Hamdolsun Allah’a ki iki bayramı eda ettik. Bir daha ki seneye ya nasip. Belki de içimizden pek çoğumuz bu fani dünyadan ayrılıp asli vatanımıza göç edeceğiz. Rabbim hayatında hayırlısını ölümünde hayırlısını nasip eylesin.
Kuranda bir ayette Rabbimiz şöyle biz kullarına hatırlatmalarda bulunur ; Hicir Süresi 99. ayet “ ölüm sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”
Kurani bir kavramdır “ İbadet”
Kuranda ve sünnette ibadet kavramına üç mana yüklenmektedir. Bugün sizlerle nasipse bu manaları düşünüp akıl yürütmeye çalışacağım.
1 – İbadet kavramında Rabbimize karşı iman ve ibadet vardır.
İslam’ın ilk şartı imandır. Yani evrenin yaratıcısına karşı iman. Bu evrenin bir yaratıcısı vardır. O’da bir ve tek olan , yaratıcımız olan , rızıklandırıcımız ve dünya ve ahret mutluluğumuz için gerekli yasal düzenlemeleri biz kullarına Peygamberleri vasıtasıyla gönderen Allah’a iman.
Peygamberimiz İslam’ın şartı tarifiyle sözüne başladığı ; “ İslam beş şey üzerine bina edilmiştir. Kelimei şehadet , namaz , oruç ki bu ibadetlerle bütün Müslüman kulları muhataptır daha sonra da zekat ve hac gelmektedir. Zekat ve hac ibadetiyle Rabbimizin sadece zengin Müslüman kulları muhataptır. Bundan dolayı olacak Rabbimizin kaderin bir cilvesi fakir kıldığı kulları zekat ve hac ,ibadetiyle mesul değillerdir. Onlar bu iki ibadetten sorumlu değillerdir.
Tabi konu buraya geldiğinde fakir fakirliğinle utanmamalı sıkılmamalı bunun bir takdiri ilahi olduğunu düşünüp dinini namusunu kurtarmaya çabalamalıdır. İnşaallah sabırla hayatına devam edip bu dünyadan ahrete göç ederse inşaallah yükleri hafif olduğundan daha kolay cennete gidecektir. Zenginde zenginliğinden büyüklenmeyecek bunun bir takdiri ilahi olduğunu bilerek helalinden kazanıp malının zekatını sadakasını fitresini haccını ve kurbanını yerine getirerek Rabbinin rızasını arayacaktır.
Amaç toplumsal yapıda birlik ve beraberliğin tesis edilmesidir. Çünkü bir toplumun sadece zengin yada sadece fakir olması ilahi iradeye terstir. Rabbimiz bir toplumda zengin fakir yaratarak toplumsal yapıda paranın bir elde tutulması ve zenginler tarafından toplum ifsadının önüne geçilmesinin yolunu tutmuştur.
Kazanç noktasında hükmü Peygamberimiz koymuştur. “ Kişi kazancının nereden kazandığının ve nerede sarf ettiğinin hesabını vermedikçe cennete giremez.” Hüküm açık ve net. Kazanç helal olacak. Aykırı durumlarda hem dünyada ve hem ahrette mesuliyet vardır. Dünyada zenginlik içerisinde akıl almaz sıkıntılar ahrette ise ebedi cehennem.
2 – İbadet kavramında toplumsal görevlerimiz vardır.
Kişi anne babasına karşı sorumludur. Peygamberimiz güzel bir sözünde konuyla ilgili şöyle buyurmaktadır ; “ Anne babanın rızası Allah’ın rızasıdır , anne babanın kızgınlığı Allah’ın kızgınlığıdır.” Konu o kadar önemlidir ki Kuranda ve hadislerde onlarca yerde yerini almıştır.
Kişi hanımına karşı sorumludur. Hanımın dünya ve ahret her türlü ihtiyacını karşılamalıdır. Peygamberimiz konu ile ilgili şöyle buyurmuşlardır , “ Sizin en hayırlınız hanımına karşı güzel davrananızdır. Ben ise sizlerin hanımına en güzel davrananızım.”
Kişi akrabalarına karşı sorumludur. Peygamberimiz konu ile ilgili şöyle buyurmuşlardı. ; “ Ömrünüzün uzun ve hayırlı olmasını istiyorsanız sılai rahim yani akrabalarınıza sahip çıkınız.”
Kişi komşularına karşı sorumludur. Peygamberimiz konu ile ilgili şöyle buyurmuşlardır ; “ Dostum Cibril bana komşulukla ilgili o kadar geldi ki ben komşunun komşuya mirasçı olacağını zannettim.”
Kişi içerisinde yaşadığı topluma karşı sorumludur. Peygamberimiz konu ile ilgili şöyle buyurmuşlardır ; “ Sizlerin en hayırlınız başkalarına iyilikte bulunanızdır.”
3 – İbadet kavramında doğaya ve hayvanlara karşı sorumluklarımız gelmektedir.
Konu ile ilgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır ; “ Hayvanlara ve doğaya karşı sorumlusunuz.”
Ömür geçiyor. Rabbimizin rızasını aramak dileğiyle…