Bu gün İsrail terör devletinin Tahranda düzenlediği bir terör saldırısı ile Hamas Lideri İsmail Haniye şehit edilmiştir.  

Aynı zamanda Lübnan’ın başkenti Beyrut’a da saldırarak pek çok masum insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermiştir.  

Filistin’de Gazze bölgesinde masum insanların üzerlerine aylardır bombalar yağdırarak çoluk çocuk, kadın, yaşlı, hasta her kim varsa hedef gözetmeden bir canavarın bile yapamayacağı büyük katliamlara neden olmuştur.  

Bu terör devleti İsrail’in Ortadoğu bölgelerinde yemediği halt kalmadı. Bütün kargaşaları ve cinayetlerin baş müsebbibi İsrail’dir 

Hamas gibi bir örgütün liderini yabancı bir ülkede suikast uğrayarak öldürülmesi asla sıradan bir olay değildir.  

Bir defa İran istihbaratından destek almadan bu suikast düzenlenemez. Bu nedenle İran’ın da bu olayda parmağının olduğunu söylemek bir kehanet sayılmaz.  

Bu olayla İran devleti davet ettiği yabancı devlet adamı misafirlerinin güvenliğini dahi sağlayamayacak kadar zayıf ve güçsüz bir devlet olduğunu tüm dünyaya göstermiş bulunmaktadır.  

Bu durum İran devleti için fevkalade büyük bir zafiyettir ve itibar kaybıdır. 

Gelelim İsrail’in burada neler yapmak isteğine; 

İsrail ABD yi de arkasına alarak Ortadoğu’nun tek hâkimi olmayı ve bu arada Arz-ı mev’ud denilen teolojik hayallerini gerçekleştirmeyi hedeflediği ayan beyan ortadadır.  

Pratikte İsrail’in bu hayalinin gerçekleşmesi mümkün müdür? Asla mümkün değildir. Burada işin içine Türkiye de girmektedir.  

Peki ABD böyle bir akıl dışı senaryoya nasıl destek vermektedir? 

Bunun da tek bir açıklaması var. ABD İsrailli Siyonist Yahudilerin eline geçmiştir.  

Netice itibariyle İsrail’in bu çabaları tüm dünyayı bir üçüncü dünya savaşına sürüklemektedir. Oysa bir üçüncü dünya savaşı sonrasında, dünya bu savaşı çıkaranlara da kalmayacaktır. 

Kimi aptal yaratık durumundaki yönetici ve karar vericiler bunu da göremiyorlar.  

NATO denilen kurum sadece ABD çıkarlarını korumak için kurulmuş bir kurum olduğu için ABD dışındaki devletler birer NATO kuklası konumundadırlar.  

ABD bir NATO üyesi ülke olarak Türkiye’nin aleyhine Ortadoğu’da açıktan faaliyetler yürüttüğü tüm dünyanın malumudur. 

Dünya barışını sağlamak için kurulduğu ileri sürülen mevcut örgütler, BM ve NATO gibi artık fonksiyonlarını yitirmişlerdir. Zaten fonksiyonel değillerdi ya orasını geçelim.  

Buradan anlaşılmaktadır ki, günümüz dünyasının barış ve huzurunu sağlamak için kurulmuş ne kadar örgüt varsa tümü lağvedilerek yeniden örgütlenmelidirler.  

Yapılacak bu yeni örgütlenmede hiçbir devlet imtiyazlı olmamalıdır. “Gücüm varsa benim sözüm geçecek” iddiası olmamalıdır. Herkesi memnun edecek bir örgütlenme yapılmazsa tüm insanlık kendi kendini yok ederek sonu felaket olacak bir sürecin içine sürüklenecektir.  

Ne yazık ki bu kaçınılmazdır. 

31.07.2024 M.Sadullah SAĞLAM 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber