Başkasının kabahati hakkında
Konuşmadan önce,
Daima,
Kendi çarığının içine bak.” der…
“Günün birinde,
Bir koyun ile keçi
Samimi arkadaş olmuşlar…
Günümüzün deyimi ile Kanka olmuşlar…
Yedikleri, içtikleri 
Artık
Ayrı gitmiyormuş…
Uzun yıllar boyunca
Devamlı birlikte gezip, birlikte tozuyorlar…
Bu iki kafadar,
Yine bir gün beraber
Geziyorken,
Bir derenin başına geliyorlar…
Karşıya geçmek için
Koyun, 
Keçiden önce atlamış, karşı tarafa…
Sıra keçiye gelmiş,
Koyun atladığı dereninin karşısında
Geriye doğru dönünce
Keçinin, 
Kahkahalarla katıla katıla
Güldüğünü görmüş…
Koyun, bir anlam verememiş,
Keçinin 
Hadsiz gülüşüne…
Keçinin 
Sesli ve bol kahkahalı gülüşü,
İnletiyormuş oraları…
Epey zaman sonra
Kendine gelen keçiye sormuş, koyun,
“Keçi kardeş,
 Niçin o kadar güldün?”
“Gördüm, gördüm”
“Hayrola, ne gördün”
“Döt.nü gördüm,
Dereden atlarken, kuyruğun kalktı
Döt.n göründü”
Bu cevaba çok üzülen 
Koyun,
Keçi ile arkadaşlıklarının 
Sonuna geldiklerini anlamış…
Ona,
“Keçi kardeş,
Arkadaşlığımız burada sona erdi…
Tanıştığımızdan bu yana
Senin kuyruğun havada duruyor…
Ben senin döt.nü 
Her gün görmekteyim…
Ancak
Şimdiye kadar bir defa bile
Seni yadırgadım mı?
Arkadaşının ayıbını örtmedikten sonra
Senin arkadaşlığından
Ne olur” demiş…

İşte
Her gün 
Yanlış yapanlar,
Başkalarının ufak bir hatasını bile
Görmeye tahammülsüzdürler…
Basamakları,
Birilerinin üstüne basarak çıkanlar,
Başkalarının,
Ayıbını araştırıp,
Kendi ayıbını, görmezler…
Başkalarının hatalarını araştırıp,
Üstlerine gammazlayanlar,
Makamları atlayarak,
Bir yerlere gelmektedir…
Hak ederek değil,
Yalakalık,
Gammazlık,
Soytarılık yapanlar,
Üst makamları işgal etmektedir…
Çağ açıp, çağ kapatan,
Fatih Sultan Mehmet
“Vebal nedir bilir misin?
Hak etmeyenlere,
Makam, mevki vermektir” diye, söylemektedir…

Farabi Hastanesi eski 
Başhekimi,
Prof. Dr. Yüksel Aliyazıcıoğlu
Bir sohbette,
“Devletin dini Adalet,
Kurumların dini ise liyakattir” demişti…
Merhum 
Gazeteci Uğur Mumcu
“Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar,
Korkak ve kaypak olurlar…
Güç merkezi değiştikçe,
Dönerler; fırıldak olurlar.” der…
Ünlü düşünür Gazali,
“Layık olmadan,
Devletin makamına atananlar,
Astlarını ısırırken,
Üstlerine, kuyruk sallarlar.” der…
Yine
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu
Liyakatli olmadan
Yalakalık,
Üçkâğıtçılık yaparak,
Mevki ve makam isteyenleri
Ne güzel anlatıyor…
“Bir saniyesine bile 
Hükmedemediğimiz
Bir dünya için;
Bu kadar,
Fırıldak olmaya gerek yok” demiştir…
İşte 
Hak etmeyene,
Makam ve mevki verilirse,
Ne o ülkede
Ne de yeryüzünde,
Hak,
Hukuk,
Adalet kalmaz…

Bir 
Millete yapılan
En büyük kötülüklerden
Biri de,
O toplumdan
Adaleti esirgemektir…
“Adalet,
Evrenin ruhudur” der, Ömer Hayyam…
Victor Hugo,
“İyi olmak kolaydır,
Zor olan adil olmaktır” der…
Adaletten yoksun topluluklar
Eninde sonunda
Parçalanıp,
Yok olup gitmişlerdir…
Adaletsiz toplum
Freni patlamış kamyona benzer…
Nerede, ne zaman,
Nereye vuracağı belli olmaz…
Adaleti
Üstün tutan toplumlar,
Her zaman mutlu ve mesut yaşarlar…
Çünkü
Bilirler ki,
Herkes kanun önünde eşit
Ve
Adalet,
Eninde sonunda yerini bulacaktır…
Yapacakları oldukları işleri
Ona göre ayarlayıp, ona göre adım atarlar…
Bu bağlamda
Adaletin üçlü saç ayağından
Biri olan Avukatlarımızdan başta
Ortahisar 
Belediye Başkanı
Avukat Ahmet Metin Genç
Ve
Benimde Avukatım olan
Avukat 
Duygu Keskinoğlu Karakoyun
Olmak üzere,
Adaleti şiar edinen bütün Avukatlarımızın
05 Nisan Avukatlar Gününü kutlar,
Sağlık ve
Mutluluklar dilerim…

06.04.2022
Rahman AYHAN
Araştırmacı Yazar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber